Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Depremde engelliler ve yaşlılar ne olacak?

Depremde engelliler ve yaşlılar ne olacak?

Depremler, herkes için ve tüm dezavantajlı gruplar için büyük bir tehlike oluştururken, engelliler için daha da büyük bir risk taşır. Engelli vatandaşların, deprem sırasında kaçmaları veya kendilerini korumaları hiç kolay değildir. Bu nedenle, bölgedeki sosyal yaşamın yeniden inşası sürecinde engelli vatandaşların deprem öncesi ve sonrasındaki ihtiyaçlarına uygun önlemlerin alınması ve desteğin sağlanması gerekmektedir.

Depremin en büyük etkilerinden biri, engelli vatandaşların evlerinde mahsur kalmalarıydı. Türkiye’de nüfusun engellilik durumuyla ilgili veriler eski tarihli olmakla birlikte, yaş ilerledikçe nüfusun engellilik durumunun yükseldiği bir grafik söz konusudur. Genel olarak OECD-AB ve Türkiye verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i, Türkiye nüfusunun %13’ü engelli bireylerden oluşmaktadır. Bu verilere göre, enkaz altında kalanların ve enkazdan kurtulanların en az %10’unun engelli bireylerden oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Afet durumlarında engelli ve engelli hale gelmiş yaşlı bireyler için alınması gereken önleyici tedbirler başta olmak üzere kurtarma süreci ve sonrası hizmetlerin önceden yerel yönetimler tarafından planlanması gerekmektedir.

Engelli ve yaşlılar için doğal afet kapsamına deprem, sel, su basması, toprak kayması, yangın ile birlikte kar yağışı, karın yerde uzun kalması, yoğun yağmur ve şiddetli rüzgârda afet durumudur. Çünkü engelliler, yaşlılar ve bebekli aileler tüm bu doğa olaylarında evden veya bulundukları yerden çıkamaz durumda kalabiliyorlar.

Afetlerde riske daha açık kişiler olarak; Engelliler, yaşlılar, yatan hastalar, bebekli aileler, yalnız yaşayanlar, hayvan beslenen evler de dikkate alınmalıdır.

Bir afet durumunda, özel gereksinimli bireyler diğer bireylerden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalırlar. Acil durumların yaşandığı anlarda özel gereksinimlerin belirlenmesi de zor olur, dolayısıyla da kişiye uygunsuz yardım sunulur. Örneğin ortopedik, görme ve işitme engelli bireyleri çıkarmak özel bilgi gerektirir, zihinsel olarak farklı gelişen biriyle iletişim kurmak özel bilgi gerektirir, ihtiyaçlarına uygun özel yöntemlerin bilinmesi ve hazırlık yapılması gerekir.

Bir afet durumunda, özel gereksinimli bireyler diğer bireylerden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalırlar. Acil durumların yaşandığı anlarda özel gereksinimlerin belirlenmesi de zor olur, dolayısıyla da kişiye uygunsuz yardım sunulur. Örneğin ortopedik, görme ve işitme engelli bireyleri çıkarmak özel bilgi gerektirir, zihinsel olarak farklı gelişen biriyle iletişim kurmak özel bilgi gerektirir, ihtiyaçlarına uygun özel yöntemlerin bilinmesi ve hazırlık yapılması gerekir.

Belediyelerin engelli daha geniş kapsamıyla özel gereksinimli bireyler ve aileleri konusunda hane taraması ile tespit yapması, il ya da ilçesindeki özel gereksinimli bireylerle ilgili veri bankası oluşturması, bu verilerin bir mobil otomasyonla sürekli aktif tutulması ve afet durumlarında söz konusu özel gereksinimli bireye doğru yardım ulaşması için AFAD birimleri ile bilgileri paylaşması kurtarmanın sürecine ve sonrasına çok önemli katkı sağlamış olacaktır.

Kurtarma ve yardım ekibinde çalışacak kişilerinde engellilerin kurtarılması, doğru iletişim konularında eğitilmesi ve işaret dili biliyor olması gerekmektedir. Ne zaman olacağı bilinmeyen acil durum ve afetler için önceden plan yapmak akademik ve saha çalışması gerektirir.

Belediyeler afet öncesi, afet anı ve afet sonrası şeklinde eylem planlarını oluşturarak hazırlıklı olmalıdırlar. Sığınaklara erişilebilirlik konusunun incelenmesi başta olmak üzere, Özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin konuyla ilgili eğitilmesi, apartman yönetici ve görevlilerinin eğitimi, sosyal işletme yönetici ve çalışanlarının eğitimi gibi birçok hazırlığın yapılması gerekiyor. Süreçler konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetlerini bu konulara emek vermiş birey veya kurumlardan destek alınmalıdır.

Afet öncesinde özel gereksinimli bireyler en çok zaman geçirdikleri yerde bir çanta içinde aşağıdaki ihtiyaçları bulundurmaları önemlidir. Su, toz maskesi, düdük, cep telefonu, birçok paket bebe bisküvisi, acil sağlık çantası, fener, sık kullandığı ilaçlar, sağlık bilgilerinin yer aldığı acil sağlık kartı.

Türkiye’de her il veya ilçe nüfusunun % 13' ü, yaklaşık 10 milyon 100 bin insanımız çeşitli sınıflarda özel gereksinimli yani geleneksel ifade ile engellidir. Özel gereksinimli bireylerle yani Engellilikle ilgili konular, anne-baba-kardeş-eş ve çocuklarla en az 30 milyon kişiyi direkt ilgilendirmektedir. Engellilerle birlikte Nüfusun %4 ünü oluşturan 75 yaşın üstündeki 3 milyon yaşlı ve her yıl doğan 1 milyon 300 bin bebek ve ailesi de özel gereksinimli bireylerdir. 2004 ve 2005 yılında çıkarılan 5216 ve 5393 sayılı Belediyeler Kanunu ile 5378 sayılı Engelliler Kanunu’nda engellilerin, engelli hale gelmiş yaşlıların, onlara bakan kişilerin ve ailelerinin hayatın her alanına eşit katılabilmeleri, güvenli ve eşit yaşamaları için engelsiz erişilebilir ulaşılabilir mimari çevre düzenlemeleri başta olmak üzere belediyelere ve kurumlara zorunlu görevler verilmiştir.

Engelsiz bir Türkiye için kalın sağlıcakla.

Kaynak: Adem Kuyumcu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi