Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

“Ekolojik sünnete” uyalım

“Ekolojik sünnete” uyalım

Şunu çok iyi biliyoruz artık:

Hiçbir ülkenin geleceği dünyanın çevresel geleceğinden ayrı düşünülemez.

Dünya’da yaşanan korona virüs salgını da çevresel bir felakettir. Bu konu insan ve toplum hayatını ciddi manada tehdit eden, salt bir ülkenin problemi olmayıp küresel ölçekte bir felakettir. Ve bu felaket bize yukarıdaki gerçeği bir kez daha yüzümüze vurmaktadır.

Küresel emperyalizmle birlikte ülkelerin güç gösterisine sahne olan yerküre üzerinde yaşanan hızlı sanayileşme, plansız kentleşme, yeşil alanların yok edilmesi, ulaşım araçlarının çoğalması, enerji kaynaklarının çeşitlenmesi ve teknolojideki baş döndürücü gelişmelerle birlikte ortaya çıkan tüketim çılgınlığının neden olduğu çevresel sorunlar, insanlığın geleceğini tehdit etmeye başlamıştır.

Bu sorunların en önde gelenleri ise küresel ısınma ve iklim değişikliği ile, beraberinde getirdiği çölleşme ve kuraklık, doğal afetlerin artması, su kaynaklarının azalması, yeşil alanların yok olmasının yanı sıra sağlık sorunlarının çoğalması ve bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşmasıdır.

Bu sorunların merkezinde ve temelinde yine insan unsuru yer almaktadır. Sorun küresel olsa da çözüm bireysel önlemlerde yatmaktadır. Çevremizin korunması ve kirlenen çevrenin eski haline dönüştürülmesi insanoğlunun kendi elindedir. Bugün rahat etmek ve yarınlarda gelecek kuşaklara yaşanabilir, temiz bir çevre bırakmaya çalışmak bizim için hem milli hem de dini bir görevdir. Bunun için önce işi ciddiye almak gerekir ki artık o aşamadayız.

Mübarek üç aylar ve kandil geceleri bize muhasebe imkânı veriyor ve düşündürüyor. Elhamdülillah Müslümanın diyenler olarak, bu görevi yerine getirirken bize rehberlik edecek yeni bir ahlâk pusulasına ihtiyacımız var. İnsani ihtiyaçları, sürdürülebilir biçimde karşılama prensiplerine dayanan bir pusulaya siz de ihtiyaç duyuyorsanız uzağa gitmeyin “Ekolojik Sünnete” uyun yeter.

Kâinatın efendisi Hz. Peygamber (s.a.v) efendimiz, hayatı boyunca tabiatın ekolojik dengesini koruma ve kollamaya yönelik uygulamalarda bulunmuştur. Bu uygulamaların en başında tabiattaki doğal kaynakların israf edilmemesi ve çevremizin temiz tutulması yer almıştır. O, yaşantısı ve uygulamaları ile bu konuda bize tabiri caizse, "Ekolojik Sünnet" bırakmıştır.

O, her türlü canlının yaşama hakkına sahip olduğunu söyleyen çevre dostu bir peygamberdir. Dolayısıyla çevre konusundaki tutum ve tavsiyeleri, onu dünyanın en dikkat çekici çevrecisi olarak ilan edilmesi gerçeğini ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber’in (s.a.v) çevreye bakışındaki ilk ilke sevgi boyutudur. O, bir insanın çevresine karşı uyumlu olabilmesi için, önce çevresiyle sevgi bağı kurmasını istemiştir. Sevmek korumak demektir. Seven sevdiğini korur. Sevginin eyleme dönüşmesi onu korumakla başlar. O zaman kendimizi seviyorsak alınan önlemlere ve temizlik uyarılarına uyarak önce kendi bedenimizi sonra çevremizdeki sevdiklerimizi korumak ve kollamak zorundayız.

Öte yandan Hz. Peygamber’in (s.a.v) çevreye bakışında “emanet” fikri hâkim olmuştur. Çünkü insanlara emanete hıyanetlik edilemeyeceğini öğütleyen Hz. Muhammed (s.a.v), çevreye nimet nazarıyla bakmıştır. O, nimeti sevmenin ve sahip çıkmanın nimeti vereni sevmek olduğu en iyi bilendi. Onun içindir ki yaratılanı sevmek ve korumak imandandır.

Hz. Peygamber (s.a.v), "İslam temizlik temeli üzerine inşa olunmuştur!", “Temizlik imzandandır” buyurarak, kalp ve beden temizliğinin İslam’ın temeli olduğuna, bedeni maddi kirlerden, ruhu manevi kusurlardan arındırmanın önemine işaret etmiştir.

Şüphesiz O’nun bu uyarı ve uygulamalarının kaynağı Kur’an-ı Kerim idi. Kutsal kitabımız Kur’an’ın çevre korumayla ve temizlikle ilgili mesajlarını ilk okuyan ve pratik hayatta uygulanabilirliğini gösteren Hz. Peygamber’in (s.a.v) ekolojik sünnetine günümüzde daha çok ihtiyacımız var.

İçinde bulunduğumuz üç aylar ve Berat kandili münasebetiyle Allah (c.c)’dan beratımızı talep ederken yaşadıklarımıza birde bu açıdan bakalım ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in ekolojik sünnetine ne kadar uyduğumuzun muhasebesini yapalım. Ve yalvaralım:

Allah’ım bu mübarek günler ve geceler hürmetine bizleri, sevdiklerimizi, milletimizi ve tüm Ümmet-i Muhammed-i Korona virüs belası başta olmak üzere tüm musibetlerden ve kötülüklerden koru. Bizleri yeniden sevdiklerimize kavuştur. Amin amin, amin. EVDE KALIN, SAĞLIKLA KALIN.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi