KONYA HABER
Konya
Açık
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3624 %0,44
48,5512 %0,70
4.845,64 % 0,36
Ara

Mısır ekip yonca biçen oldu mu hiç?

YAYINLAMA:

Hz. Ali (r.a)’nin bir sözüyle yazıma başlamak isterim.

Çocuğun kalbi ekilmemiş tarlaya benzer; ne eksen tutar.”

Kiraz ağacının altına elma düşer mi?

Ya da ayva ağacı çilek verir mi?

Çocuğunuzun olumlu ya da olumsuz davranışlarının mayası sizsiniz. Anne ve babalar henüz evlatları dünyaya gelmeden önce bir takım hayaller kurarlar. Öyle bir çocuk yetiştireceğim ki parmakla gösterilecek. Çocuğunu eğitimli bakıcılarla büyütmeyi, alacağı kursları, davranışını, giyim tarzını her şeyi düşünürler. Onu yetiştiren nesli beğenmezler, kendisi daha profesyonel yetiştirecek ya. Hey Allah’ım!

Hepimizin bildiği şeyler…

Asla uyutmak için ayakta sallamayacağım. Tablet, televizyon, telefondan uzak tutacağım.

Yemesi, içmesi, uykusu saatli, benim kontrolümde olacak gibi gibi... vs… vs…

Bu arada ben sadece bir anneyim. Çocuk yetiştirme konusunda hiçbir şekilde eğitim almadım.

Annemden, kayınvalidemden, halamdan, teyzemden ne gördüysem... Bu yazacaklarım da sadece gözlemlerime dayalı.

Bebeklerimizin de bir can taşıdıklarını, duygularını ve kimi rol model aldıklarını düşünmüyoruz. Anne ve baba olarak bizleri rol model olarak kabul eden minik yavrularımızın bizlerin davranış ve sözlerinden ne kadar etkilendiklerini bir bilip idrak etsek birçok davranışımız bambaşka olabilir aslında.

Çocuğumuzdaki beğenmediğimiz, gözümüze batan davranışlar gerçekte bizim davranışlarımız.

Nasıl mı?

Anne veya baba bu bireylerden birisi evde kendi anne babasının anlaşmazlığına şahit olarak büyüdüyse, ileride karşı cinse karşı hep bir güvensizlik içerisindedir. Bu sebepten, evliliğin mutlu bir şekilde ilerlemesi gerekirken, gereksiz, geçmişe dayalı bir bahane bulup, ortamı bozup mutluluklarına engel olurlar. Bu yüzdendir ki bazı evlilikler ayrılıklarla sonuçlanır.

Şöyle örneklendireyim;

Okyanusun ortasında kalan bir teknenin ilerleyebilmesi için, 2 tarafın da dengeli bir şekilde kürek çekmesi gerekir. Bir taraf kürek çekerken diğer taraf beklemede kalırsa tekne kendi etrafında tek taraflı olarak dönmeye devam eder ve hiç bir şekilde ilerleyemez. İşte bu ailelerin çocukları yaşadıkları travmadan dolayı öfke, içe kapanma, sinirlerini kontrol etmede zorlanma gibi sorunlarla karşı karşıya kalıp uzun süreli psikolojik tedaviyi görmek zorunda kalabilirler.

Çocukların en güvendikleri anne babalarını iletişim kuramazken gördükleri için, dış dünyaya karşı güvensiz bireyler olarak yetişir. Bunların belirtilerinden bazıları; okuldan kaçma, yüksek sesle konuşma, evden uzaklaşma gibi abartılı ve yanlış davranışlara yönelebilir. Sürekli karnım ağrıyor, midem bulanıyor deyip aslında hiç bir sağlık problemi olmayan çocuklarımızın bilinçaltında ilgiye aç, şefkate muhtaç bir enkaz bırakıyoruz.

Hiç dikkat ettiniz mi? Normal bir sohbet ortamında kimin ses tonlaması yüksek ise veya en ufak bir tartışmada hemen savunmaya ve karşı tarafı suçlamaya geçiyorsa o kişinin yetiştiği aile ortamına bir bakmak lazım. Aile içi davranışların genlerimize işlediğinin farkına bile varmıyoruz maalesef.

Çocuğunuzla birlikte, eşinizin hoşuna gitmeyen bir ortamda bulunmanız ve ya bütçeyi aşan bir alışveriş yaptığınızda “bunu babana söylemeyip, sorduğunda bir şey almadık diyeceğiz” dediğiniz an iş bitmiştir. Çocuk sır saklamayı öğrenmiyor. Gerektiğinde veya sıkıştığı anda yalan söylemenin çok normal olduğunu öğreniyor. Bu sefer ne olacak? Çocuk okuldan kaçıp arkadaşlarıyla gezdiğinde okuldaydım diyecek. Ya da enerji içeceği içip, ayran içtim diyecek.

İş dönüşünde araç park yeri için komşunuzla kavga ettiyseniz... öfkeli ve sinirli bir şekilde eve giriş yaptığınızda, bir de ağzınızda küfür varsa, çocuğunuz o an öfkelenildiğinde küfür etmenin normal bir davranış olduğunu zannedip, kendisi de öfkelendiğinde küfür etmesi gerektiğini sizden öğrenmiş olacak.

Siz çocuğunuzun hatalarında öfkeli yanıtlar veriyor, kimi zaman sözlü ya da fiziksel şiddet gösteriyor ya da şiddet ile tehdit ediyorsanız, çocuğunuzda kendisine göre hatalı olan davranışlara maruz kaldığını düşündüğünde, şiddet davranışları gösterir. İşte sizin o ilk sözlü şiddetiniz ile şiddeti öğrenmiştir bir kere, yerine ne koyacağını bilemeyeceği için de geçmiş olsun şiddete meyilli, akranlarına zorbalık yapan bir çocuğunuz var demektir. Okuldan ya da mahalle sakinlerinden gelecek olan şikayetleri dinlemek için kulağınızı kabartabilirsiniz.

Çocuğunuzun olumlu ya da olumsuz davranışlarının aynası siz olduğunuzu unutmayın! Aynanın diğer yüzündeki yansımaları gördüğünüzde sizin de kendi aynanızın karşısına geçme vaktiniz gelmiş demektir. Önce kendi davranışlarınızı düzeltin. Sonra çocuğunuza sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşın. Ne olur çocuklarınızla gerçekten ilgilenin. Onlar siz nasıl isterseniz öyle olmayacaklar, siz nasılsanız öyle olacaklar.

O halde çocuğunuzun nasıl bir insan olmasını istiyorsanız öyle davrandığınızdan emin olun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *