Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Camilerimize Erişimde Büyük Adım

Camilerimize Erişimde Büyük Adım

Konya İl Müftülüğü ve Selçuklu İlçe Müftülüğü nezdinde yürüttüğümüz, engellilerin camilere erişimi projemizde sona yaklaştık.

Sayın İl Müftümüz Ali Öge Bey’e, Sayın Selçuklu İlçe Müftümüz Bekir Derin Bey'e ve konu engelliyse hiç bir zaman desteğini esirgemeyen Konya Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Murat Közoğlu Bey’e projeye verdikleri destek için sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Böylesi yüreği geniş kamuda yetkin dostlarımızın sayısı arttıkça, eminim ki ülkemizde engelliye dair sorunlar çok daha hızlı ortadan kalkacaktır. Allah onlardan razı olsun be sayılarını artırsın.

Proje tamamlandığında nasip olursa Türkiye'de bir ilki başarmış olacağız.

Şimdilik konuya dair, Nisan 2021 tarihli yazımızı hatırlatalım ve engellerin aşılmasına dair güzel şeylerin artmasını temenni edelim. Daha gidilecek çok yolumuz var.

"Erişilmez mekanlar; camilerimiz"

Yaratılan en mükerrem ve üstün varlık insandır. Yaratılışındaki farklılıklarla, gerek doğuştan gerekse sonradan meydana gelen fiziksel engeller, bu durumu değiştirmez. Rabbimiz Kur’an’da, bu farklıların imtihan vesilesi olduğunu belirterek bizleri uyarmaktadır.

Sahih hadislerde ise, Hz. Peygamber (s.a.s.); 'Allah insanların dış görünüşlerine değil, kalplerine ve amellerine bakar.' buyurmuştur.

“Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın ismi anılmaktan men eden ve harap olmalarına çalışan kimseden daha zalim kim vardır?…” (Bakara, 2/114.)

"Burada söz konusu olan pek tabii ki, camilere, mescitlere düşmanlık yaparak onları harap hâle getirmek isteyen kimselerdir. Tefsirlere baktığımızda bunların bazen Hristiyanlar, bazen Yahudiler ve bazen da müşrikler olarak yorumlandığını görüyoruz. Buradaki vurucu nokta, camilere Allah’ın ismini zikretmek için gidenleri engellemenin bir zalimlik olduğu gerçeğidir." (Prof.Dr.Ali Erbaş)

Cami kelimesinin asıl anlamı da zaten "toplayan bir araya getiren"dir. Orada renk ayrımı, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, engelli-sağlam ayrımı, protokol yoktur, dünya üzerinde her insanın eşit olduğu belki de tek mekandır.

Engellerin ortadan kaldırılması ve sağlıklı insanların sahip olduğu tüm haklardan faydalanabilmesi için engellilere yönelik sosyal politikaların, temel esasları kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Pek çok maddenin içerisinde yer alan esaslardan birisi de şudur:

Engellilerin sosyal, kültürel, eğitsel, sanatsal, sportif ve dinî etkinliklere eşit katılımının önündeki engeller kaldırılır.”

Erişilebilirlikle ilgili yasal düzenlemelerden bir diğeri ise, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda yer alan Ek Madde 1’e göre, “Fiziksel çevrenin, engelliler için ulaşılabilir ve yaşanılabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları Enstitüsü' nün ilgili standartlarına uyulması zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

Kanun ve yönetmeliklerde fazlasıyla engellilere erişim kolaylığı sağlanması mecburiyeti bahsi geçmektedir. Ancak birçok alanda sağlanan bu kolaylıklar, nedense sıra ibadethanemiz olan camilere geldiğinde göz ardı edilmektedir.

Anlam veremediğim bir diğer konu, (ramazan ayında televizyonda bolca seyredeceğimiz meşhur Çağrı filminde gösterilen) ilk mescidimiz olan Kuba Camii (Mescidi) gayet düz bir zemindedir. Kabemiz aynı şekilde eski fotoğraflara baktığımızda gayet düz zemindedir.

Neden sonra tarih boyunca, özellikle ülkemizde, ağırlıkla yaşlılarımızın gittiği camiler, sakın gelmeyin dercesine sanki heybet basamaklardaymış gibi, 40, 50 basamaktan oluşan, merdivenlere boğulmuş ve halen bu zihniyet devam etmektedir.

Ayetler, hadisler, kanunlar, yönetmelikler... Engelliler camilere gelebilsin derken, değerli proje çizerlerimiz, sağlıklı insanların bile gelmesini zorlaştıralım diye her yeni projeye bir 10 basamak daha eklemeyi hüner sayar oldu. Bu ne yaman çelişki dedikleri tam da bu olsa gerek.

Bu konuların sorumlularından başta Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri ve belediyelerimiz olmak üzere bu dar bilgisiyle naçizane birkaç tavsiyem olacak; en azından, merkezi camilerimizde mimarisi uygun olan genişçe yer ayrılan geç gelen mahfilindeki bölüme, şayet yoksa ayakkabılık bölümüne tekerlekli sandalye ile girilebilir bir bölüm yapılmalı.

Değişen yönetmelik sonrası, yapılması mecburi hale gelen, birçok camimizde rastladığım, milli atletlerimizin dahi çıkamayacağı sırf yapmış olmak için yapılmış olan, o engelli rampalarını düzenleyerek, TSE’nin bu konuda verdiği standartlara uygun hale getirilmeli.

Bundan sonra yapılacak camilerde ilgili standartlara uygun mimariye onay verilmeli.

İlk etapta merkezi camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, görme engelliler için hazırlanan Kur'an-ı Kerim bulundurulmalı. İşitme engelliler için minarelere, vakit bildirim amaçlı, renkli bir ışıklandırma sistemi kurulmalı.

Teoriden ve toplantılarda dillendirilen görüşlerden öte geçilerek ilk etapta, uygulaması kolay ve masrafsız olan basit tedbirler ve uygulamalar, daha fazla gecikmeden hayata geçirilmeli.

Zeka geriliği dışındaki hiçbir engel, mümini namazdan muaf kılmaz, bu bilgi ışığında sağlıklı mümin kardeşim engelliye "Allah'a şükret, diğer tarafta mutlaka mükafatını göreceksin" tavsiyesinde bulunur. Ancak şükretme mekanına erişimdeki sıkıntıdan bihaber olduğundan, engelliye sadece evde şükret yeterli konumuna getirerek daha bu tarafta engel koymayı uygun görüldüğünü atlamaktadır.

Elbette engelli, erişemiyorum diye ibadetinden vazgeçmemeli o ayrı konu, ama erişimi zorlaştıranlarda bu vebalin omuzlarında olduğunu bilmeli.

Bu bölümde engelsiz cami sayısının 20 bine yaklaştığını (çoğu standart dışı rampa olsa da), özellikle pandemi döneminde, birçok ilimiz müftülüklerince, Cami-Engelli buluşma programları düzenlendiğini,

Sakarya'da yapımına başlanan "Engelliler Cami ve Eğitim Külliyesi" projesi ile engelliler ibadetlerini ve sosyal aktivitelerini daha rahat gerçekleştirme imkanına kavuşacakları bir mekan yapımına başlandığını, bildirmezsem haksızlık yapmış olurum.

Netice olarak, bu işte sorumlu kişiler, camiye erişimi değil, katılımı yükselttiğinde hayır işlemiş, görevlerini bihakkın yapmış olurlar... diye düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa AYCAN Arşivi