Son zamanlarda sosyal medya mecrasının en popüler uygulamasından olan TikTok platformu dünyada ve Türkiye’yi derinden etkilemeye devam ediyor.

Toplumsal yozlaşmanın hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için olumsuz birçok yönü olan bu uygulama, özellikle çocukların çok kolay erişmesiyle korkutucu boyutlarda tehlike içeriyor.

Sosyal medya platformu olarak sadece Instagram kullanan biri olarak bu platformun da TikTok etkisinde kalması nedeniyle sağlıklı kullanma konusunda tedirginlikler yaşıyorum. Zaman geçirmek için telefonumu elime aldığımda saçma sapan videoların zamanımı çalmasına müsaade ettiğimi fark ediyorum. Peş peşe gelen birbirine benzer videoların özel bir emek harcanarak hazırlanmış olduğunu görmek de beni şaşırtan diğer bir mesele. Kısa süre empati kurmak istediğimde şarkı sözü bile ezberlemeyi beceremeyen benim için hayranlık uyandırıcı bir yetenek gibi geliyor. İşte handikap burada başlıyor. İnsan nasıl kaptırıyor kendini. Hafazanallah kendimi tutmasam saatlerim gidecek.

Arama motorunda TikTok ile şöyle bir araştırma yapayım dedim, başlıklar oldukça dikkat çekiciydi. TikTok laf kapak sözleri, en güzel TikTok sözleri ve orada iyi bir kullanıcı olmak için gerekenlerle ilgili tavsiyeler... Bu konuda uzman olmak için gereken ne varsa bulabiliyorsunuz. Kendi özünüzü yitirmeniz için bu platformda para kazanmak da mümkün. Toplum içerisinde var olmakta güçlük çeken insanlar için çoktan bir yöntem olmuş bile. Dünyadaki kullanıcı sayısının aylık 689 milyon civarında seyrettiğini düşündüğümüzde ise geleceğin olumsuz yanlarına katkısının yadsınamayacak olduğunu da görüyoruz. Zaten bakıyorum da kendisi yetmezmiş gibi aile üyelerini de videolarına konuk oyuncu olarak alıp bence onları bu duruma tabiri caizse madara ediyorlar. Salgın değil de nedir bu?

Öte yandan bu salgının sonucu olarak, sosyal hayatımda yaş ortalaması 25 olan bir grubun içerisine dâhil olduğumda asla anlamadığım bir iletişim dilinin içinde kalıyorum. Yaşım gereği geleneksel bir cümle kurduğumda onunla ilgili onlara göre viral olmuş bir videodan repliklerle cevap alıyorum. Bilmediğimi ve tanıdık gelmediğini yüzümden anladıklarında da “Nasıl bilmezsin” gibi bir yaklaşıma maruz kalıyorum. Peki, bu durumda soruyorum ben ne kaçırıyorum, onlar için iyi olan ve benim için eksik olan ne var? Söylencelerim, bu devirde olaylara duygusal bakma anlamına geliyor tabi ki bunu da biliyorum.

Asıl önemli olan bu durumun geleceğimiz çocukları ne yönde etkilediği ile ilgili. Hazır bilgi ile yetişen bir toplum geliyor. Tiktok ile ilgili bu güne kadar bildiğimiz isimler dâhil hakaret dolu demeçler geldi. Ama bu durum çözüm değil. Bu durumu çözecek sınırlamalarla dolu yaptırımların olması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili okuduğum bir makalede ürkütücü oranlarla karşılaştım. Çocukların sınırlama olmadan açabildiği bu uygulamanın ilk 13 saniyesinde pornografik yayınların karşılarına çıktığını ve bu süre zarfında izin verip verme ile ilgili seçenekler karşılarına çıktığına çocukların büyük bir oranın bu yayınları izlemeye herhangi bir sakınca görmediklerini gösteriyor. Bu ne demek? Aynen ifade ediyorum, günümüzün en müzmin problemi olan cinsel saldırıların gün geçtikçe artacağı ve normalleşmesi için gereken tüm aksiyonların şimdiden alınıyor olması demek. Ailelerin bu süreçte çok ince okuyup sık dokumaları gerekiyor. Evlat yetiştirmek kaygan bir cismi elde tutmak kadar zor bir hale geldi. Her türlü sosyal platformdan çekiştirilen çocuklar, dikte edilen sözde doğrularla yaşamlarını ağır aksak sürdürecekler, bu aşikar. Ve en gerçekçi olan bu durumun artık normalleşmiş olacağı. Kitap okumak, değerlere sahip çıkmak şu anda nasihatten öte olması gerekenlerin başında geliyor.

En büyük dua ile bitiriyorum; “Yüce yaradanım aklımıza mukayet ol.”