Alfa, Beta, Gama ve Mu…
Son birkaç gündür Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran’ın çarpıcı açıklamalarını takip etmekteyiz. Sayın Demirkıran, Covid yoğun bakımlarındaki doluluk oranının yüzde 70’lerde olduğunu söyledi.
Türk Yoğun Bakım Derneği'nin yoğun bakımdaki hastalarla ilgili yaptığı aşı araştırmasının sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşan Demirkıran, Covid yoğun bakımındaki hastaların yüzde 52'si aşısız olduğunu geri kalanların da ya eksik aşılı ya da aşının üzerinden epey süre geçmiş yani aşının etkisini yitirdiği kişilerden oluştuğunu söyledi.
Buradan anlaşılıyor ki aşı her ne kadar virüs karşısında yüzde 100 etkili olmasa da virüse karşı bağışıklık kazanılmasında ve hastalığın hafif atlatılması noktasında çok etkili. Hatta uzmanlara göre aşı virüse karşı elimizdeki en önemli silah…
Haziran ayı başında toplumumuz yeni normale geçmiş ve kapanmalar, kısıtlamalar kaldırılmıştı. Maalesef bu süreçte virüs yokmuş gibi, hiç olmamış gibi hareket ettiğimiz için ya da virüs tamamen kontrol altına alınmış gibi maskeleri sıyırıp attık, mesafeleri kaldırdık, düğünlerde derneklerde kol kola girip halay çektik. Netice itibariyle taban yapmış virüs yeniden hortladı. Gelinen noktada 3 ay gibi kısa bir sürede günlük vefat sayıları 300’lere dayanırken; yeni vaka sayısı ise 20 binleri aştı.
Şimdi okullarımız da açıldı. Okullardaki, sınıflardaki hatta okul önlerindeki tablo korkunç. Maske-mesafe yok, koruma kolama arasan bulunmuyor. Bir arkadaşımın liseye giden çocuğu “bu gidişle ya bir süre sonra okullar tekrar kapanır ya da hepimiz korana oluruz ve bütün sınıflar sırayla ev karantinaları yaşarız!” şeklindeki endişesini dile getirmişti.
Geçen gün bizim gazetenin manşetinde de toplu taşımla araçlarındaki durum gösterilmişti. Servisler olsun, otobüsler olsun lebalep dolu. Gördüğümüz bu fotoğrafın üzerine endişemiz giderek artıyor. Yarın öbür gün üniversiteler de açılacak. Kafelerde, kantinlerde, yurtlarda, anfilerde oluşacak tablo gözünüzün önüne geliyordur.
Yüz yüze eğitim şart, okulların açık kalabilmesi için tüm şartlar zorlanacak dense de mevcut durumda bunun çok da mümkün olacağı kanısında değilim.
Bu sadece insanımızın virüs karşısındaki vurdumduymazlığından kaynaklanmıyor elbette. Bakınız her gün yeni bir virüs dalgası ile karşı karşıyayız.
Alfa, Beta, Gama ve Delta... Dünya Sağlık Örgütünün endişe verici olarak açıkladığı varyantlar.
İzlenmesi gereken gruptaki varyantlarsa Eta, Lota, Kappa ve Lambda...
Şimdi de Mu varyantı çıktı. Dahası uzmanlar Mu 1 ve Mu 2 diye bunun devam edeceğini öngörüyor. Aşının bu varyantlara karşı ne kadar etkili olabileceğini göreceğiz. Ancak şimdilik görünen ve yavaş yavaş dillendirilmeye başlanan bir şey var ki aşı işi 2. ya da 3. doz ile sınırlı kalmayacak. Belli aralıklarla (muhtemelen 5-6 ay) aşıyı yenileyeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.