Bir kağıdı bile israf edecek lüksümüz yok!
Bugünlerde ülke gündemimiz devlet kademelerinde yapılacak tasarruf. Sayın bakanımız devlet kademelerindeki savurganlığın giderilmesi ve tasarruf tedbirlerinin ekonomiye olumlu yansımalarının olacağını ifade etmekte. Çok çok önemli bir konu ve ivedilikle devletin tüm kademelerinde acilen uygulanmalı.
Elbette bakıldığı zaman tasarruf etmenin pek sevimli bir tarafı yok. Yarını düşünüp biriktirmektense bugün harcamak daha zevkli, mevcut durumu kontrol etmektense anın keyfini çıkarmak daha güzel. Ancak bizim hem Türk toplumunun ananevi bir geleneği hem de dini açıdan bize öğütleneni tasarruflu bir yaşamdır.
Biz toplum olarak “bugünü” yaşayıp geleceğe “Allah Kerim!” diye bakmayı tercih ettiğimiz için, tasarruf etmeyi çok sevmiyoruz. Toplum olarak tasarruf alışkanlığımız düşük. Bizimle aynı gelir düzeyinde olan toplumlardan bile daha az tasarruf ediyoruz.
Oysa tasarruf yapmak -hem kişisel hem de toplumsal açıdan- iyi bir geleceğin ön koşulu. Tasarruflu olmak, önce israf etmemek demektir. Boşa geçen zaman da, gereksiz yere yanan ışıklar da israftır. Lüzumsuz çalışan her âlet, hor kullanılan her eşya israftır. Bir işin verimsiz yapılması, ham maddelerin ziyan edilmesi, iyi planlama yapılmadığı için kaybedilen zaman ve emek hep israftır.
Toplumsal refahı yükseltmek için hem ailelerimizde hem şirketlerimizde hem de devlette daha tasarruflu, daha etkin, daha verimli olmamız gerekiyor.
Gerek şirketlerde gerekse kişisel hayatımızda israfı engellemenin ilk adımı, israf ettiğimizin farkına varmaktır. Eğer kaynakları israf ettiğimiz bilincine varmazsak tasarruf yapmayı aklımıza bile getirmemiz mümkün değildir. Hayatımızı bu gözle değerlendirerek israfı önlememiz mümkündür.
Ben tasarruflu olmanın, maddiyatın ötesinde bir görgü, edep ve incelik olduğunu düşünüyorum. İhtiyacından fazlasını tüketmemek, tüketirken ziyan etmemek yüksek bir bilincin göstergesidir. Kaynakları tüketirken özen göstermek, her şeyi yerinde ve yeterince kullanmak bizi sadece işlerimizde değil özel hayatımızda da daha yüksek bir bilinç seviyesine çıkarır.
Maddi durumumuz ne olursa olsun tasarruflu olmayı bir alışkanlık haline getirir, bugünümüz ve yarınımız arasında bir denge kurabilirsek, hem bireyler hem de kurumlar olarak yarın daha refah içinde yaşayabiliriz.
Türkiye’yi bir refah toplumu yapmak istiyorsak daha fazla tasarruf etmemiz şart. Bunu hem ferdi hem kamusal açıdan hat safhada yapmalıyız. Bir A4 kağıdının bir yüzünü bile israf edecek durumda değiliz. Tasarruf ile bereket de kendiliğinden gelecektir. Kendimiz için, çocuklarımız için yarınlarımız için vakit kaybetmeden tasarruf alışkanlığını edinmemiz gerekiyor.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.