Kilistra; Konya kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta olup, Meram ilçesi Gökyurt Mahallesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bölgede yapılan radyometrik çalışmalar sonucunda, sarı ve kirli beyaz ponza çakıllı tabakaların hâkim olduğu tüf kayaların, günümüzden 25 milyon yıl önce başlayan ve 15 milyon yıl süren Miosen devir (Üst Miosen) sonlarında, volkanik faaliyetlerle oluştuğu tespit edilmiştir. Görülen bu jeomorfolojik özellikleriyle, Kapadokya’yı andırmaktadır.

Kentin adı ve tarihi üzerine yapılan araştırmalar sonucunda ilk olarak Kilistra adına biri Konya’da (MS 4.yy), diğeri ise Söğütlü Deresi yakınlarında (MS 1.yy) devşirme malzeme olarak kullanılmış iki ayrı Latince yazıttan Kilistra’nın yeri kesin olarak bilinmektedir. Kilistra çok yakınında bulunan Lystra’nın kalesi konumunda olduğu bilinmektedir. Helenistik ve Roma dönemlerinde yoğun yerleşimin olduğu bilinen Kilistra, Roma döneminden günümüze birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır. Erken Hristiyanlık döneminde hızla büyüyen Kilistra, tarihi ticaret (Kral Yolu) üzerinde bulunmaktadır. Kiliseler, şapeller, manastırlar, gözcü kuleleri, sığınaklar, antik yollar gibi mimari örnekleriyle inanç turizmi açısından önemli potansiyele sahip Kilistra, modern yerleşim yerlerinin uzağında yer alması sayesinde bozulmamış dokusuyla da bakir yerlerden birisi olarak kalmıştır.

Doğal oluşumlar sonucunda şekillenen tarihi ve turistik öneme sahip Kapadokya’ya benzerliği ile önem teşkil eden Kilistra antik kentinde ziyaretçilerin görebileceği en önemli yapılardan bazıları Sümbül Kilise, Hristiyanlık döneminin sembol yapılarından Haç Planlı Şapel, Büyük Su sarnıcı, mağaralar ve doğal manzarası ile güzel ve şirin bir köy Gökyurt sizleri bekliyor.

Hz İsa’dan sonra Hıristiyanlığın en büyük yayıcısı hatta kurucusu olarak kabul edilen kişi Aziz Pavlus’tur. Pavlus aslen Mersin Tarsus doğumlu olmasına rağmen havarilerin içine katılarak öğrendiği yeni dini öğretileri kendi ülkesinde yani Roma topraklarında yaymaya başlamıştır. Önce İkonium (Konya) topraklarına gelmiş daha sonra buradan Aziz Barnaba ile sürülerek Kilistra’ya gelmiştir.

Antik dönemde "Kilistra’dan Beyşehir'e kadar giden bir yol güzergâhının olduğu bilinmektedir. O dönemde yaşayan halkın, bu hat üzerinde tıpkı Kapadokya'da olduğu gibi volkanik tüflere oyulmuş kaya oyma yapılar içinde yaşamış olabileceği ve belki de savunma amacıyla buralarının kullanılmış olabileceği de, bu kaya oyma yapıların çokluğu sebebiyle araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Bir dönem Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Konya Müzesi tarafından temizlik, bakım, kazı çalışmaları olsa da bu yetersiz kalmıştır. Kilistra; çeşitli projelerle desteklenip sürekli turizm destinasyonu haline getirilerek yaşayan bir kent dokusu kazandırılarak yeniden hayat bulabilir. Bu güzel tarihi ve doğal yerin bir an önce kültür ve inanç turizmine kazandırılması en büyük kazanım olacaktır.