Nihal Kavak

Nihal Kavak

Kardeş; kıymetini bilene hayatı paylaşmaktır

Kardeş; kıymetini bilene hayatı paylaşmaktır

Kardeş; kelime anlamı karındaştan türeyen bir kelime midir sadece? Yooo o kadar da kısa boylu olmamalı bu tek kelime. Kardeş, hayatı paylaşmaktır. Önce anne karnını, aynı anne babayı, aynı odayı, aynı evi, aynı akrabaları, aynı bisikleti, yediğini içtiğini, giydiğin kıyafeti, ayakkabını, üzerine örttüğün yorganı, nasibini, rızkını, derdini, sıkıntını, kısaca hayatı paylaşmaktır...

Listelere sığmaz kardeşlik. Ama kardeşliği bilene. Bilmeyene dünyaları versen de paylaşamaz.

Biz küçüklükten öğrenmişiz paylaşmayı. Benim, senin yoktu evimizde. Bizim vardı.

Kendimden 2,5 yaş küçük bir erkek kardeşim var. İyi ki de var. Sağ yanım, dünyam o benim.

Varlıkta, yoklukta hep yan yana omuz omuzayız. Allah bana onun acısını yaşatmasın. Dünyada var olduğu sürece hep mutlu, huzurlu, başarılı, sağlıklı, rızkı bol olsun. Allah’ım biricik evladından güldürsün. Allah’ın hediyesi, anne ve babamın bana sunduğu en büyük dünya ve ahiret mirasıdır kardeşim.

Küçükken aynı odayı paylaşırdık. Yanan sobanın tavana vuran ışığında hayallerimizi anlatırdık birbirimize. Kış günü annem soba kovasını az doldururdu gece zehirlenmeyelim diye. Sabaha kadar kaç kez gelir nefesimizi kontrol ederdi bilmiyorum.

Aynı okulda benim 2 sınıf altımda okurdu kardeşim. Beden eğitimi dersleri aynı gün benim 1 saat önce onun 1 saat sonra olurdu. İkimizin o dönem ayak numaraları aynıydı. 1 tane sarı spor ayakkabımız vardı. 1 saat önce ben giyerdim, 1 saat sonra da kardeşime verirdim. Ben titiz giyerim diye canım kardeşim top oynamazdı, ayakkabının ucu topa vurmaktan yıpranmasın diye. Kendisinin doğuştan futbola merakı vardı. Futbol formalarını annem yıkardı, kardeşim kurumasını beklemeden çamaşır ipinden alır ıslak ıslak giyer, üzerinde kuruturdu. Öylesine futbol aşığıydı anlayacağınız.

Formaların bırakın eskimesini pul pul iplikleri dökülünceye kadar giyerdi hem de. Üzerinde eskisin dediklerine bizim şahitlik etmişliğimiz vardır bu vesile ile. Futbolcu posterleriyle donatırdı odayı. Odayı dediysem duvara değil asla. O dönem kiracı olduğumuz için babam çivi çaktırmazdı, başkasının evine zarar vermeyelim diye. Odamızda bir gömme dolap vardı onun üzerine bantla yapıştırırdı. Şimdi de koyu bir Konyaspor taraftarı.

Adımızı bile paylaşıyoruz resmen benim ki Nihal, kardeşimin adı da Nihat…

Ya paylaşamayanlar, birbirini sevmeyen, düşman olan kardeşler, onlar yok mu hayatımızda. Öyle çoklar ki... Daha ölmesini bırakın, ana babaları hayattayken mal, mülk para derdine düşenler… Birbirinin arkasından konuşanlar, saygılarını yitirenler, hafif sendelediğinizde düşmeye ramak kala el verecekleri yerde daha hızlı düşün diye son tekmeyi atanlar… Hastalandığınızda bırak ziyarete gelip bir tas çorba getirmeyi, bir telefon açmaya vakit ayıramayanlar… Birbirinin acısıyla beslenip, aile mutluluğunu çok görenler, hasetlenip, fesatlananlar…

Yarın ele karışınca görürüm ben seni” diye açık arayanlar... Birleştirip toparlayan, bir sofra başına dizen ana babalar öldükten sonra tespih imamesi gibi kopup dağılan kardeşler…

Yapmayın bunları!

Bizden öncekiler bu dünyadan göçüp giderken yanında bir şey götüremedi. Ne miras parası, ne mal ne mülk; hiçbiri kabre sığmıyor. Bakalım bizler girdiğimiz kabre sığabilecek miyiz? Ölüm var. Ahiret var. Ahirete yatırım yapalım. İbadet Allah’la kul arasında onu konuşmak bizi aşar. Ama dünyada iken birbirimizden kaçmayalım. Varsa bir sıkıntınız büyütmeden konuşarak küçültmeyi deneyelim.

Neyi paylaşamıyoruz ki!

Hepimizin başında iyi kötü bir dam, sırtında hırka, kursağında lokması var.

Kimse kimsenin sırtına kambur olmaz.

Oturamayacağımız evlerimiz, harcayamayacağımız paraları kazansak ne olur. Hepimiz karnımız doyana kadar yeriz. Gitmeyle ev, konuşmayla dil aşınmaz. Gidelim, gelelim, konuşalım, paylaşalım… Evlerimizin kapılarını birbirimize kapatmayalım. Hastalandığında yanında olalım, sıkıntısı varken elini tutalım, güç verelim.

Şimdi başınızı yastığa koyduğunuzdaki uykunun tadına bir bakın. Bakın bakalım kardeşliğin tadına doyum oluyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihal Kavak Arşivi