Engellilerde İslam'ın Öğretileri ve Türkiye'deki Gerçekler
İslam, insanın değerini fiziksel özelliklerinden ya da yetilerinden ziyade iman, ahlak ve takva ile ölçer. Engellilik, Allah’ın bir imtihanı ve aynı zamanda toplumsal dayanışmayı artıran bir vesiledir. Kur’an’da insanın zayıflığına vurgu yapılırken, Peygamber Efendimiz (sav) de engelli bireylere verdiği önemle bu yaklaşımı güçlendirmiştir. Abdullah bin Ümmü Mektum gibi sahabiler, görme engelli olmalarına rağmen İslam toplumunda aktif roller üstlenmiş, Peygamberimiz tarafından liderlik görevlerine atanmışlardır. Bu örnekler, İslam'ın engelli bireyleri toplumsal hayata katılımda eşit gördüğünü açıkça ortaya koyar.
Türkiye’de engelli bireylerin hakları, hem İslam’ın insana verdiği değer hem de modern hukuk anlayışı çerçevesinde güvence altına alınmıştır. 2005 yılında yürürlüğe giren Engelliler Hakkında Kanun, eğitimden istihdama, erişilebilirlikten sosyal yardımlara kadar pek çok alanda düzenlemeler getirmiştir. Ancak bu yasal çerçeveye rağmen, uygulamada önemli eksiklikler bulunmaktadır.
Kamu binaları, yollar ve toplu taşıma araçları gibi fiziksel altyapılar, engelli bireyler için hâlâ tam anlamıyla erişilebilir değildir. Özellikle kırsal bölgelerde bu sorun daha da belirgindir. Eğitim alanında ise özel eğitim kurumlarının sayısının yetersizliği ve uzman eğitmen eksikliği, engelli bireylerin fırsat eşitliğine ulaşmasını zorlaştırmaktadır.
İstihdam konusunda engelliler için ayrılan kotalar, çoğunlukla doldurulamamakta ya da iş yerlerinde gerekli uyarlamalar yapılmadığı için istihdam edilen bireyler iş hayatına uyum sağlamakta zorluk çekmektedir. Ayrıca engelli bireylere ve ailelerine sunulan sosyal yardımların yetersizliği, onların yaşam standartlarını düşürmektedir.
Toplumsal farkındalık eksikliği, engelli bireylerin maruz kaldığı ayrımcılık ve önyargılarla birleşerek büyük bir sorun haline gelmiştir. Oysa İslam’ın öğretileri, her insanın Allah katında eşit olduğunu, engelli bireylerin de iman, ahlak ve takva çerçevesinde üstün değerler taşıyabileceğini vurgular.
Türkiye’deki yasal düzenlemeler, bu dini anlayışla uyumlu olsa da uygulamadaki aksaklıklar ve toplumsal bilinç eksikliği, engelli bireylerin yaşamını zorlaştırmaktadır. Daha erişilebilir bir çevre, güçlü sosyal destek mekanizmaları ve toplumsal farkındalığın artırılması, hem dini hem de insani bir sorumluluktur. Engellilere yönelik adil ve merhametli bir yaklaşım, yalnızca devletin değil, tüm toplumun ortak vicdanının gereğidir.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.