KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3240 %0,25
48,8367 %0,46
4.864,08 % 0,15
Ara

Algının Derinliklerine Yolculuk

YAYINLAMA:

Görmek, yalnızca gözlerin fiziksel olarak aldığı ışık uyarılarını algılamak mıdır yoksa daha derin, bilinçli bir süreci mi içerir?

Gerçekten görmek, yalnızca fiziksel bir algılama süreci değil, aynı zamanda bilinçli bir farkındalık sürecidir. Bilinç, görsel bilgiyi anlamlandıran ve ona anlam katan bir mekanizmadır. Örneğin, bir tabloya bakmak ile tablodaki detayları, renkleri ve kompozisyonu fark etmek arasında fark vardır. Bu fark, bilinçli farkındalık düzeyimizle ilgilidir.

Bakmak ve görmek arasındaki fark, yalnızca sağlıklı bireyler için değil, aynı zamanda görme engelli bireyler için de önemli ve anlamlıdır. Görme engellilik, bir kişinin görsel bilgiye erişimini kısıtlar, ancak bu, onların dünyayı algılayamayacakları anlamına gelmez. İşte bakmak ve görmek arasındaki farkı, daha net ifade edeceğini görme engelli bireylerin perspektifinden örnekleme yapacak hikayemize geçelim.

Adamın biri, güneşli bir gün ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezinirken yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:

- Buraların yabancısıyım. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler, yerini biliyor musun?

Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:

- Ben de buraya ilk defa geliyorum demiş.

Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde!

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş.

Çocuk:

- Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş.

Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

- İyi ama demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediğini nereden biliyorsun?

- Çocuk, tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye yanıtlamış.

Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara.

Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu da duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, teşekkür etmek için döndüğünde fark etmiş çocuğun kör olduğunu.

Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini fark ettiğini.

Çocuk, ışığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken; üç yıl önce bir kaza geçirmiştim demiş, görmeyi o kadar çok özledim ki.

Sizinkiler sağlam öyle değil mi?

Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken; artık emin değilim, demiş.

Emin olduğum tek şey, senin benden iyi gördüğündür.

Gören körler, farkındalıktan yoksun bireylerdir.

Gören kör olmamamız ümidiyle,

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *