Mustafa ÇİMEN

Mustafa ÇİMEN

Hadim’in Zirvesinde Unutulmuş Bir Kent: Astra

Hadim’in Zirvesinde Unutulmuş Bir Kent: Astra

Astra antik kenti, Konya'nın Hadim ilçesine bağlı Bolat Yaylasında Torosların eteklerinde tarihî katmanlarıyla dikkat çeken önemli bir yerleşim yeri. Bu yüksek rakımlı, serin coğrafya sadece doğa tutkunlarına değil, aynı zamanda tarih meraklılarına da hitap ediyor. Zira Bolat Yaylası’nın kalbinde, sessizce yüzyıllara tanıklık eden gizemli bir antik kent yatıyor.

Torosların Eteklerinde Bir Antik Kent; Astra Antik Kenti, Toros Dağları’nın uzantıları üzerinde, yaklaşık 1800 metre rakımda yer alıyor. Bu özelliğiyle Anadolu’daki en yüksek rakımlı antik yerleşimlerden biri olarak dikkat çekiyor. Roma dönemine tarihlenen bu antik kent, mimarisi, planlaması ve özellikle küçük ama etkileyici odeion yapısıyla öne çıkıyor. Kentteki yapılar büyük ölçüde tahrip olmuş olsa da bazı temel unsurlar hâlâ ayakta ve bu da yerleşimin arkeolojik önemini artırıyor. İlk kez 1885 yılında Sterret tarafından keşfedilen bu antik kentte Roma dönemine ait MS. 2 yüzyıl ile MS. 6. yüzyıl arasına dair birçok yapı kalıntısı mevcuttur ve pek çok yazıt ele geçirilmiştir.

Astra'nın en dikkat çekici kalıntısı, küçük çaplı bir Roma Odeionu. Yaklaşık 300-400 kişilik olduğu tahmin edilen bu yapı, yayla yaşamına entegre edilmiş antik bir kamusal alanın varlığına işaret ediyor. Sahne binası büyük oranda yıkılmış olsa da oturma sıraları ve orkestra kısmı hâlâ seçilebiliyor. Bu yapı, bölgedeki sosyal hayatın sadece tarım ve hayvancılıkla sınırlı olmadığını, kültürel faaliyetlerin de önemsendiğini gösteriyor.

Astra’nın sakinleri hakkında yazılı kaynaklar oldukça sınırlı. Ancak kentte yapılan yüzey araştırmaları ve mimari kalıntılar, Roma İmparatorluğu döneminde aktif bir kırsal yerleşim olduğunu düşündürüyor. Belki bir askerî garnizon, belki de stratejik geçitleri denetleyen bir kontrol noktasıydı. Zamanla değişen ticaret yolları ve nüfus hareketleri nedeniyle unutulmuş, terk edilmiş bile olabilir.

Bugün Astra, doğayla neredeyse tamamen bütünleşmiş durumda. İlkbaharda mor çiğdemlerin, yazın kekik kokularının sardığı bu yayla, tarihî kalıntıların arasında yürürken ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Sarıçam, katran çamı, ardıç gibi orman ağaçlarının yoğun olduğu bu doğa örtüsü içerisinde huzur buluyorsunuz. Böylesi yerler, hem Anadolu’nun çok katmanlı tarihine hem de doğayla iç içe geçmiş kültürel mirasına tanıklık etmek isteyenler için eşsiz fırsatlar barındırmaktadır.

Ne yazık ki Astra, Konya’daki pek çok kırsal arkeolojik alan gibi yeterince tanıtılamamış ve koruma altına alınamamış durumda. Oysa bu tür alanlar, yerel turizmi canlandırmak ve bölge halkına ekonomik katkı sağlamak açısından büyük potansiyele sahip. Basit yönlendirme levhaları, koruma çalışmaları ve tanıtıcı tabelalar bile Astra gibi yerlerin kaderini değiştirebilir.

Bolat Yaylası’ndaki Astra Antik Kenti, geçmişin sessiz ama etkileyici bir tanığı. Torosların serin yamaçlarında, doğanın kalbinde bir tarih yatıyor. Ona sahip çıkmak, sadece geçmişe değil, geleceğe de miras bırakmak demek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÇİMEN Arşivi