Ömer KULEKAYA

Ömer KULEKAYA

ALTIN VE TARİHİ

ALTIN VE TARİHİ

İnsanlık tarihi ve altının tarihteki gelişimi birbiriyle ilişkili olduğu için altının tarihi önemli mi sorusuna verilecek cevap kesinlikle evet olmaktadır. İlk kez toprak yüzeyinde bulunduğu düşünülen altının tarihçesi milattan öncesine kadar uzanıyor. Tarihsel süreçte, diğer değerli madenler gibi altın da, hem gücün hem de zenginliğin önemli bir göstergesi olarak görülmüştür. Zamanında kral ve padişahların taçlarını, tahtlarını süsleyen ve önemini hiç kaybetmeden günümüze dek gelen altının tarihi uzun bir süreçtir.

Günümüzde hala değerli olan altının bulunuş tarihi günümüzden yaklaşık 7000 yıl öncedir. Altının ilk olarak yüzeyde bulunduğu tahmin edilmekle birlikte altının çıkış tarihi olarak M.Ö. 5000’li yıllar gösterilebilir. Mısırlılar, dünyanın bilinen en eski altın üreticileri olmalarıyla bilinir. Madencilik tarihindeki ilk belge olarak görülen altın madenine ait bir kroki, Mısır’da keşfedilmiştir. Altın kullanılarak yapılan obje ve mücevherlerin, tarihsel gelişimlerine bakıldığında, ilk olarak Güney Irak’ta bulunduğu görülmüştür. Bu buluntular M.Ö. 3000’li yıllara aittir. Peru civarında ise M.Ö. 2000’li yıllardan kalma altın takılar, ziynet eşyaları ve süsler bulunmuştur.

Altın fiyatları tarihçesi incelendiğinde altının dönem dönem değer kazanıp kaybettiği görülse de yaklaşık 7000 yıldır önemi ve değeri hiçbir zaman azalmamıştır.

whatsapp-image-2023-08-22-at-14-41-59.jpeg

ALTININ TARİHTEKİ YERİ

Altının tarihsel gelişimi boyunca birçok uygarlık, altının değerini tanımış ve altını hem takı, süsleme yapımlarında kullanmış hem de bir alışveriş aracı olarak görmüştür. Her zaman için nadir bulunan altın, Aztek ve İnka uygarlıkları tarafından çok değer görmüştür. Asurlular, Sümerler ve Yunanlar ise takı yapımı, vazo ve kase gibi eşyalarda altın kullanmayı tercih etmiştir. Altını para olarak kullanan ilk uygarlığın ise Mısırlılar olduğu bilinmektedir. M.Ö. 550 yılında Lidya'da ise dönemin kralı Krezüs’tur. Kral Krezüs, altını para olarak bastırarak ticaretin artış göstermesinde oldukça önemli bir rol oynamıştır. Altının geçmiş tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Türkler için de oldukça önemli bir maden olduğu görülmektedir. Zaman içinde altın, Türk devletlerinde dikkat çeken simgelerinden biri haline gelmiştir. Türkler, altını takı yapımının yanı sıra mızraklarda da kullanmıştır. Müslümanlığın kabulü sonrasında Türklerin altından ürettikleri eşya sayısında önemli bir düşüş yaşanmıştır. Osmanlı’da ise sikke üretiminde ve takı yapımında kullanılmıştır. Günümüzde, tıpkı külçe altında olduğu gibi, sıklıkla yatırım amaçlı kullanılan Reşat altının tarihçesi de Osmanlı dönemine dayanmaktadır. İlk kez Sultan V. Mehmed Reşat döneminde imal edilen altın, 22 ayar altından üretilir ve sarrafiye ürünlerden biri olarak nitelendirilir. Roma döneminde ise altın; öncelikle devlet borçlarını ödemek amacıyla, daha sonrasında ise sanayi alanında kullanılmıştır. Tarih boyunca birçok farklı uygarlık tarafından farklı amaçlarla kullanılan altın, değerini kaybetmeden günümüze kadar ulaşmıştır ve ekonomik düzende önemli bir yere sahiptir. 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Kaliforniya’da “Gold Rush” yani “Altına Hücum” olayı yaşanmıştır. Bunun sonucu olarak bölge yoğun bir göç almıştır ve günümüzdeki altın madenciliğinin temelleri atılmıştır. Yine aynı dönemde külçe altının tarihçesi için de önemli bir olay yaşanmıştır. 1872 yılında Avustralya’nın New South Wales bölgesinde, yüzeyin yalnızca birkaç santimetre altından dünyanın en büyük altın külçesi çıkarılmıştır. Bulunan Holtermann külçesi tam olarak 270 kilogram ağırlığındadır.

whatsapp-image-2023-08-22-at-14-41-59-1.jpeg

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ALTIN İLE BAĞI NASIL ŞEKİLLENMİŞTİR?

Cumhuriyet tarihine bakıldığında, altın üretimi diğer ülkelere nazaran oldukça geç bir tarihte başlamıştır. 2001 senesinde başlayan altın üretimi, zaman içinde Türkiye’nin diğer ülkelere yetişmesini sağlamıştır. Anadolu’da potansiyel altın miktarının yaklaşık 6 bin ton olduğu tahmin edilmektedir. 2020 yılına gelindiğinde Türkiye’de altın üretimi 42 tona ulaşmış ve ekonomiye büyük bir katkıda bulunmuştur. 2021 yılında ise Türkiye’nin külçe ve sikke olarak altın talebi ikiye katlanmıştır ve en yüksek altın rezervine sahip olan ülkeler arasındaki yerini korumuştur. Türkiye’nin altın üretimi ise dünya altın üretiminin yaklaşık yüzde 1,05 kısmını kapsamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer KULEKAYA Arşivi