ŞİDDET
Gündemde şiddet var, her yerde şiddet var…
Karşımda bir anne ve kızı, ikisi de depresif ve travma sonrası stres bozukluğu.
Ne olmuş?
Komşu çardaktaki köpeklerle kendi köpekleri kavga edince komşu ile tartışma olmuş…
Tartışma sözlü başlamış ama birden karşı taraf annenin gözleri önünde oğlunu ve eşini hunharca bıçaklamış.
Kız, okul nedeniyle merkezdeki evlerindeymiş ve şahit olmamış babasının ve abisinin dakikalar içinde katledilişine.
Anne ömründe hiç unutamayacağı anları hâlâ canlı yaşıyormuş gibi anlatıyor:
-‘Ortada bir şey yoktu, bir anda bıçaklarla saldırdılar, hiç acımadılar, peş peşe vurdular bıçağı…
-‘Babam tıp fakültesini kazanmama çok sevinmişti, şimdi bende hiç heves kalmadı’ diyor yetim kızımız.
Nasıl yitirmesin hevesini?
Her gün televizyonlarda sağlıkta şiddet haberleri.
Doktoru jiletleyen, acili basan, yoğun bakımı dağıtan bir grup insandan bahsediyor haberler.
İki köpek kavgası bahanesiyle babası, abisi katledilmiş bir doktor adayı haberleri izledikçe uyanıyor travmaları…
Niçin şiddet artıyor?
Belki psiko-sosyal birçok etken var ama bana göre en etkilileri:
Bilgili, saygılı, beyefendi, okumuş olmak değerli değil artık toplumumuzda.
Nezaketli olmayı davranışsal olarak önemseyen toplum nezdinde örnek olabilecek birileri yok.
Okuyarak bir yerlere gelmiş entelektüel kesime karşı kışkırtılan bir cahil grup var: Recep İvedik filmleri, mafyayı yücelten (Çukur, Kurtlar Vadisi vb.) TV dizileri, bilinçaltında okumuşa karşı cahilin parayla, kaba kuvvetle, siyasi güçle hükmedişini işleyen nice haberler…
Artık şiddetin karşılığında bir ifade verip serbest kalma dışında bir yaptırım olmadığı algısı yerleşmiş durumda.
İnsan profili olarak az okuyan, sanattan uzak, kısa yoldan para kazanmayı hedefleyen ve bir parti, cemaat, kulüp vb. üyesi olma ile güce sahip olmayı hedefleyen, başkalarının hakkını önemsemeyen, liyakati gereksiz bulan, az düşünen çok itaat eden sayısı günden güne arttı.
Görgülü olmak, kibar olmak, okuyup düşünebilmek, sanatla uğraşmak sanki onanmayan özellikler gibi bir algı oluştu.
Sen benim kim olduğumu biliyor musuncular artıkça arttı.
Dindarlığı sakal ve hayırlı cumalar mesajlarına indirgeyerek yaşamın diğer alanlarında sahtekarlığı sürdüren iki yüzlüler ile alkol almayı çağdaşlık zannedip boş konuşan sözde aydınlar arasında sıkıştı kaldı toplum.
Her şeyi para ve siyasi güce indirger oldu bir grup; benim vergimle maaş alıyorsun, şikâyet edeceğim eşek gibi bakacaksın, sürdürür seni vb. söylemler havada uçuşur oldu.
Çok uzun bir mevzu, analizin sonu yok, belki devam ederiz sonra ama yorulduk dostlar…
Şiddet, şiddet, şiddet…
Bir şeyler yanlış yapılıyor vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.