Bedelsiz Hizmet
* Bu yazım BBN’de ilk yazım. Anladığım işleri yaparım. Bildiğimi anlatırım. Kısaca had konusunda çok saygılıyım. Bu zamana kadar aldığım eğitim ve terbiyeden kaynaklı hiç eğilmedim. Bunun bedeli olarak çok kırıldım. Her durumu her insan yaşayacak kadar çok yaşamıyor hayat çok kısa. Başkalarından ders almak,empati yapmak gerek. Anladığım konular çok az, biri teknoloji diğeri ise bu ekosistemin bize ekonomik katkıları. Teknoloji ve ekonomi ağırlıklı bunun yan dalları olarak inovasyon ve sosyoloji ağırlıklı yazılar sizi bekliyor.
*Hayatla ilgili bir hikâyeniz yoksa her durum size zor gelecektir. Hikâye kelimesi bile tek başına çok anlamlı olduğu halde romanın kısası öykünün hayatla bağlantılı olanı zanneden çoğunlukta galiba.9 yıldır devam eden köşe yazıma yani anı bırakmaya var olan hikâyede izlerime buradan da devam edeceğim.Herkes her şeyi biliyor fakat ne tepki var ne serzeniş var. Ben memnun değilim. Az bir azınlık çok mutlu.
* Kış günü her canlı için en zor mevsim. Açlık, ısınma ve barınma. Bu 3 durum beraberinde huzur, esenlik ve sağlığı da direkt etkiliyor. Açlık, en büyük zorluktur. Ülkeler arası göçünana sebebi, ulusları çökertir. Dünyada her gün 8.000 çocukaçlıktan ölüyor.Zengini doyuramadığımız için bu çocuklar ölüyor.Açlar ve toklar arasındaki savaşta zenginler kendilerini, teknolojinin ve savaşların ardında koruyorlar. Her ülke yönetimi için geçerli olan gerçek şu eğer açlar ile toklar arasındaki uçurum kapanmazsa yönetim olarak kendi sonunu hazırlamış olursun. Her ne kadar güçlü, korunaklı ve silahlı olsan da, aç insanlar ülkesinde iktidarda kalamazsın. Açlar gelir ve toklardan hakkını alır. Hep böyle olmuştur.İhtiyaçlar piramidinde güvenlik katmanı üzerindeki üçlünün en önemlisidir; beslenme, giyinme ve barınma. Aç kalmak, ahlakı da bozar. Açlığı gıda giderir de ahlaksızlığa çare yok. Aç, aşçıya kusur bulmaz, umduğu değil, bulduğudur. Açlığı ortadan kaldırmak, yönetim önceliği olmalı. Komşusu aç iken uyuyan bizden değildir ve açlığa karşı duyarlılığa vurgudur. Bu yüzden; yoksula yardımın birinci merhalesi, onun karnını doyurmaktır.
* Karnımız tok iken açın halinden anlamalıyız. Açlık toplum barışının bozulduğu yerdir. Dünya tarihi zaten açlar ile toklar arasındaki mücadele ile şekillenmiş ve savaşlarla yazılmıştır. Eğer toplumda bir kesim açlık çekiyorsa, toklar da yataklarında rahat uyuyamayacaktır, uyutmazlar. Bugün enflasyon, gelir dağılımını öylesine bozdu ki, TÜİK verilerine göre dahi en zengin %20, ülke gelirinin %50’sine sahip. Yabancı araştırma kurumlarında ise daha vahim bir tablo var. Nüfus içindeki %1 civarındaki süper zenginler, ülke kaynaklarının çeyreğini tüketirken %99 kıt kanaat geçiniyor.Asgari ücretliye %30, emekliye %15 gibi artışlar, bütçede kaynak biriktirmek içinmiş. 2026’nın ikinci yarısında seçim sürecine girildiğinde yoksul kesimlere adeta para yağdırılacak. Fakat bu zamana kadar yoksulun ayakta kalabilmesi için bir kalkana ihtiyaç var.11,5 milyon emekli, 4,5 milyon dezavantajlı kesim, açlık sınırının altında hayatta kalma savaşı veriyor. Asgari ücretin bu yıl ikinci kez arttırılma zarureti konuşulmaya başladı.
* Sonuç olarak; Yoksulları değil, zenginleri doyuramadığımız için açız. Kıtlık zamanlarında ise insanı açlık değil, alıştığı tokluk öldürüyor. Zayıf halka insanları koruyucu kalkanla geliştirmeliyiz. Bugün 2.Trump dönemi başlıyor. Bu hafta dünya, ülkesi için gerekli olanları çok sert yapan bir Trump ile karşılaşacak.Trump’ın duruşu Önce Amerika Ben Amerikan şirketlerini desteklerim, Amerikan vatandaşlarının iş bulması için uğraşırım, başka şeyler beni ilgilendirmez! Dedi. Yapay zekâ ve kripto paralar için yapacağı değişiklikler doları daha güçlü hale getirecek. Eğer hayatla ilgili bir gayeniz varsa iyi bir hikâye yazar iyi bir eser bırakırsınız. Bunun doğal olarak bir bedeli olacaktır. Bedelsiz olan hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Kıymet yani değer sadece maddi değildir. Yeni haftanın her iyi insana sadece iyilikler getirmesi temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.