Biden’dan mesajlar…
Her devletin, devlet adamının ve milletin bir siyaset anlayışı vardır.
Bazıları daha adil, makul, samimi düzeyde insancıl ve merhametli politikalar izlerken, bazılarının ise bütün geçmişleri “pragmatist” bir anlayış temelinde; “işine geldiği gibi”, “çıkarcı”, “yalancı”, “sömürgeci” ve bu sebeple “zalim” olarak tasvir edilebilen bir eksen etrafında şekillenir…
Aslında bu nitelikteki siyasi duruş sahiplerinin, bu bağlamda yaptıkları, yapacakları, kendilerinden beklenilenler, güçlü ve zayıf noktaları gibi birçok husus kolaylıkla öngörülebilmektedir.
Şimdi gelelim konumuza:
Biden 24 Nisan’da yaptığı resmi yazılı açıklama dâhilinde; 1915 zorunlu göçü ile ilgili (BEKLENİLDİĞİ ÜZERE!) “soykırım” ifadesini kullandı!
Yetmedi bir de araya “Konstantinapolis”i sıkıştırdı!
Peki, bu ifadeler ne anlama geliyor?
Çok beklenmeyen bir durumla mı karşı karşıyayız?
Türkiye ile ABD arasındaki büyük bir gerilim kapıda mı?
Büyük bir diplomatik zafiyet içerisinde miyiz?
*****
Öncelikle bu gelişmeyi yorumlamadan önce şunlara dikkat edelim:
-Bu açıklama alelade bir şekilde değil, diplomatik bir mesaj vermek maksatlı yazılı olarak yapıldı!
-Açıklama ile (19. Yüzyılda tasarlanan ve akabinde ihalesi ABD’nin kucağına bırakılan) iki şımarık kukla devletçiğin ve bu devletçiklerin son zamanlarda Türkiye’den yedikleri tokatlar neticesinde iyice ayyuka çıkan hıçkırıkları bir nebze de olsa baskılanmaya çalışıldı…
-Ayrıca bu devletçiklerin ABD’de etkin gibi duran lobiciklerinin de ağzına biraz bal sürüldü!
-DİKKAT EDELİM, burada hem Ermeni hem de Rum lobilerine mesaj var!
*****
Neden mi?
Şimdi gelin sadece son bir yılda yaşanan bazı önemli gelişmelere bakalım:
-Türkiye’nin siyasi, stratejik, lojistik ve teknolojik destekleri ile Azerbaycan KARABAĞ’ı işgalden kurtarmış,
-Ermenistan ilk defa bu kadar aciz ve rezil bir duruma düşmüş,
-Ermeni lobileri ABD’den istediği sert müdahale desteğini bulamamış ve derin bir hayal kırıklığı oluşmuş,
-Doğu Akdeniz’de Türkiye “MAVİ VATAN”ına her durumda sahip çıkacağını dimdik bir duruşla ortaya koymuş,
-Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın her türlü ağlanmalarına, ABD ve AB tarafından, küçük pışpışlamalar dışında, dengeleri değiştirecek net bir karşılık gelememiş,
-Üstüne üstlük 1453 yılından beri bir Türk-İslam şehri olan İstanbul’daki Ayasofya yeniden camii olarak kullanılmaya başlanmış,
-İsrail ve Mısır arasındaki son enerji anlaşması ile Rum lobisi iyice denklemin dışında kalmış,
-Yeni dönemde, İran nükleer müzakereleri ile evirilen bölgesel dengeler, Türkiye’nin Mısır, İsrail, Suudi Arabistan gibi devletlere yönelik, ılımlaşma hissiyatı doğuran mesajları ile daha farklı bir rotaya mı girecek gibi soru işaretleri doğurmuş,
-ABD ise kendi içindeki kafa karışıklığı ile küresel ölçekteki en büyük düşmanı olan Çin’den birçok alanda yeni goller yiyorken, kucağında taşıdığı dünya hâkimiyeti (pandeminin de etkisi ile) ellerinden çok daha hızlı kaymaya başlamış,
Velhasıl kelam, Türkiye Ermenistan ve Yunanistan’a o kadar çok gol atmış iki devletçiğin de güvendiği abileri bu goller karşısında etkin bir karşı hamle geliştirememiş…
Şimdi bu ortamda ABD’nin ne demesini beklersiniz ki?
Kendince, kendine yakışır biçimde doğru olanı yapmış!
******
Şimdi bu ifadeler reel anlamda Türkiye – ABD ilişkilerine dair dengeleri değiştirir mi? Türkiye’nin aleyhine önemli bir kırılma gerçekleşir mi?
HAYIR!
Biraz sert söylemler, atışmalar araya girer o kadar!
ABD’nin (veya AB’nin) karşısında Çin gibi dev bir tehdit var iken, bölgesel ve küresel hedeflerini tehlikeye atacak biçimde Türkiye’yi karşısına alması mümkün mü?
HAYIR!
Burada Türkiye nezdinde büyük bir diplomatik başarısızlık mı var?
Siz bunca zaman Karabağ’ın yeniden Türk Yurdu olmasına, Mavi Vatan’ı her ortamda savunmaya, Libya, Suriye, Irak gibi birçok bölgede dengeleri değiştirmeye devam ederken, yürüttüğünüz derin diplomasi ile tarihe geçecek bir duruş sergileyin,
Sonra bu son durum başarısızlık olsun! Öyle mi?
TABİİ Kİ HAYIR!
*****
Yani?
Biz Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Karabağ’da şu geçen süre zarfında; hem Ermeni hem de Rum lobilerine o kadar çok gol atmışız ve arkalarında güvendikleri abileri de buna müdahale edememiş ki,
Bırakın, abileri de en azından o gariplerin gönüllerini alacak bir iki kelam ediversin…
Sonuçta sahada ve realitede değişen bir şey olmayacak…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.