Teknolojik gelişmelerin ilerlemesiyle beraber farklı cihazlarla yapacağımız birçok şeyi tek bir cihaz da yapabilme özgürlüğüne kavuştuk. Olumlu birçok yanı varken olumsuz özellikleri de ne yazık ki hayatımızda yer almaya başlamıştır.

İnsanlar küçük bir ekran karşısında saatlerce vakit geçirmeye başlamıştır. Toplumdan soyutlanma derecesine kadar giden insanların sayısı da her geçen gün artmaktadır. Milenyum çağı ile birlikte yeni bir bağımlılık ortaya çıkmıştır. Bu bağımlılığın adı Teknoloji bağımlılığıdır. Günün 3/2 sinden fazla zamanını sosyal medya, oyunlar vb. şeylerde geçiren insanların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Bu bağımlılık da beraberinde farklı bir tip yeni hastalıklar da getirmektedir. Dijital araç gereçlerin çeşitlenmesi ile beraber e-hastalık olarak nitelendirilen rahatsızlıklar ise şunlardır: Cheesepodding, Photolurking, Ego sörfü, Facebook depresyonu, Youtube Narsizmi, Borderline selfitis, Fantom titreşim sendromu gibi hastalıklar ortaya çıkmıştır. Teknolojik cihazların oluşturmuş olduğu psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar artmakta ve yaygınlaşmaktadır.

En sık görülen hastalıklardan bazılarından kısaca bahsetmek istiyorum. Fantom titreşim sendromu olarak adlandırılan hastalıkta kişilerin telefonları çalmadığı halde veya bildirim gelmediği halde titreşim olmuş gibi hissedip telefona bakmalarıdır. Yapılan araştırmalarda kişiler bir beklenti içinde olduğunda beyin yanlış bir sinyal gönderebilmektedir. Diğer bir hastalık Photolurking ise sosyal medya araçları üzerinden kişilerin fotoğraflarına uzun süreler boyunca bakmak ve bu davranışı sürekli tekrarlamak. Bir diğer hastalık olan Ego sörfü ise kişilerin kendileri hakkında yapılan paylaşımlar, beğeniler ve yorumları sürekli olarak takip etme ihtiyacı duymaları kendi isimlerini sürekli internette aramalarıdır. Bu kişiler çevrimiçi itibarlarını korumak için bunu yapmaktadırlar. Son zamanlarda iyice yaygınlaşan Youtube Narsizmi rahatsızlığı ise kişilerin kendilerini tanıtmak ve sanal ortam da yer edinmek için youtube platformunu kullanmalarıdır. Onlar için önemli olan kendilerini tanıtmak ve takdir toplamaktır. Amaçları popüler olmak ve videolarının çok izlenmesini istemeleridir. Son olarak Acute selfities olarak nitelendirilen bu hastalıkta kişiler kendilerinin fotoğraflarını günde en az 3 kere çekmeleri ve çektikleri bu fotoğrafları sosyal medya da paylaşmalarıdır. Dikkat çekme ve onaylanma arzusu içindedirler.

Gerçek hayattan soyutlanmış bu insanlar dijital bir köle gibi yaşamaktadırlar. Hiçbir önlemin alınmadığı bir yerde insanların bu şekilde bağımlı hale getirilmesi de küresel ölçekte hedeflenen amaçlardan biri olduğunu da düşünebiliriz.