EĞİTİMDE YAPBOZDAN WALDORF'A
Eğitim konusunda dünyada iki akım var. Birincisi ‘çocukların yarış atı olduğu’, ikincisi de ‘çocukların kendisi olduğu’ akım. İkinci akım hızla yayılıyor.
Yapboz sistemini benimseyen, ezberci, nota dayalı ve tekerrürden ibaret eğitim sistemimizin yanında, son birkaç yıldır Türkiye'de yayılan 'Waldorf okulları' öğrencilere doğa ile iç içe öğrenim olanağı sunuyor. Türkiye'de 2017 yılında, 8 anaokulu ve ilkokul bu eğitim modelini uygularken, her geçen yıl yenileri eklenerek hızla artıyor.
Küçük yaşta yarışa katılan çocuklar ergenlikte ağır bedeller ödüyor, hayatı kaçırıyor. Oysa kendisi olma anlayışla eğitilen çocuklar ileride de çok başarılı oluyorlar.
Waldorf yaklaşımı “eğlenerek ve deneyimleyerek öğrenme” ilkesine dayanıyor. Çocukların kabiliyetlerini ortaya çıkaran oyunlar, masallar ve aktiviteler, bu yaklaşımın temelini oluşturur.
Waldorf yaklaşımı, 20. yüzyılın son çeyreğinde, Rudolf Steiner tarafından geliştirilen bir eğitim modelidir. Bu modele uygun eğitim veren ilkokul, Almanya'da açılmış. Daha sonraki yıllarda başta İngiltere, İtalya ve İspanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde Steiner okulu açılmıştır.
Bu okulların müfredatında yer alan dersler ve derslerin işleniş biçimi klasik eğitim anlayışından farklıdır. Dersler kadar derslerin işleniş biçimi ve işlendiği yer de büyük önem taşır. Sınıflarda kullanılan materyaller pamuk ve elyaf gibi doğal malzemelerden yapılır.
Waldorf Eğitiminde Faydalanılan Sanat Dalları;
1-Müzik eğitim sisteminin temelini oluşturur.
2- Resim; öğrencilerin hayal gücünü geliştirmede ve duygularını ifade etmede bir araç olarak kullanılır. Resim derslerinde pastel ve sulu boyalar dışında lego ve oyun hamurları da kullanılır.
3- Edebiyat; öğrencilere erken yaşta kitap okuma alışkanlığı kazandırılır. Ezberci bir eğitim sistemine karşı çıkan bu yaklaşımda çocukların okuduklarını anlama, yorumlama ve ifade etme yeteneklerinin gelişmesi hedeflenir.
Waldorf Yaklaşımında amaç;
Çocukların yaratıcılıklarını geliştirmesini sağlamak. Sanata merakı ve yeteneği olan çocukları erken yaşta keşfedip onları bu alanlara yönlendirmek. Öğrencilerin doğaya, hayvanlara ve çevrelerine karşı duyarlı olmasını sağlamak.
Waldorf Yaklaşımının Temel İlkeleri
1- Waldorf yaklaşımında preskriptif adıyla da bilinen klasik eğitimin temel ilkeleri uygulanmaz.
2- Waldorf yaklaşımı ezberci bir eğitim sistemden farklı olarak öğrencilerin gözlem yaparak, araştırarak ve bizzat deneyimleyerek öğrenmeleri hedeflenir.
3- Bu eğitim modelinde doğa önemli bir rol oynar. Öğrencilerin doğa ile iç içe olması sağlanır. Sık sık doğa yürüyüşleri düzenlenir. Bazı dersler okulun bahçesinde yapılır.
4- Waldorf yaklaşımında sınıfların dekorasyonu da oldukça farklıdır. Derslikler bir çember oluşturacak şekilde dizilir. Böylece her öğrenci diğer sınıf arkadaşlarını görebilecek şekilde oturur.
5- Münazara geleneği de Waldorf yaklaşımının en önemli unsurlarından biridir. Münazarada iki gruba ayrılan öğrenciler, kendilerine ayrılan süre boyunca karşıt görüşleri savunur.
6- Bu yaklaşımın ilkelerini benimseyen okullarda sınav ve test yapılmaz. Öğrencilere not verilmez. Çünkü Rudolf Steiner'e göre, not sistemi, öğrencilerin sadece sınavlara ve not ortalamasına odaklanmasına neden olur. Alman filozofa göre eğitim kurumlarının temel amacı öğrencilere not vermek değil, onlara meslek yaşamlarında gerekli olan temel bilgiler kazandırmaktır.
Waldorf Yaklaşımının Temel Uygulamaları
1) Dersler tamamen eğlenceli ve çocuklara uygun bir şekilde dekore edilmiş sınıflarda işlenir.
2) Öğrenciler soru sormakta, istedikleri zaman sınıfı terk etmekte özgürdür.
3) Müfredatta matematik, coğrafya ve tarih gibi temel derslerin yanı sıra masallar ve halk efsanelerine de yer verilir.
Canım ülkemin yapboz eğitim sisteminden arınarak, bu sistemi uygulamaya koyması, tahminimce bizlerin yetiştirildiği ezberci ve nota dayalı sistemlerden(!) farklı olarak geleceğe akıl ve mantık ışığında yön verecek, körü körüne bağlılık modellerine son verecek bir model olduğu ayan beyan ortada. Tek problemimiz, sisteme yön veren idarecilerimizin fikri hür, vicdanı hür, aklıyla, zekasıyla karar verme yetisine sahip bir nesil isteyip istemedikleri.
Son cümle olarak gelmekte olan nesile tavsiyem, hangi sistemle eğitilirlerse eğitilsinler, 95 yıl önce, 1927 yılında Ulu Önderin hedefi belirlediği şekliyle, bizlerin başarısız olduğu, onların başarmak zorunda oldukları; “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” hitabesine sımsıkı sarılmaları olacaktır.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.