KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3296 %0,23
48,9673 %0,44
4.876,10 % 0,39
Ara

Su iflası çok yakın...

YAYINLAMA:

Doğa insanı sürekli uyarıyor. 

Ama insanın umurunda mı?

Hayır...

Küresel iklim değişikliği, küresel ısınma, yangınlar, seller, sıra dışı iklim olayları art arda geliyor.

Sürekli bu konu konuşuluyor. Durum bilim adamları tarafından ortaya konuluyor. 

Yeraltı sularının çekildiğine, göllerin ve akarsuların kuruduğuna hepimiz şahit de oluyoruz. 

Ama lafla peynir gemisi yürümüyor. 

Ne kişisel bazda ne ülkeler bazında ne de küresel örgütlenmeler bazında somut bir adım atılmıyor. 

Herkes yapılması gerekenleri sıralama derdinde.

Ama konuşmak dışında icraat yapan kimse yok. 

Su konusundaki tehlike çok daha yakın. 

Şehirlerde kullanılan su her geçen gün daha da artıyor. 

Peki bu artışa paralel olarak su kaynaklarımız artıyor mu? Hayır. 

O zaman biz neye güvenerek su tüketimimizi artırıyoruz?

Aynı ekonomideki gibi. Olmayan bir parayı harcamaya devam ederseniz iflas edersiniz. 

Biz de olmayan bir suyu harcıyoruz. Sonumuz iflasa gidiyor. 

Nüfusu kalabalık olan şehirler her gün küçük çapta bir gölü kurutuyor. 

İstanbul'da günlük 3,4 milyon metreküp, Ankara'da ise 1,5 milyon metreküp su kullanılıyor. 

Yıla vuracak olursak İstanbul'da yılda yaklaşık 1 milyar 250 milyon metreküp su kullanılıyor.

Barajların toplam hacmi ise yaklaşık 850 milyon metreküp. 

Kullanılan su, kapasitenin yüzde 50 üzerinde. 

Her ay 4 bin lira maaş alan bir kişinin ayda 6 bin lira harcadığını düşünün.

Bu kişinin ekonomik olarak iflası ne kadar yakınsa, su konusundaki iflas o kadar yakın. 

Kişi başı ortalama kullanım rakamları daha da çarpıcı. 

Büyük şehirlerde günlük kişi başı ortalama su kullanımı 200-250 litre civarında. 

Biz 200'ü baz alalım... 

Her gün 11 damacana su tüketiyoruz. 

Bir başka deyişle 40 tane 5 litrelik şişe harcıyoruz. 

Bir başka deyişle her gün, elimizden düşürmediğimiz yarım litrelik şişelerden 400 tane kullanıyoruz. 

Ne kadar büyük değil mi. 

Göze görünmüyor ancak bu şekillerde ifade edilince ne kadar fazla su kullandığımız daha iyi anlaşılıyor. 

Çoğunuz bu rakamı abartı bulabilir. 

Hatta "Ben günde 1-2 litre su içiyorum. Bu kadar tüketmiyorumdur" diyenler bile vardır.

Hemen detaylandıralım... 

Bir insan günlük su tüketiminin yüzde 40'ını banyoda, yüzde 35'unu tuvalette, yüzde 20'sini çamaşır-bulaşık yıkamada kullanır. 

Kalan yüzde 5'lik kısmını ise yemeklere harcar ve içme suyu olarak tüketir. 

Duş yapan bir kişinin harcadığı su 50 litredir. 

Biraz daha uzun kalıp banyo yapanlar 100 litreye yakın su harcar. 

Tuvaletlerde sifona her basışınızda ortalama 7 litre su akar. 

Evdeki birey sayısıyla bu rakamları çarpın.

Ortaya çıkan rakamları düşünün.

Öyle aylık da düşünmeyin, yıllık düşünün. 

Üst üste koyun. 

Mesela 3 kişilik bir aile düşünelim.

Ortalama günlük 200 litre su tüketimini baz alalım. 

Aylık çıkan rakam 18 bin litre. 

Yıllık rakam: 216 bin litre. 

Biz "Akarsuyun kenarında, abdest alırken bile suyu israf etmeyin" ölçüsünü koyan bir dinin mensubuyuz. 

Ölçüye bakar mısınız?..

Akarsuyun kenarında, yani suyun en bol olduğu yerde... Abdest alırken, yani mukaddes bir iş yaparken...

Bu durumda bile suyu israf etmememiz ölçüsünü koyuyor...

Gelelim su iflasını önlemek için yapılacak bireysel ve ülkesel tedbirlere... 

Yukarda rakamları saydım.

Bu rakamlar içinde bireysel olarak yapılabilecek çok şey var.

Tasarruf etmek o kadar kolay ki...

Yeter ki yapmak isteyelim. 

Burada unutulmaması gereken nokta şu: "Benim bireysel olarak yaptığım okyanusta bir damla" dememek gerekiyor. 

Çünkü hepimiz günde 1 litre azaltsak -ki bu kullandığımız suyun yüzde biri bile etmez- günde 83 milyon litre eder. 

Ayda 2 buçuk milyar litre, yılda 30 milyar litre eder. 

Damlalar göle değil okyanusa dönüşür. 

Peki bunu yapmaz da iflasa gidersek ne olacak?

Her gün musluğu açtığımızda akan su bu kez gelmeyecek. 

Zamanında Ankara'da bu yaşandı. 

2007 Yılında şehir ikiye ayrılmıştı. 

Yarısına bir gün yarısına diğer gün su veriliyordu.

O günleri yaşayanlar bunun bile ne kadar zor olduğunu hatırlayacaktır. 

Aslında o yaşananlar, kötünün iyisi bir senaryoydu.

Su en azından gün aşırı akıyordu. 

Hiç akmadığını düşünelim. 

Adımlarımızı ona göre atalım.

Musluğu açıp kapatma konusunda hamlelerimizi buna göre yapalım. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *