Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Kar yağışı felaket değil berekettir

Kar yağışı felaket değil berekettir

Önce bir yanlışı giderelim: Kar yağışı felaket değil berekettir, zahmet değil rahmettir. Lütfen gelin bu beyaz bereketi verene şükredelim ve “Beyaz Afet ve Kar Felaketi” gibi ifadeleri kullanmayalım.

Büyükşehirlerde yaşayan bazı insanlar ve bazı medya kuruluşları kış aylarında hasretle beklenen kar yağışını görür görmez ''beyaz felaket, beyaz afet, beyaz esaret'' gibi olumsuz sözleri art arda sıralamaya başlamaktalar. Gerçekten koca bir kış mevsiminde on beş yirmi günü geçmeyen kar yağışı, tüm doğanın bir gelin gibi süslenmesi, çiftçimizin yüzünün gülmesi, çocukların eğlenmeleri bir felaket midir? Nimet midir?

Kar yağışı ve ardından yaşanılan sıkıntıları görenlerin, bir de yağan kar ve yağmurun memleketimiz üzerindeki hayrını ve bereketini görmeleri gerek. Toprak yanıyor, ekilen tohumlar çürüyordu. Kar ve yağmur öyle bir bereketle geldi ki, çiftçimizin yüzü güldü. Sınırları zorlayan barajlarımız doluyor. Yeraltı sularımız, ormanlarımız, bağlarımız, bahçelerimiz, tarlalarımız, yeşil alanlarımız insana hizmet için besleniyor. En azından bir nebzede olsa kuraklık ve kıtlık endişemiz azaldı.

Ülkemizde ve bölgemizde son bir haftada yaşanan hava koşulları sayesinde pek çok şeyin tekrar farkına vardık. Kar yağışını ne kadar özlediğimizi ve beklediğimizi, tarım için, çiftçimiz için, barajların dolması için, yer altı sularını yükselmesi için, kuraklık endişesinden uzaklaşmamız için ne kadar gerekli olduğunu; havadaki mikropların kırılması için, hava kirliliğinin temizlenmesi için beyaz bereketin ne kadar önemli olduğunu anladık. Bu arada her nimetin bir de külfeti olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze geldik.

Fakirliğin, yokluğun, açlığın ve soğukta mahsur kalmanın ne demek olduğunu, sıcağın ve varlığın kıymetini, zor günlerde dayanışmanın paylaşmanın önemini, sağlığımızın kıymetini, yolda güvenle yürüyebilmenin ne olduğunu, araçlardaki kar lastiği ve zincirin ne kadar gerekli olduğunu, seyahat planlarının özgürce yapılabilmesini, iş yerine gidip gelebilmeyi, eğitimin yüz yüze sürdürülmesinin önemini, kısacası sağlıklı güvenli ve huzurlu bir yaşantının ne demek olduğunu, yaşanan bu günler bizlerin bir kez daha anlamamıza vesile oldu. 

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinin yol açma ekipleri, AFAD; UMKE, AKUT; Askeri birlikler, Jandarma, İtfaiye, Emniyet, Trafik ve Karayolları ekipleri adeta seferberlik içinde hayatı kolaylaştırmak için çaba göstermeleri takdire şayan. Yoğun çaba sarf eden tüm ekiplere teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Ancak ana yollarda gösterilen gayreti sokak aralarında da görmek isteriz.

Bu arada yollarda toplanan, refüjlerde biriken karlar erimeden, kanalizasyona karışmadan görevli ekipler tarafından kamyonlarla tarlalara dökülürse yeraltı sularına karışır, barajlara dökülürse su varlığımız artar. Sanırım yetkililer ayağımıza kadar gelen bu nimetin boşa akıp gitmesine müsaade etmezler.

Yine bu zor hava koşullarında sokakta kalanlara sahip çıkıp yatacak ve yiyecek temin edenlere, Sokaklarda yiyecek arayan sokak hayvanlarını unutmayan, kedi, köpek ve kuşların yanı sıra yaban hayatında yaşayan canlara da yiyecek koyan yetkililere de şükranlarımızı sunuyoruz.

Meteoroloji teşkilatına ayrı bir sayfa açmamız ve hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Yaşanan hava koşularının önceden tahmin edilmesi ve uyarı sistemlerinin yüzde yüze varan tutarlılığı ile kamuoyunun takdirini kazanmışlardır. Bizlerde başta Genel Müdür Sayın Volkan MUTLU ve Konya 8.Bölge Müdürü Sayın Barış ÖZGÜN olmak üzere tüm çalışanlarını tebrik ediyor başarılarının devamını diliyoruz.

Başa dönersek, kar yağışı nimetiyle birlikte yaşananlar için afet, felaket gibi olumsuz tanımlamalar yapmak haksızlık olur. Kar, felaket değil berekettir. Karın adı Anadolu’da. “Felaket” diye anılmaz, köyde ve kentte beyaz berekettir, nimettir. Bu bereketin felakete dönmesi biz insanların elinde, bu tür hava koşullarının neden olabileceği olumsuzluklara önceden hazırlıklı olmak ve alt yapımızı güçlendirmek, var olanın kıymetini bilmek, tasarruflu kullanmak ve sürdürülebilir kılmak bizim elimizdedir. Yeter ki farkında olalım yeter ki hazırlıklı olalım.

Bu tür olayları kriz değil de risk olarak görmeliyiz. Kar yağışı, kuvvetli yağış, çığ, sel, fırtına gibi doğal hava hadiselerinde ortaya çıkabilecek olumsuzlukları önceden kestirmek yani risk hesapları yapmak şehrimizin afet koordinasyon ekibinin görevleri arasındadır. Bunu yaparken Meteoroloji uzmanlarından destek almak gerekir. Risk ortaya çıktıktan sonra olay kriz yönetimine döner ki bunu yönetmek daha zordur.

Kar yağışının ardından bu kez sis ve pus hadisesinin yanı sıra kuru soğukların yaşanması kaçınılmaz. Öyle görülüyor ki önümüzdeki bir haftada da bu durum devam edecek. O nedenle teyakkuzda olmaya devam etmeliyiz. Bu vesile ile zorunlu olarak sokaklarda çalışanların, şehirlerarası yollarda seyahat edenlerin, yakacağı, yiyeceği olmayanların Allah yar ve yardımcısı olsun. Böyle beyaz bereketi veren Rabbimize de şükürler olsun. Ne verirse hayırlısını versin, inşallah. Kalın Sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi