Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Engelli Maaşı Uygulaması Hatalı mı?

Engelli Maaşı Uygulaması Hatalı mı?

Ülkemizde engellilerin istihdam edilebilmelerinde kamu ve özel sektör işverenlerine çeşitli yükümlülükler konuldu. Bu kapsamda engelli işçi istihdamı 1971'de yürürlüğe giren 1475 sayılı İş Kanunu ile düzenlendi ve kamu ve özel sektör işverenlerine yüzde 2 oranında engelli işçi çalıştırma yükümlülüğü getirildi. Yapılan yeni bir mevzuat düzenlemesi ile de bu oran kamu işyerleri için yüzde 4 olarak belirlendi.

İş Kanunu uyarınca, engelli istihdam etme yükümlüğünü yerine getirmeyen özel sektör işverenleri için bir cezai yaptırım söz konusu. İşverenler her ay istihdam etmedikleri her engelli çalışan için belli bir miktar cezayı ödemekle yükümlü. Kamu kurum ve kuruluşlarına da çalıştırdıkları personele ait kadrolarda yüzde 3 oranında engelli memur çalıştırma yükümlülüğü mevcut.

18 yaş üstü ve yüzde 40 engelli raporu bulunan vatandaşlara engelli aylığı veriliyor. Yüzde 40 ve yüzde 69 engelli vatandaşlara 865 lira ödenirken yüzde 70 ve üzeri engeli bulanan vatandaşlara ise 1.298 lira engelli aylığı ödeniyor.


Evde bakım yardımından yararlanan kişi sayısı 2007 yılında 28 bin 583 iken, bu sayı 2021 yılında yaklaşık 18 kat artarak 535 bin 700'e ulaştı. (Rakamlar ve tablolara Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü sayfasından ulaşılabilir)

Bu tür yardım ve hizmetlerin finansmanı 
devlet bütçesi, kamu kaynakları ve fonlarca
sağlanmaktadır. 

Diğer bir ifadeyle göreceli olarak dezavantajlı durumda olan gruplara, pozitif ayrımcılık yapılarak, bu grupların korunması 
yükümlülüğü, Anayasa tarafından devlete yüklenmiştir (Anayasa, m.10,61). 

İdare, bu amaçla sosyal güvenlik kapsamı dışında kalan dezavantajlı gruplara sosyal yardım ve sosyal hizmetlerde bulunarak bu yükümlülüğünü mali kaynakları ölçüsünde yerine getirmeye çalışmaktadır.

Başlangıçta iyi niyetle ve sosyal sorumluluk gereği, dezavantajlı kesimi koruma amacı ile çıkılan bu yol, öyle bir hal aldı ki, neredeyse dişi kırılan vatandaş engelli raporu almaya koşar oldu. Rakamlar arttıkça engelli simsarlarının iştahı artar hale geldi. 

2018 yılı rakamlarına göre, engelli maaşı ya da engelli bakım maaşı adı altında devletten her ay düzenli aylık alan sayısı, 1.236 kişi iken, 2022 yılında bu rakamın çok daha fazla arttığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Ayrıca bu sayıların her artışı haksız kazanç sağlayan engelsiz engelli oranını da doğru orantılı olarak artıracağı aşikardır.

Konunun en acı tarafı ise; bu aylıkla geçimini sağlamaya çalışan engellinin bir çoğunun istihdam edilebilecek yapıda ve kapasitede olması. 

Öyle ki, birçok alanda etkin görev alacak engelli, bu aylıkla birlikte, hem devletçe hem de ailenin telkiniyle kendini işe yaramaz hissetmesi sağlanıyor, özgüveni kırılıyor. 
(Bu bölümdeki sıkıntılar oldukça fazla, ancak detaya bir başka yazımızda girelim)
 
En basit ifadeyle, engelliye ve aileye ve sus payı olarak verilen bu maaşlar, kişinin "beni istihdam et" çığlığını çok düşük maliyetle dindirecek, idare de bu sadaka metoduyla  sosyal sorumluluğunu yerine getirmiş olacak. 

Birçoğunuz bunun neresi kötü? Devlet engellisine sahip çıkıyor, imkanları ölçüsünde ona gelir sağlıyor, gözetiyor vs. diyorsunuz.

Oysa konu hiç de sanıldığı gibi değil dostlar. 

Gelin meseleye başka bir pencereden bakmaya çalışalım:
Yukarıda belirttiğim gibi 2007'den bugüne bu yardımları alan kişi sayısı tam 18 kat artmış ve emin olun, belediyelerimiz, bireysel ve sosyal kuruluşları da eklerseniz bu rakam korkunç bir hal alır ki, kendinizin sağlıklı olduğundan şüpheye düşersiniz.

Peki, çözüm ne?

Gerçekten iş göremez engelliye artırılarak bu yardımların devam etmesi ve çalışabilir engelliyi meslek edinme kurslarına teşvik kaydıyla.

2018 ve 2020 yıllarında yapılan EKPSS sınavından sonra yaklaşık olarak 200 bin engelli aday atanmayı ve bir iş bulmayı beklerken, engelliler için açılan kadro 2005 kişi, kamuda yaklaşık 8.000 engelli kadro kontenjan açığı varken bunun 1800'ü  kadar alım.

Ülkemizde genel işsizlik oranı, resmi rakamlara göre %13 dolayındadır. Oysa bu oran, çalışabilir engelliler arasında % 78’ler seviyesindedir.

İşte çözüm tam da burada yatıyor dostlar. 

İdare, bu resmi sadaka formülüne ayırdığı performans ve bütçeyi istihdama ayırarak, maaş olarak verdiği tutarı kamuda atamaya, özel sektörü engelli çalıştırmaya teşvik ile istihdama kanalize ederek, engelliyi devlete yük olmaktan kurtardığı gibi, engelsiz engellilerin bir gelir kapısını daha kapatmış olur. Engelliyi tüketici ve atıl olmaktan çıkarıp, üretim sektörüne dahil etmekte bu işin bonusu olur diye düşünüyorum.

Son olarak, liyakat konusunu, çokça tartıştığımız şu dönemde, bilinmeli ki, bir uzvunu tam anlamıyla kullanmayan kişinin, buradaki atıl enerjisi zekaya yönelmektedir.

Yönetin ya da yönetilin, Allah hiç kimsenin akıl sağlığına zeval vermesin.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi