Konya
Kapalı
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,1137 %0.18
42,0543 %-0.85
3.710,58 % -2,27
Ara

Yakarak, yıkarak hak aranmaz!

YAYINLAMA:

Haziran ayı girince artık aklımıza 10 yıl önce yaşanmış Gezi Olayları geliyor. “Hak arayışı” diye sahaya indi gençler. Planlı kurgulandığı sonradan ortaya çıkan bir hadiseydi ama FETÖ başta olmak üzere iç ve dış mihrakların provokasyonu ve yasa dışı sol ve marjinal grupların, örgütlerin, kişilerin kullanılmasıyla tam bir kaos ve yıkım planına dönüştürülüverdi. Günlerce televizyonlardan İstanbul ve Ankara merkezli bu olayları izledik.

Bir kere düşünmek gerekir. Yabancı televizyonlar dakikasında gardını alıp uydu antenlerini kaldırıverdiyse, kesintisiz canlı yayınlar yaptıysa bu iş mutlaka planlı bir süreçtir. FETÖ mahareti ile polis ile vatandaş karşı karşıya getirildiyse bu iş planlı bir yıkım organizasyonudur. Elleri taşlı, yüzleri maskeli kudurmuş bir güruh devlete başkaldırdıysa kaos tetikçileri işin arkasındadır.

Ülkeye ekonomik ve politik açıdan çok büyük zararlar verdi. Gençler kullanıldı. Bu ülkenin yarınları olan gençlerimiz devletine, milletine düşman olmaya kalktı. Asıl büyük zarar buradaydı. Belki ekonomide açılan yaralar sarıldı ama aradan 10 yıl geçmesine rağmen adına “Gezi Olayları” dedikleri kalkışmanın manevi yaraları kolay sarılmayacak. Tıpkı 15 Temmuz kalkışmasında, hain darbe girişiminde olduğu gibi.

Gençlere düşen uyanık olmak. Kimsenin maşası olmayalım, kendimizi hiçbir iç ve dış mihraka kullandırmayalım. Her şeyden önce de hak aramanın yakıp yıkmakla olmayacağını idrak edip çevremize anlatalım.

Elbette hakkımızı arayacağız. Siyasetçilerin yanlış tutum ve kararlarına itiraz edeceğiz. Ancak bunun yolu kaos çıkarmak, devlete asi olmaktan geçmez. Demokratik bir şekilde, hukuki olarak hakkımızı arayıp, doğruyu karşımızdakine lisan-ı hal ile kabul ettirebiliriz.

Kalın sağlıcakla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *