GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜ
Milletimizin başı sağ olsun. Kahraman şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyoruz.
Hafta sonu Pençe- Kilit harekâtı bölgesinden gelen şehit ve yaralı haberleri ile yüreğimiz bir kez daha yandı. Son bir ay içerisinde ardada gelen şehit haberleri milletimizi yasa boğdu. Terör örgütüne destek veren siyasi parti mensuplarını ve sosyal medyada provakatif paylaşımlarda bulunan bazı hainleri saymazsak seksen beş milyon vatandaşımız bu acıyı yüreğinde hissetti ve acıya ortak olmaya çalışıyor.
Ateş düştüğü yeri yakar sözü bu durumda da geçerlidir. Her zaman olduğu şehitlerimizin vatan toprağına emanet edilmesi merasimleri öncesi ve sonrası birkaç gün ailelere taziyeler sunulacak, bayrak asılacak, acıları paylaşılacak. En üst düzeyde şehitlerimizin kanları yerde kalmayacak- ya da şu kadar terörist etkisiz hale getirildi- şehitlerimizin kanı yerde kalmadı” mesajları verilecek. Birkaç gün sonra aile kendi acısıyla baş başa kalacaktır. Artık o ailenin yüreğine kor ateşi düşmüştür. Kor ateş zaman zaman harlanıp yine o aile bireylerinin yakınlarının yüreklerini yakmaya devam edecektir. İnşallah bu son olur.
Önemli olan şehitlerimizin kanlarının yer de kalmaması değil, kahraman askerlerimizin kanlarının hiç akmamasıdır. Terörü lanetlerken terörün kökünün kazınması, teröre destek veren ülkelere hadlerinin bildirilmesidir. Türkiye güçlü bir ülkedir. Kimse milli birlik ve beraberliğimizi bozamaz, mesajlarının bir kez daha dünyaya ilan edilmesidir.
Türkiye topraklarında yaşayan aynı havayı teneffüs eden, aynı dili konuşan aynı duyguları paylaşan insanlar, farklı görüş ve düşüncelerde de olsalar aynı gemidedir. Herkes biliyor ki: Gemi su alırda batarsa hepimiz batarız. Son bir ayda yaşanan doğal afetlerin yanı sıra yerel seçim öncesi siyasi ve ekonomik hadiselerde görüyoruz ki içerideki ve dışarıdaki bazı kesimler bu geminin batması için oldukça çaba harcıyorlar. Bir de bunlara terör hadiseleri eklenince insan tedirgin oluyor doğrusu.
Dünya ve ülkemizde yaşanan savaşlar, doğal afetler, depremler, salgın hastalıklar, küresel iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği çevresel sorunlara eklenen terör hadiseleri toplumun her kesimini yakından ilgilendiriyor ve ister istemez gemi su almaya mı başladı? Sorusunu aklımıza getiriyor.
Atalarımızın şehit kanlarıyla suladığı ve bizlere emanet ettiği cennet vatanımızda hepimiz içinde bulunduğumuz geminin sağlıkla ve güvenle seyahat etmesi için çaba göstermeliyiz. Yüreğinde vatan sevgisi, ay yıldızlı bayrak sevgisi olan her Türk vatandaşı kutsal vatan toprağına, yeşil yaprağına ve ay yıldızlı bayrağına sahip çıkmak bir olmak birlik olmak zorundadır.
Üç tarafı denizlerle çevrili stratejik öneme sahip bir konumda bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nde Allah (c.c) tarafından bizlere bahşedilen tüm güzellikler ve doğal kaynaklar pek çok gelişmiş ülkede bulunmamaktadır. Dünya üzerinde Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’nın başını çektiği küresel emperyalist güçler, Orta doğuya yeniden şekil verme planlarını (BOP) Suriye ve Irak’ta gerçekleştirebilirler ancak Türkiye’de asla. Hiçbir zaman bizi bölmeye ve emellerine ulaşmaya güçleri yetmeyecektir. Tarihi geçmişimiz bunun en güzel delilidir. İktidarı ve muhalefetiyle aziz Türk milletinin yüzlerce yıllık geleneği, tecrübeleri ve iman gücü Allah’ın izniyle buna izin vermeyecektir.
BİZLER AYNI BAHÇENİN ÜRÜNÜYÜZ
Fars edebiyatının en büyük şairlerinden Sadi-i Şirazi Hazretleri “Gülistan” isimli eserinde der ki:
“Bir tümseğin üzerinde otla bağlanmış birkaç demet taze gül gördüm. ‘Bu değersiz ot ne oluyor ki gülle birlikte bulunuyor?’ dedim. Ot ağladı ve şöyle dedi:
‘Sus! Kerem sahipleri arkadaşlığı unutur mu? Her ne kadar güzelliğim, rengim, kokum yoksa da nihayet ben de bu güllerin bittiği bahçenin otu değil miyim?’”
Evet işte hepimiz bunu anlamalıyız. Netice de hepimiz aynı bahçenin ürünüyüz, kimimiz gül, kimimiz dikeniz ama gülünü seven dikenine de katlanır.
Vatanımızı seviyorsak, ülkemizin birliği, dirliği ve bekası için çaba göstermeli, bütün insanlarımızı ve yaratılan diğer canlıları sevmeli ve korumalıyız. En önemlisi de biri birimize tahammül etmeyi bilmeliyiz. Gün birlik ve beraberlik günüdür.
Unutmamalıyız ki bizler aynı gemide seyahat etmek zorundayız. Başka milletler gibi ülkemizi terk edemeyiz, göçmen olamayız. Çünkü biz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Ya İstiklal Ya Ölüm!” fermanına sıkı sıkıya bağlıyız. Bağımsızlığımız için, ezanların susmaması için, bayrağımızın vatan topraklarımızda ilelebet dalgalanması için seve seve ölümü göze alan bir milletin mensuplarıyız.
Bu vesile ile kutsal vatan topraklarımızı savunmak için şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak bizleri her türlü düşmanın ve terör örgütlerinin şerrinden korusun, yöneticilerimize güç kuvvet versin, güvenlik kuvvetlerimizin de yar ve yardımcısı olsun, muzaffer eylesin, İnşallah. Yazımızı Yahya Kemal Beyatlı’nın yazdığı “26 Ağustos 1922” şiiri ile bitirelim. Kalın sağlıcakla:
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.