Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Dünya Kadınlar Gününün ardından

Dünya Kadınlar Gününün ardından

Bizi biz yapan analarımız, bacılarımız, hayat arkadaşımız, hayatımızın yarısı hatta çok daha fazlasını ifade eden kadınlarımız sadece “Kadınlar Günü”, “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü” ve “Doğum Günü” gibi özel günlerde değil yılın her günü hep hatırlanmalı ve hep baş tacı edilmelidir.

Yaşamımızda, doğumdan ölüme, hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, ihtiyacımız olduğunda kucak açan, desteklerini hiç esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız olarak ilk önce anne olarak bize veren kadınlarımız toplumların geleceğinin mimarlarıdır.

Hayatın her alanında artık vardır kadınlarımız. Gerek evde, işte, sokakta, gerekse ilimde, savaşta, cephede her yerdedir kadınlarımız. Günü geldi, yemedi yedirdi, giymedi giydirdi, günü geldi bebeğinin kundağında mermi taşıdı, çocuğuna siper oldu. Günü geldi eş oldu, sadık bir dost, güvenilir bir sırdaş oldu kadın. İçten bir gülümsemeyle sığınacak bir yuva oldu kadın.

Önce kıymetli bir çocuk sonra müşfik bir anne oldu. Bir çocuğu şefkatle, öz veriyle, en içten duygularla büyütüp ondan iyi bir insan çıkardı, ailesini onurlandırdı. Zamanı geldiğinde yuvayı yapan dişi kuş oldu, toplumun temel taşını inşa etti. Geleceğin mimarları oldu kadınlarımız.

Hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan yanımızda olan kadınlarımız, şüphesiz en değerli varlıklarımızdır. Anne olarak aile içindeki sorumluluklarının yanında tarihin her devrinde de aktif olarak rol alan kadınlarımız her övgüye değer, her övgüye layıktırlar. Onlara hak ettikleri değeri sadece Dünya Kadınlar Günü gibi bir günde değil hayatın her anında ve her gününde göstermeli, her zaman bunu hissettirmeliyiz.

Kadın sadece iki heceden oluşan bir kelime değildir. Kadın hayatın kendisidir. Kadın zenginliktir. Kadın üretkenliktir. Kadın topluma yön verendir. Unutmayalım ki erkek baş ise kadın boyundur, o nereye isterse başı döndürür. Onun için boynumuzu hoş tutmalıyız ki doğru yöne dönelim.

Kadının toplumdan tecrit edilmesi, ötelenmesi, şiddete maruz kalması toplumun istikbalini tehlikeye düşürür. Son yıllarda artan kadına şiddet ve taciz hadiseleri maalesef bu yöndeki kaygılarımızı artıyor. Toplumuza yakışmıyor. Bu taciz ve baskılara hep birlikte karşı durmalıyız.

Asr-ı Saadet’ten önce yüzyıllar boyunca yaşama hakkı tanınmayan, doğumundan utanç duyulan, diri diri mezara konan hiç değer verilmeyen kızlara, kadınlara İslamiyet ile birlikte öyle bir güneş doğdu ki, ayaklar altından alıp omuzlar üzerine taşındı. Ayaklarının altına cennet-i ala serildi. İslam dini kadınlara kıymet veren bir dindir. İnananlar için kadın kutsaldır. Erkeklere emanettir.

Müminler için en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, bırakın dövmeyi; hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış; hep güler yüzlü olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır, tüm Müslümanlar için örnek olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren başlatılan yeniden doğuş hareketinde Dünya’da pek çok ülkede o yıllarda olmayan kadına seçme seçilme hakkı tanıyan bir ülke olmanın onurunu yaşıyoruz. Cumhuriyet rejimine layık bireyler olarak, cumhuriyetle idare edilen bir ülke olarak kadınların hakkını teslim etmeliyiz.

Sağlıklı, temiz ve güvenli bir gelecek için gerekli olan sevgiyi, şefkati, merhameti ve fedakârlığıyla bize öğreten bizlere örnek olan kadınlarımızı el üstü tutmalıyız. Kadın ve erkeği karşı karşıya getirmeden, kadın ve erkeğin beraber ve eşit olduğu adil bir sosyal hayatın inşası temel hedefimiz olmalıdır.

Gelişen ve değişen dünyamızda kadınları hak ettiği yerini almış bir toplum, eğer kadınlara saygı duyuyor ve onu yeterince koruyup kolluyorsa ciddi adımlar atmış demektir. Bu bağlamda kadına verilen değer medeniyetinde bir ölçüsüdür. Gelişmişliğin göstergesidir. Bu göstergede sınıfta kalmak istemiyorsak kadınlara hakkını vermeli, seslerini duyurması için yasaklarla değil şefkatle davranmalıyız artık. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi