Yeşilırmak etrafı ve vadi tabanı üzerine kurulmuş Karadeniz’in incisi, çeşitli uygarlıkların merkezi, Osmanlı devlet yönetimi için şehzadelerin staj, Millî Mücadelenin ilk adım yeri olan şehir Amasya.

Mis gibi kokan “Amasya elma”sı dediğinizi duyar gibiyim. Üzülerek söylemem gerekirse ben göremedim. Elmanın dışında gönlünüzü doyuran güzelliklerle karşılaşma olasılığınız çok daha yüksek.

Şehir oldukça gelişmiş. Şehrin İnsanı şehre gelen misafirlerine çok sıcak davranıyor. Fotoğraf makinası vb olmazsa olmazlarımız arasında olmalı. Araç olmadan şehrin içini rahat gezebilirsiniz.

Şehrin her zamanki yağmuru o gün başka güzel yağıyordu. Yağmurun haşinliği, rüzgârın şiddeti belediye binası önünde tesadüfü bizi karşılayan kişinin mütevazı duruşu, şehri tanıtımı, misafirperverliğinin güzelliği ile unutuldu. Kimi yerde Belediye binası, Valilik önüne yaklaşmanıza bile müsaade etmezlerken şehrin duruşunu şehrin insanı sergiliyordu. Belediye bahçesinde dikkatimi çeken “top” 156 yıldır Ramazan ayında aktif kullanılırken, bu sene emekliye ayrılmış. Bahçedeki tarih Milli Mücadeleye, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna tanıklık etmişti. Dili olsa kim bilir neler anlatırdı.

Amasya merkezinde, Polis Evi ile Valilik arasında kalan,1414 Yılında Çelebi Mehmet tarafından yaptırılan, dört tarafında saat olan saat kulesi” Yeşilırmak kenarında sizi karşılayacak.

Roma dönemi izlerini taşıyan Amasya’ya özgü Amasya evlerini Yeşilırmak kenarından izler, hemen arkasından kendinizi Osmanlı döneminde hissedeceğiniz Şehzadeler Müzesini gezebilirsiniz. Arka sokakta tarihi yola girerken köşe başındaki çeşmede serinledikten sonra sokak alışverişine devam edebilirsiniz.

Seyir ve çay keyfi için su, fotoğraf makinası, yedek kıyafet ile sırt çantanızı mutlaka alın. Dik merdiveni ile Harşena dağına tırmanın manzaranın çayın keyfini çıkarın. Biraz daha tırmanıştan sonra yamaçlarında tarihi kalıntı Kral Kaya Mezarlarını ziyaret edebilir, şehri fotoğraf karesinde ölümsüzleştirebilirsiniz.

Şehir birçok ilim adamı yetiştirmiş, saray, çeşme, medrese, cami, türbe vb. kalıcı eserlerle dolu kültür merkezi olan bir ilimizdir. Hazeranlar Konağı Müze Ev, Amasya Müzesi, Minyatür Amasya Müzesi, Yörgüç Paşa Camii, Bayezid Paşa Camii, Gümüşlü Camii, Gökmedrese Camii, Burmalı Minare Camii, Amasya Fethiye Camii, Saraçhane Camii, Çelebi Mehmet ve Haliliye Medresesi en çok görmenizi tavsiye edeceğim, gezebileceğiniz yerler arasındadır. İsteğe göre Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri anıtsal mimari eserlerinden hamamlarından da faydalanabilirsiniz.

Sabah erken saatlerde Amasya Çöreği ile merhaba dediğiniz günün gecesinde, muhteşem manzarasıyla bakla dolması, etli bamya, keşkek, pastırmalı pancar gibi nefis yemekler yiyebilirsiniz. Yeşilırmak kenarındaki mekânlarda kahve içip dağların, manzaraların keyfini çıkarırken, Yeşilırmak kenarındaki etkinliklere de şahitlik edersiniz.

Amasya Tokat karayolu üzerinde dünyada ilk ve tek olan Âşıklar Müzesi’ne uğrayıp aşkları yerinde görün isterim. 

Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Romeo-Jüliet, Mimar Sinan-Mihrimah Sultan’ın aşkı, Mevlana ile Hacı Bektaş Veli’nin ilahi aşkı sahnelenmektedir. Müze’nin bahçesinde kahvenizi içerken, elmalı kolonya ve sirkeden sipariş verebilir, yeni âşıkların heyecanına şahitlik edebilirsiniz. Ferhat su kanalından geçerken ziyaretçilerin yorumuna da tanıklık etmeniz mümkün. Ziyaretçilerden biri emekli kepçe operatörü ise bakın neler oluyor. Yaptığı işle gurur duyarken, tahminince su kanalının yakın zamanda yapıldığını kızgınlıkla ifade eder, sizde tebessümle karşılık verirsiniz.

Belki şalvarlı teyzenin elinde poşetiyle nefes nefese oturduğunu görür, yardıma gitmek, su vermek isterseniz oda size güzel tebessümle yürekten ettiği dua ile karşılık verir. Sanırım gezdiğimiz yerlerde, hatıralarımızda göze değil gönüllere dokunanlar baki kalıyor. Şalvarlı teyze gibi, İlahi Aşklar gibi…

Gönüllerde yer almanız dileğiyle…

Sevgiyle kalın…