ENGELSİZ BİR YARIN, NE KADAR YAKIN?
Zaman ve şartların bizlere neler sunacağı, yarınların neler getireceği hiç belli olmuyor sevgili dostlar.
Her yarın, türlü engelli adaylarına gebe, beklemediğimiz bir anda, hiçte hesapta olmayan bir engelle/ engellenmeyle karşılaşabiliyoruz.
Dünya nüfusunun % 15'i engelliden oluşuyor. Yani en kalabalık azınlık. Ülkemizde ise 3 milyonun üzerinde olduğu söyleniyor.
Bunların içerisinde bazıları yaşama katılmış, ya da katılmaları için yardım sağlanıyor. Ülkemizde zorunlu eğitim sonrası eğitimini sonlandıran engelli bireylerin % 60 olduğu belirtiliyor ki, bu da istatistiksel verilerin bana göre en vahim kısmı olsa gerek.
Bu şu demek oluyor, yaşamdan ve yaşama hakkından tamamıyla soyutlanmış, evlerinde her türlü teknolojiden ve yaşam hakkından yoksun bir şekilde, yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.
Engellilerin bu hayatta yaşadıkları sıkıntıları anlamak için, bir engelli yakını ya da engelli olmak gerekmemeli aslında. Ancak yüzlerce problemleri arasında küçük bir empati gezinti yapalım isterim.
Şimdi çok kısa bir süre hayal dünyanıza gidelim. Tekerlekli sandalyedesiniz ve sıradan bir gününüze uyandınız. Önce iç, sonra dış çevreden etkileşimler almaya çalışın. Üstelik sadece tekerlekli sandalyedesiniz ve çoğu işlevi kendiniz yerine getirecek durumdasınız.
Şimdi iç çevredeki çoğu duygusal olan problemlerinizi göz ardı ederek, dış çevreye adapte olmaya çalışıyoruz.
Bir parça sosyalleşmek istediniz bu gün ne gerek varsa. Eğer bir apartman dairesinde yüksek katlardan birinde oturuyor ve binanızda asansör yok ise merdivenlerden aşağıya inebilmeniz için ilk ve en önemsiz probleminiz başladı. Olsun mutlaka bir yardım denk gelecek, büyük bir problem değil demiştim. Bir şekilde indiniz merdivenlerden. Bayır aşağı inip çıkmak gereken bir sokak ya da caddede oturuyor da olabilirdiniz. Şükredin.
Kendi kendinize tekerlekli sandalyenizi itebiliyorsanız, bir zaman sonra gücünüz tükenecek ve yolunuza dinlenerek tekrar devam edecek. Bir yardımcı varsa, bir nebze olsun kollarınız yorumlayacak. Yol boyunca mutlak suretle karşılaşacağınız çıkıntılar ve çöküntüler biraz hırpalayacak, ama olacak o kadar. Sağlıklı bir bireyde oralara takılıp engelli bir birey haline gelebilir. Yağmur mazgalları ve erişimsiz kaldırımlar en yakın yol arkadaşınız bu yolculukta.
Birçok sokak, cadde, hastane, arkadaşının evi, kafe, otobüsler, üst ve alt geçitler, tren istasyonları ve daha birçok yapı, hiçte dostane yaklaşmadı değil mi size?
Sosyalleşmeyi öyle kolay bir eylem sanmayın daha yolun çok başındasınız. Kamuya açık yerlerdeki asansörlerde ise halen öncelik çoğu zaman kendini sağlıklı! Gören şahsiyetlerde. Bunu mutlaka o sandalyeye binmeden önce de fark etmiş olmalısınız.
Tamam, bu minik tekerlekli sandalye turunu devam etmeyelim. Henüz yolun çok başında sizi biraz yorulmuş gördüm. Çıktık hayal dünyasından.
Biraz da sandalyesiz devam edelim yola.
Yazık ki her alanda olduğu gibi, engellilerde de aynı imkan ve aynı yaşam standardı sağlanamıyor. Yaşam standartları iyi olanlar, bir nebzede olsa, hayata tutunmaya çalışıyorken, yaşam standardı iyi olmayan özellikle kırsal bölgede hayatını idame etmek zorunda olan engelli, çok daha fazla engelle karşılaşıyor. Hal böyle olunca birde duygu engeli eklenmesi kaçınılmaz oluyor.
Öncelikle ailenin ve yakın çevrenin yaklaşımı ve olmazsa olmazı eğitim, ardından bana göre en önemli etken istihdam engellinin hareket kapasitesini ve yaşama sevincini artıracak en önemli etken olarak göze çarpıyor. Buraya şu notu düşmek lazım. Türkiye’de 2021 yılı Ağustos ayı resmi verilerine göre engelli istihdamın da, özel kuruluşlarda 21 bin 17 kontenjan açık durumda. Kamu kuruluşlarında ise 4 bin 112 açık kontenjan bulunuyor. Rakamların TÜİK'ten alındığını unutmayalım.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın web sayfasındaki şu paragrafla konuyu sonlandıralım. “Engelliliğe çözüm yolları üretmenin öncelikli ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Toplumsal yaşama katılımın önündeki engelleri kaldırmak ve engelli insanların sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarmak için yeterli kaynak ve uzmanlığı bu konuya yönlendirmek ahlaki sorumluluğumuzdur. Sağlık, rehabilitasyon, destek, eğitim ve istihdama erişimleri ve başarılı olmaları için onlara şans tanımalı ve ortam düzenlemesi yapmamız gerekmektedir.”
Canım ülkemin, engelliye sunulan yaşam kalitesinde, Avrupa'nın bizi kıskanacağı seviyeye hızla ulaşması ümidiyle... Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.