Halkın Valisi Olmak
Takvimler 2 Eylül 2003’ ü gösterirken Eskişehir-Ankara yolu üzerindeki Temelli Mahallesi yakınlarında şaibeli bir trafik kazası meydana gelir. 20 ZP 111 Plakalı Mercedes, taklalar atar ve içinde bulunan değerli şahsiyetlerden biri araçtan fırlayarak kafasını çarpar. Ankara Trafik Hastanesi'ne kaldırıldığında vücudunda bir kırık, çıkık yoktur, ancak bilinci kapalıdır. 6 gün süren koma serüveninin ardından, 8 Eylül 2003'te, henüz 55 yaşındayken Allah’ın bağışlayıcı merhametine emanet ettiğimiz, değerli şahsiyet, "Süper Vali" lakabıyla tanınan, çalışkanlığı ve halka yakınlığıyla öne çıkan, merhum Recep Yazıcıoğlu'ndan başkası değildi. (Mekanı cennet olsun)
Erdal Beşikçioğlu'nun, başarılı bir şekilde vali rolünü canlandırdığı “Köprü” adlı, dizi ve filmleri ile daha yakın tanıma fırsatı bulduğumuz halkın valisi Recep Yazıcıoğlu'nu, bugünkü bazı valilerin medyaya akseden icraatlarına baktığımızda daha bir özlemle ve saygıyla yâd eder olduk.
Onunla çalışma veya yakınında bulunma şansına sahip kişilerin hatıralarına baktığımızda, valimizin mezradaki amcayı, köydeki çobanı, inek sağan teyzeyi hatta tarlada oynayan çocuğu, ismiyle bildiğini, onlarla sohbet edip şakalaştığını görürüz.
Erzincan valisi iken, bölgeyi ülke turizmine kazandırmak adına, 40 kadar gazeteciyi 5 gün boyunca dağ taş demeden bölgede bizzat kendisi gezdirerek, tanıtım yapması, her halde birilerine yaranmak ya da koltuk sevdası uğruna çekilecek bir cefa olarak adlandırılamaz.
Bir parça araştırma yaptığınızda, basında yer almış, tanıyanların hatıralarında anlatılmış nice "halkın valisi" tanımını pekiştiren yazılar bulabiliyorsunuz.
Bir valinin basında haber olması için, tahmin edeceğiniz üzere, olumlu ya da olumsuz aykırı davranış, söylem ve eylemlerde bulunması gerek. Olumlu kısmını ele aldığımızda, son yıllarda bu tarz vali gördük mü? Benim hafızamda yok, ancak olumsuz eylemleriyle gündem oluşturan valiler hatırlıyorum.
İstisnalar kaideyi bozmamakla birlikte, Cumhurbaşkanını bir mitingde, belediye başkanını en kötü seçim zamanında çarşı pazarda görür ve karşılaştığınızda mutlaka tanırsınız. Ama sayın velilerimiz öylemi? Zilinize bassa ben valiyim dese hadi oradan diyip kapıyı kapatırsınız. Onlar şehrimize geldikleri gibi giderler ve yazık ki biz isimlerini dahi bilmeyiz. Oysaki idarenin bize en yakın temsilcisidir onlar.
Bazen haber olurlar bir şekilde basına. Tıpkı, korona virüs denetimleri sırasında, elinde eldiven yok diye, dönerciye takındığı tavırla ve sonrasında yayınladığı, evlere şenlik yazılı özür beyanatıyla, gündem olan sayın valim gibi.
Ya da öğretmenler gününde, konuşma yaparken oturma şeklini beğenmediği ve öğretmen sandığı basın mensubuna "sen öğretmen misin birader" diyen sayın valim gibi.
Nadiren de olsa böylesi olumsuz örneklerimiz mevcut, keşke bir gider bin doğarız diyebileceğimiz, son yıllara damgasını vurmuş, fazlaca Vali Recepler de yetiştirebilmiş olsaydı canım ülkem.
Halkın valisi Recep Yazıcıoğlu'nu yakından tanıma fırsatı bulmuş, gazeteci bir abimizin dediği gibi "bunlar devletin valisi, Recep halkın valisi idi" sözünün güncel haklılık oranını sizlere bırakıyorum.
Koltuğuna değil, halkına hizmeti, “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” diyerek gönüllere taht kuran Hacı Bektaş Velî'nin birleştirici, yapıcı, hoşgörü sahibi, sevgi dolu yaklaşımını şiar edinmiş valilerin sayılarının artması ümidiyle.
Kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.