Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

Geçen haftaki yazımda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem planı” kapsamında: Akıllı Şehir Yapısı; Akıllı Şehir Yönetimi ve Akıllı Şehir Uygulamaları olmak üzere iki ana başlık altında yürütülen çalışmalardan bahsetmiş Konya Büyükşehir Belediyesinin uygulama koyduğu projeleri örnek göstererek bu konudaki benim fikrimi haftaya belirteceğimiz yazmıştım.

İşte benim şehrim: (Gözümü kapıyor ve 20 yıl sonrasına gidiyorum)

Şehirler artık yalnızca sosyal ve kültürel açıdan değil çevresel açıdan da yaşanılacak yerler. Köylü köyünde kentli kentinde mutlu mesut yaşıyor, geleceğe umutla bakıyor.

Bilgi toplumu” olma yolunda önemli adımlar atıldı. Şehirlerdeki insanlar hem kendi hem de dünyanın geleceği için gayret gösteriyorlar. Kısa dönemli çıkar uğruna uzun vadeli trajedi yaşamamak için doğal kaynaklar sürdürülebilir kullanılıyor.

Ülke artık doğa dostu insanların seçtiği bilinçli doğa dostu politikacılar tarafından yönetiliyor Hükümetler çevresel konularda STK’larla ortak çalışmalarını arttırdılar. İnsanlar toplumsal ve çevresel konularla çok ilgililer, Birçok kişi haftanın belli günlerini STK’lara ayırarak gönüllü hizmet veriyor.

Geleceğin anahtarının iklim değişikliğine uyumda saklı olduğu bilinciyle tüm çalışmalar, plan ve programlar stratejiler ve büyüme planları buna göre yapılmış. Yapılan her plan ve programda öncelik sürdürülebilir yaşam için doğal kaynakların korunması ve yaşatılması öncelikli. Çevresel etki değerlendirmesi yanı sıra önce meteorolojik etki değerlendirmesi yapılıyor ve iklime uyuma göre yatırımlara izin veriliyor.

Kırsal alandaki kalkınmanın sonucu olarak; herkes doyduğu yerde değil doğduğu yerde çalışma imkanına sahip. İnsanlar artık doğdukları yerde karnını doyurma imkanına sahipler. Bu sayede şehirlere göç tamamen durdu. Artık kimse doğa ile baş başa olan yaşamını, şehir yaşamına tercih etmiyor.

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

Büyükşehir- küçük şehir kavramı kalkmış, önce köy olan sonradan mahalleye dönüşen yerleşim yerleri yeniden köy tüzel kişiliği kazanmış. Köy bakkalları kapalı değil, köylülerin ihtiyaçları olan her şey köylerinde var ve teknoloji sayesinde birçok işlerini köylerinden halledebiliyorlar. Şehirlere gidip gelmek zorun da değiller.

Şehirlerde artık yeni yerlerde yapılaşmaya izin verilmiyor. Nüfus artışı dengede olduğundan buna gerek de yok zaten. Kentsel dönüşüm projeleri” ile geçmişte işgal edilmiş birçok orman alanı ve su havzaları kurtuldu. Burada yaşayan insanlar sürdürülebilir binalara taşındılar. Bu sayede şehirlerin su havzaları da kurtuldu. Artık su havzalarının yakınlarında ve dere yataklarına kimse bina yapmıyor.

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

 

Yapılan modern binalar sayesinde enerji çok daha verimli kullanılabiliyor. Zaten artık her bina kendi elektriğini kendisi üretebilecek durumda. Yenilenebilir enerjinin önemi arttı ve kullanımı yaygınlaştı Binaların çatılarındaki kiremitlerin yerini güneş enerjisi panelleri aldı. Belediyeden imar izni almak için bu sistemleri kurmak şart artık.

Güneş enerjisi kullanımı hayatın her alanında yaygınlaştığı gibi rüzgâr enerjisi için uygun yerlerde yerel yönetimler yatırımlarını arttırdılar. Her şehir kendi enerjisini üretiyor. Yenilenebilir enerji kullansalar da geçmişten aldıkları derslerle enerji kullanımında her zaman tasarruflu olmak zorunda olduklarını biliyorlar.

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

 

Enerjide olduğu gibi su kullanımı konusunda da insanlar bilinçli. Zaten binalarda buna uygun yapılmış durumda. Barajlar neredeyse dolu ama herkes su tasarrufu yöntemlerini insanlar alışkanlık haline getirdi. Hiç kimse tüketim alışkanlıklarını israf çılgınlığına çevirmiyor.

Birçok yerde binaların bodrumlarında ve bahçelerinde yağmur suyu depoları görmek mümkün. Bu sular evlerde ve bahçe sulamasında kullanılıyor. Şehirde belirli aralıklarla kurulan yağmur suyu toplama şebekesinde biriken sular ise park ve bahçeleri sulamada kullanılıyor.

