Konya Adının Etimolojisi
Konya geçmiş zamandan beri farklı kültür ve medeniyetleri bünyesinde barındıran önemli yerleşim yerlerinden biridir. Şüphesiz neolitik dönemde ilk yerleşim izlerinin olduğu ve yine toprak, bereket, buğday ve tarımla harmanlaşan Çatalhöyük’ten, Hititlerin su yolları üzerinde yayılmacı politikalarının örneklerini gördüğümüz Eflatunpınar, İvriz, Yalburt, Fasıllar gibi kaya anıtlarını bünyesinde barındıran tarihi yerlerden, antik dönem gezginlerinden ünlü yazar Strabon, Latin şair Cicero, Hristiyanlığın gelişimindeki önemli kişilerden olan Aziz Paul, Türk-İslam döneminde ise dünyayı aydınlatan mutasavvıf Hz. Mevlana başta olmak üzere daha pek çok alim ve ilim adamının geldiği, gördüğü, yaşadığı bir kenttir. Bu kent aynı zamanda özellikle Roma döneminde İkonium kenti olarak bilinen, geç dönemde Hristiyanlığın kutsal yerlerinden sayılan Lystra, Kilistra, Derbe, Sille gibi önemli merkezlere ev sahipliği yapmış bir yerdir. Yine Konya Selçuklulara başkentlik yapmış kadim bir kent olmakla birlikte Türk-İslam düşünürlerinin yetiştiği, Selçuklu sanatının geliştiği ve görkemli şaheserlerin ortaya konulduğu bir yerdir. Konya’da bulunan tarihi yerleri ve yaşanmışlıkları sonraki yazılarımıza bırakmak üzere; ilk olarak tarihsel süreç içerisinde farklı kültürlerde Konya adının kökeni hakkında bilgi verelim.
Hitit metinlerinde İkuwaniia olarak bilinen Konya’nın Hitit Kralı IV. Tuthaliya ve Tarhuntašša Kralı Kurunta arasında imzalanan antlaşmayı içeren bronz tablette ülke ismi olarak geçtiği bilinmektedir. Frigya dilindeki kelime kökeninin ise Kawana’dan geldiği bilinmektedir. Bu isim, Luwice Kawa sözcüğü ile ilişkilendirilmiş, Khawas kelimesine koyun denilmektedir. Buradan hareketle tarih boyunca temel ekonomik geçim kaynağı ve uğraşı olan hayvancılık ile paralel ilişkilendirilebilecek doğrultuda Kawana “Davar/Sığır/Koyun Yöresi” anlamında kullanılmıştır.
Aziz Paul’s Yol Haritası ve İconium
Kelimenin İkonion ile ilişkisiyse Kawana adının bazı yerlerde Konana şeklinde geçtiği ve Hellen (Grek) dilinde İkonion’a dönüşmesidir. Dolayısıyla Luwice Kawana şeklinde olan isim, Kaonion şekline dönüşmüş ve daha sonra Roma-Bizans devrinde İkonion veya İkonium olarak adlandırılmıştır. Bu bakımdan mevcut bilgi ve bulgular ışığında Konya adının kökü ve ilk şekli olarak eski Yunanca’daki İkonion’dan önce Kawania adının kabul edilmesi doğru olacaktır.
Leon Laborde’nin 1838 tarihli gravürü
Xenephon’un “On Binlerin Dönüşü” isimli eserinde MÖ 401 yılında İkonion kentinin varlığına yazılı kaynak olarak ilk defa rastlanılmıştır. Ayrıca yine antik yazarlardan Strabon’da Coğrafya isimli eserinde İkonion kentinin varlığından bahsetmektedir.
Kent Roma döneminde ise önemli bir Roma koloni kenti haline gelerek, İmparator Claudius (M.S. 41-54)’un kendi adını vermesiyle “Claudiconium” adıyla bilinmektedir.
Geç antik çağda kent Lykaonia’nın merkezi olması ve 18 piskoposluğun bu merkeze bağlanmasıyla mevcut önemi Hristiyanlık döneminde daha da arttı. Bizans kaynaklarında şehrin adı Konion ya da Tokonion (Tocόυιου) olarak anılırken, Arap kaynaklarında Kūniya şeklinde bilinmektedir. 6. yüzyılda Süryani yazar Malalas şehrin eski adının Amandia olduğu hakkında bilgi vermektedir. Şehir, eskiçağ Batı literatürüne ait eserlerde Yconium, Conium, Stacona, Cunin, Conia, Cogne veya Cogna telaffuzlarıyla geçmektedir. Modern Batı kaynaklarında ise Konieh, Conia veya Konia şeklinde yazılıdır. Selçuklu ve Osmanlılar tarafından kullanılan Konya adı ise günümüze kadar gelmiştir.
Sonuç olarak, kökeni ister Hititçe İkuwania, ister Luwice Kawana, ister Latince kutsal tasvir anlamına gelen “ikon” sözcüğünden gelen İkonium olsun, isterse Luwice Kawana’nın Yunan diline dönüştürülmüş Kaonion şeklinden gelsin, Konya’nın en eski çağlardan beri adı değişmeyen Anadolu kentlerinden biri olduğu bilinmektedir.
Charles Texier’in Konya Gravürü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.