Muhammet Yasin Akdeniz

Muhammet Yasin Akdeniz

Dikkat bu yazı ciddi bir çocukluk içerir!

Dikkat bu yazı ciddi bir çocukluk içerir!

Önceki günden yapılmıştır plan Mahallenin tüm sokaklarında adım atılmadık hiçbir ev, zili basılmadık hiçbir daire bırakılmayacaktır. Ayrıca geçmiş yıllardaki tecrübeler göstermiştir ki poşet birden fazla olmalı, açıkta verilen gofret tarzı tüm yiyecekler için müstakil bir poşet bulundurulmalıdır. Geç başlamak hiç de akıl işi olmadığı planları küçük bir tartışma sonucunda sonuca, “sabah erken kalkılacak” kararı aldırmıştır. Güzel kıyafetler giyilmeli, en şirin hali ile en tatlı ses tonu ile bağrılmalıdır. Ayrıca gruplara ayrılmalı ve bir kapıya üç kişiden fazla gidilmemelidir. Kalabalık olmak; hem teknik olarak hem de manevi olarak hiç de uygun olmaz.

Geçen senelerin birikimleri, kimi komşuları başarılı kimi komşuları da başarısız şeklinde sınıflandırabilir. Sadece sınıflandırılanlar komşularla kalmaz, apartmanlar da “kapıcının dağıttığı” ve “kapıcının dağıtmadığı” şeklinde sınıflandırılır. Açıkçası kapıcının dağıttığı apartmanlar tam bir hayal kırıklığıdır. Ne de olsa 40 alınacakken 1 alınır. Bu yüzden makbul sayılmaz. Buralar planlar dahilinde en sonra bırakılan yerler olarak eyleme aktarılır. Ayrıca yalnızca evler değil mahallede bulunan tüm dükkanlar da ziyaret edilmelidir. Kim bilir, belki de hiç umulmadık dükkandan umulmadık bir hediyeler gelebilir.

Yapılacak en önemli işlerden biri ise şu maninin ezberlenmesidir:

Şivli şivli şişirmiş,

Erken kalkan pişirmiş,

İki çörek bir börek,

Bize namazlık gerek. Şivliliiiiik...

Bu mani ezberlenmediği takdirde iş sadece çikolata avcılığı gibi gözükür ki bu çok da istenen bir durum değildir. Çünkü “ne kadar çikolata toplanırsa o kadar kâr” sloganı hedef gibi gözükse de amaç her şeyden önce – ki bunu tüm çocuklar kesinlikle hissederler lakin dile getiremeyebilirler- paylaşmak, selamlaşmak, kaynaşmaktır.  

Zorlu ve bir o kadar da heyecan dolu, kararlı ve hedefine odaklanmış bir biçimde süreç 08.00’da başlar. Sokaklar artık evlerde ekranlara hapsolmuş gözleri bir mücevher gibi ortaya çıkarır. Sosyal dünyadan gerçek dünyanın ellerine bırakır. Bir arınma tüm hızıyla baş kaldırır: Arkadaşlık, paylaşma, güven, sevgi, hoşgörü, umut...

Gerçek bir heyecandır, gerçek bir mutluluktur, gerçek bir yorgunluktur hissedilen.

Gün artık kendini bırakırken yıldızların zamanına, alacakaranlıkta dökülür mutfağa: Gofretler, çikolatalar ve şekerler... Hepsi biter bir kaç güne ya da haftaya... Lakin kalır yüreklerde gerçekten hissedilen “his”ler.

Şivliliiiiiiiiikk....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhammet Yasin Akdeniz Arşivi