Bu atasözünü duymayan bilmeyen yoktur. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ne tarafa kaçsak tehlike ve küresel düzen peşimizi bırakmıyor. İnsanların duyguları üzerinden çok güzel bir manipülasyon yapılmakta. Öyle ki devreye fenomen, sanatçı ya da inandıracağı kesime yakın kişileri kullanıyorlar. Mastercard ve visa card için boykot çalışmaları başladı. Yerinde ve doğru bir hamle olan bu çalışmaya alternatif olarak gösterilen kart ise Troy’dur.

Troy kart nedir diye baktığımızda %51’inin Merkez Bankası’na %22’sinin devlet bankalarına diğer kalan hisselerinde özel bankalara ait olduğu oluşumdur. Gel gelelim alternatif olarak yerli ve milli sunulan Troy kartında çok da yerli olmadığı ufak bir araştırma da ortaya çıkabilir. Kullandığı uluslararası alt yapı sağlayıcısı Discover card bir Amerikan Yahudi sermayesi olan Sears adlı büyük bir perakende giyim firmasının. Daha sonra iflas eden firma kime devrediliyor sizce? Morgan Stanley adlı çok uluslu yatırım ve finans hizmetleri şirketine devrediliyor. Diğer ilginç olan bilgi ise Çin’in yerli kartı Union ve Hindistan’ın yerli kartı Rupay ile Troy kartın aynı sisteme bağlı olmasıdır.

Troy kart ilk tanıtıldığı zamanlarda Nakitsiz bir toplum için önemli bir araç olduğu belirtilmişti. Avrupa’nın en büyük kartlı ödeme pazarı olan Türkiye’de böyle bir adımın atılması da nakdi ödemenin tamamen bitirilmesine yönelik olduğu düşünülebilir. Daha önceki yazılarımda tüm dünya uluslarında tek bir ödeme sistemini yani nakitsiz bir toplum istediklerinden bahsetmiştim. Tek bir yerden kontrol etmek ve dijital paranın altyapısını oluşturmak en büyük hedeflerdendir. Başlıkta yazdığım atasözü tam da bugünleri yansıtıyor.

Gazze direnişi

İsrail’in acımasızca bombalandırmasına rağmen dim dik ayakta duran o yiğit halka ve işgalciye karşı cesurca karşı koyan kassam tugaylarına selam olsun. Kalbimiz hep sizinle. Nehirden denize Özgür Filistin.