Oğuzhan Akyener

Oğuzhan Akyener

Afganistan’dan Küresel Dengeler’e -4-

Afganistan’dan Küresel Dengeler’e -4-

Taliban Penşir’e girdi. Çatışmalar devam ediyor. Tabii Penşir halen direnmeye devam ediyor…

ABD’den kalan milyarlarca dolar değerindeki askeri araç, silah ve mühimmat Taliban’ın elinde!

Bu durum yeni soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

Müzakereler devam ediyor fakat mutabık kalınan hususların ne ölçüde uygulamaya geçirilebileceği tam bir muamma!

Öte yandan Taliban içinde de birçok farklı grup ve fraksiyon bulunuyor ve bu damerkez tarafından alınan kararların ülke genelinde etkin bir biçimde uygulanabilmesini zorlaştırıyor.

Örgüt genelindeki rüşvete meyilli sosyolojik zemin ise, beklenmeyen bir hızla ganimet ve yağma fırsatlarıyla daha da kaotikleşen ortamda, daha büyük risklerin oluşmasına sebep oluyor!

Taliban kadroları her kademesiyle, ülke genelinde bir sistem kurmaya çalışırken, onlarca yıllık baskılanmışlığın dışa vurumu neticesinde de bireysel olarak ceplerini dolduracak imkânları da değerlendirmeye çalışıyor.

Böylesi bir ortamda aktivitesini arttıran radikal gruplar, terör örgütlerinin yanı sıra, bölgede söz sahibi olmak isteyen veya rakiplerinin söz sahibi olmasını istemeyen dış aktörlerin de resmi/gayri resmi müdahalesi, ülkeyi daha da büyük bir belirsizliğin içerisine itiyor.

*

ABD’nin Afganistan’dan çekilmeye dair ilk sinyallerini vermeye başladığı süreçten bu yana, adım adım ülkedeki temaslarını arttıran ve yeni döneme dair girişimlerini şekillendiren Çin acaba nasıl bir kurgu üzerinde çalışıyor?

Çin, daha ilk günden Taliban yönetiminin en sıcak yaklaştığı, “ülkenin yapılandırılmasında öncü olacağını ilan ettiği ülke” olma konumuyla dikkat çekiyor.

Taliban yönetiminin ABD karşısında, “denize düşen yılana sarılır” mantığıyla komşu ülke niteliğindeki Çin yönetimine yanaşacağı zaten tahmin edilebilecek bir durum.

Öte taraftan ülkenin yeniden yapılandırılması, mevcut durumda yatırım ve finans fırsatlarının temin edilebilmesi, lojistik anlamda ihtiyaçların karşılanması gibi hususlar dikkate alındığında; Çin gerçekten Taliban için ve bu örgütün ülkeyi yönetebilmesi için çok önemli bir pozisyona sahip.

Tabii Taliban kadroları nezdinde, Doğu Türkistan’da yaşanan zulmün yanı sıra, Çin yönetiminin de aslında Taliban’ın ideolojik zeminine de ne kadar ters olduğu da bilinen bir gerçek.

Böylesi bir ortamda gerçek anlamda bir işbirliği süreci başlayabilecek mi hepimiz göreceğiz!

Fakat “paranın yüzü sıcaktır” yaklaşımından yola çıkarak, Taliban’ın “aç” kadrolarının bu bağlamda (yerine göre daha önce ABD ile savaş esnasında dahi işbirliği yaptıkları gerçeğinden yola çıkarak) Çin ile de mecburi bir ilişki sürecini devam ettirebilecekleri de tahmin edilebilecektir.

*

Çin bölge stratejileri dâhilinde önceliklendirdiği Afganistan ile:

-Afganistan’ın sahip olduğu potansiyel maden ve nadir toprak elementlerini üretime alarak, yatırımlarını fazlasıyla geri kazanmayı ve bu sektörlerdeki küresel hâkimiyetini daha da güçlendirmeyi,

-Rusya ve ABD’nin çatışmacı modelleri ile başarısızlıkla neticelendirdikleri süreçlerden sonra, kendi yumuşak-ekonomik modelleri ile başarılı bir sistemi hayata geçirerek, dünyaya örnek olmayı ve küresel liderlik vizyonunu desteklemeyi,

-Teknik (coğrafi) olarak zor olsa da, İpek Yolu konseptidâhilinde lojistik ağlarını Afganistan üzerinden güçlendirmeyi,

-Afganistan menşeili Doğu Türkistan desteğini kontrol altına alırken, eş zamanlı olarak Doğu Türkistan üzerinde de psikolojik etki oluşturmayı,

-Hindistan’a karşı yanında olan Pakistan’a ek olarak, Afganistan’ı da stratejik olarak elinde tutmayı,

-TAPI Boru hattının Hindistan sekmesini kalıcı olarak askıya aldırarak, Hindistan’ı daha da fazla dizginlemeyi,

-Türk Dünyası üzerindeki etkinliğini arttırma anlamında Afganistan’ı da elindeki kartlar arasına katmayı,

-Küresel uyuşturucu trafiğine yepyeni bir anlayış getirmeyi ve bu piyasanın da hâkimi olmayı,

-Başarılı olduğu takdirde, daha az çatışma ortamı elde ederek, arka bahçesi konumundaki Türkistan (merkez Asya)’da daha büyük ekonomik faydalar elde etmeyi,

-Diğer bölgesel müttefiki ve aynı zamanda rakibi olan Rusya’yı bu hamle ile bazı açılardan dizginlerken, eş zamanlı olarak da ilişkilerini daha da geliştirerek, yeni imkânlar sağlayabilmeyi,

-Tüm bu adımlarla ABD’nin küresel hâkimiyetini iyice azaltarak, Çin hegemonyasını dünyaya daha kolay ihraç edebilmeyi hedefleyebilecektir!

Tabii bu hedeflerine ne ölçüde ulaşabileceği büyük bir soru işaretidir!

Çünkü Afganistan bünyesinde büyük sosyolojik fay hatları ihtiva eden, bununla birlikte Çin’in bu coğrafyada başarısız olması için elinden geleni yapabilecek olan ABD ve hatta Rusya gibi büyük güçlerin müdahalelerine müsait olan bir ülkedir!

Çin’in şimdilik ittifak yaptığı Taliban ise içinde farklı kırılmalar yaşama ihtimallerinin yanı sıra, ABD’den kalan silahlar ve Çin’in sağlayacağı fırsatlar ile daha da güçlenerek, tüm coğrafyada radikalleşmenin tetiklenmesine sebep olarak, Çin’in başına daha büyük belalar açabilecek bir örgüttür!

Çin’in büyük fayda sağladığı; Pakistan’dan Özbekistan’a, Kuzey Doğu Rusya’dan Tacikistan’a, İran’dan Çin için en stratejik bölge olan Doğu Türkistan’a kadar çok geniş bir coğrafyanın “güçlenen ve radikalliği devam eden” bir Taliban ile yeni krizlere gebe olabilme ihtimalinin de her daim akılda tutulması gereklidir!

Bu tablo dahi Afganistan’da dönen oyunların ne denli küresel etkileri olduğunu gözler önüne sermektedir!

Tabii her büyük risk, bünyesinde büyük fırsatlar da ihtiva etmektedir!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuzhan Akyener Arşivi