Bütün kanalizasyonlar ve fabrikalardan çıkan atık sular arıtılmadan derelere ve denizlere verilmiyor. Hatta arıtılan bu sular organik tarım yapılan alanlarda sulamada ya da tekrar fabrika ve evlerde kullanılıyor

Şehir çevresindeki boş alanlara yıllarca dikilen fidanlar da artık iyice büyüdüler. Her taraf yemyeşil görünüyor. Bütün halk ve yönetenler ormanın ve yeşil örtünün önemini biliyor ve onları koruyor. Bu sayede Yemyeşil köylerde, bir zamanlar kurumuş derelerden ve kuruyan pınardan artık gürül gürül sular akıyor.

Yeşil Kalkınma Eylem Planı önce kırsalda başlamış. Devlet desteği önceliği çiftçilere verilmiş. Bu sayede verimli tarım topraklarının korunması için rüzgârâ perdesi, teraslama, vb. toprak koruma önlemlerini uyguluyor. Topraklarımızda organik madde oranı arttı. Topraklarımız artık daha verimli.

Organik tarım köylerimizde yaygınlaştı Ekolojik ve kaliteli üretim yapılıyor. Tarım ürünlerimiz gerçek değerinde alınıp satılıyor. Avrupa ve Amerika pazarlarından geri dönmüyor.

Üreticiler artık ürünlerini kurdukları kooperatifler kanalıyla pazara ulaştırıyor. Örgütlü bir yapılanmayla emeklerinin karşılığını tam alıyorlar. Ürettikleri sütleri kendi mandıralarında işleyip peynir, yoğurt, ayran ve tereyağı olarak satıp köy gençlerine iş imkânı sağlıyorlar.

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

Mera alanları ve topraklarımız korunduğu için yem bitkileri yetiştirilen alanlar arttı. Hayvanların serbestçe dolaşıp doğal ortamda beslendikleri ekolojik hayvancılık yapılıyor. Çiftçiler suni gübre ve tarım ilacı kullanmadan organik üretim yapıyorlar. Arıları tozlanmada kullanarak ürün verimliliğini arttırıyorlar. Biyolojik çeşitlilik korunduğu için arı ırklarının geliştirilmesi ile hem bal verimi hem de kalitesi arttı.

Tarım alanlarında, meralarda ve orman alanlarında sanayiye izin verilmiyor. Topraklarımız artık yetenek sınıflarına uygun kullanılıyor. Yasalar uygulanıyor ve amaç dışı arazi kullanımına kesinlikle izin verilmiyor. Meralarımız koruma altında ve çiftçilerimiz meralarda ne zaman ve ne şekilde hayvan otlatacaklarını çok iyi biliyorlar. Artık meralarımızda erken ve bilinçsiz otlatma kalmadı.

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

Sanayide üretilen her ürün geri dönüşümlü. “Kullan at” tipi ürün üretimleri artık kesinlikle yasak. İnsanlar evlerinde çöplerini kendileri ayırıp belediyelerin şehrin her tarafına yerleştirdiği geri dönüşüm kutularına atıyorlar. Pek çok kişi atıklarını kendisi değerlendiriyor hem kendi ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Sanayide simbiyoz sistemi yaygınlaştı. (birinin atığı diğer için ham madde özelliğinde olduğundan yardımlaşıyorlar)

İşte Benim Şehrim (Akıllı Şehirler-2)

Fabrikalar şehirlerinde dışında. Enerjilerini güneş ve rüzgârdan kendileri üretiyorlar. Bacalardan çıkan dumanlar, atık sular ve kimyasal atıklar çok sıkı denetleniyor. Artık “sıfır emisyon” ilkesi sanayiciler için de toplumsal sorumluluk. 2053 hedefine daha 2040’ta ulaşılmış durumda.

Toplu taşımada kullanılan araçların birçoğu hibrit. Güneş enerjisi kullanıyorlar. Güneş enerjisinin pilleri boşalınca rüzgârdan üretilen elektrikle yollarına devam ediyorlar. Güneş enerjisi ile çalışan hibrid otoların sayısı her geçen gün artıyor. Artık petrol türevli yakıtlarla çalışan araba görmek çok zor.

Herkesin evinde bütün teknolojik imkanlardan yararlanabiliyor. Sosyal medya ve sanal dünya önemini kaybetmiş insanlar ihtiyaçları kadar kullanıyorlar. Eğitim ve öğretim yeteneğe göre ve ihtiyaca göre planlandığı için gençlerimizin gelecek kaygısı bulunmuyor.

Evet tüm bunların gerçekleşmesi hayal değil gerçek, adına ne koyarsanız koyun aklın yolu bir. Elbet bir gün mutlaka sürdürülebilir bir çevre ve sürdürülebilir yaşam gerçeğine gelecek nesiller ulaşacak ve bizim yaptığımız hataları yapmayacaklar. Çok değil önümüzdeki on ila yirmi yıl tüm dünya değiştiği gibi ülkemizde değişecek inşallah. Kalın sağlıcakla.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Namık CEYHAN Arşivi