Konyaspor Kongresinde göreve gelen yeni yönetimi kutlar ve kendilerine başarılar dilerim. Görevden ayrılan Başkan ve ekibine de hizmetleri için şahsım adına teşekkür ederim. İtiraf etmeliyim ki Konyaspor başkanlığı sürecinin sancılı geçmesini bekliyordum…

Anadolu kulüplerinde başkanlık yapmak zordur. Konyaspor’da başkanlık yapmak daha da zor. Hem yüzyılı aşkın süredir ayakta olacaksınız hem de mücadelenizi Anadolu’da vereceksiniz. Üstelik 2013 yılında çıktığınız bu ligde, ligin gediklisi haline geleceksiniz.

Futbol dünyasının içine girmeyen, bir arkadaşa bakıp çıkacak olan herkes Eto’o’yu bilir. Konyaspor’dan ayrıldığında dolar 5 lira bandındaydı. Şuan 40 lira bandında, bir de kurun kendilerine zarar verdiğini düşünen yayıncı kuruluş fiyatı düşürünce işler arapsaçına döndü. Yani kulüp yönetmek Anadolu’da kurdan 8 kat, 2 katta yayıncı kuruluştan desek 10 kat daha zorlaştı. Tabi bu işin maddi boyutu, gelelim diğer boyutlarına…

Böyle bir durumda elini taşın altına herkes koymaz. Yeni başkan ve ekibi başarılı olur, başarısız olur onu ayrıca değerlendiririz. Şimdi gelelim diğer boyutlara işin taraftar boyutu var. Üstünkörü geçilecek bir konu değildir. Çizgileri baştan çizmek gerekir. Herkesi memnun edemezsiniz. Taraftar her şeyi ister hakkıdır. Onlar da ister yıldız oyuncuları olsun, Konya tabiri ile karnımızı kaşıyarak maç izlemek! Ama futbolcu alacaksınız ki bunlara dolar kurunda para ödeyeceksiniz. Oyuncu bir de tutmazsa işler sıkıntı. Herkesin bildiği konuştuğu örnekten gidelim, Nikola! Hani bir Skubic bekliyoruz ya hep o bölgede oynadığı paraya Skubic bulmanız bu kurda neredeyse imkânsız! Tabiri caizse bu paraya bu!

Konyaspor’un güncel borcu TL bazında yüksek görünebilir. Ancak dolar bazında hiçbir şey değil! Gelgelelim aldıklarınızda sattıklarınızda dolar bazında olduğundan, diğer gelirler TL bazında olduğundan işler burada karışmaya başlıyor. Yani sponsor anlaşmalar, yayın gelirleri haliyle biletler ve kombineler TL, pastanın büyük dilimleri dolar ya da Avro bazında olunca makas her geçen gün açılıyor.

Bir diğer konumuz sosyal medya! Sosyal medyada insanları yıpratmak çok kolay! Anonim hesaplar dilin kemiği yok, klavye delikanlısı bol, internet herkeste var atış serbest! Çevrenizdeki insanlara sorun! Konyaspor Başkanı olmak ister misin? Ya da bırak çevreyi kendinize sorun “Ben Konyaspor başkanı olmak ister miyim?” Önce heyecanlanırım, onurlanırım, sonra bu tabloları gördükten sonra ne işim var demeye başlarım. Çünkü saygı duyulan biriyken, küfredilen biri haline gelmeniz an meselesi… Bu yaşınıza kadar onurlu yaşamanız önemli değil, Allah korusun birkaç olumsuz skorla hayatınızda duymadığınız onur kırıcı sözler duyabilirsiniz. Tabi Konyaspor taraftarı her ne kadar bu konuda diğer şehirlere göre elit kategorisinde olsa da 5 parmağın beşi bir değil!

Bence Konyaspor’da yönetimin ilk yapması gereken kadro şişkinliğini bitirmek. Günümüzde bir futbol takımı için, alt yapı oyuncuları da dâhil 28-30 oyuncu idealdir. Kadro şiştikçe maddi manevi problemler artar! Ya bütçe ayırır bir takım daha yaparsınız ki şu ekonomik durumda imkânsız! Ya da şişkinliği bitirir bir yükten kurtulursunuz. Tabi bunu da geçmişte yapılan hatalar gibi değil, geçmişteki hatalardan ders alarak yapmalıyız. Menajerlerin kucağına oturan futbol kulüplerinden olmamalıyız. Ama para yiyen adamlar varsa alım satımlarda bunları da bu kulüpten nemalanmasını kesmeliyiz. Normalde isim vermem ama Mehmet Kaya 20 yaşında Almanya 4.liginden getirdiniz 10 bin Euro, kulübün kasasına giren tek para bu! Altınordu da kullanıyor bu koridoru ama bedelsiz alarak kullanıyor. Kim nerede izledi de aldı oyuncuyu? Taraftar ister istemez İstanbul’un falanca semt takımı şu oyuncuyu, nasıl alıyor da biz alamıyoruz diyebilir. İstanbul’da şampiyonluk yaşamış takımlarda oynayan oyuncular kadroda düşünülmediğinde oyuncu şehirden ayrılmak istemeyince bu takımlara bedelsiz kiralanıyor. Yabancı oyuncularda menajer vasıtasıyla vitrin olarak çok daha makul fiyata onların yolunu tutuyor. Hepsini birleştirince sizin oyuncu almanız onun başarılı olması zorlaşıyor. Ama oyuncu alımları ile ilgili bu başlıktan başka bir yazının sözünü verebilirim…

Tabi tablo bu kadar da olumsuz değil! Bana göre yönetimin elinde 3 tane yol var! Birinci yol alt yapıya önem vermek ama lafla değil! 2 yıl transfer yasağı aldığınızda zorunlu çıkarttığınız futbolcularla Süper Lige çıkıp o oyuncuları yıllarca kullanıp, bazılarından para kazandıysanız. Bunu zorunlu olmadan da yapabilirsiniz. Birkaç nokta transferin etrafına alt yapıyı serpiştirmek, değerini bulanı satmak… İkinci yol İskandinav ve Bosna pazarı! Bu pazar diğer ülkelerden daha makul oyuncu alıp geliştirip satmak! Aykut Kocaman taktiği diyebiliriz. Amir ve Bajic örneğinde olduğu gibi… Son olarak da güçlü sponsor anlaşmaları bu paraları kimlerden alırsınız bilemiyorum ama buda bir seçenek. Hadi bir de bonus verelim. Yönetimin ceplerindeki parayı kulübe hibe etmesi ki bunu zorlanmadıkça günümüzde kimse yapmaz! Son dönemde biliyorsunuz kulübe borç vermek moda oldu. Toparlayacak olursak; böyle bir dönemde herkes elini taşın altına koymaz! Kendilerine başarılar dileyerek, zorlu görevlerinde Allah muvaffakiyet versin diyerek yazımı noktalamak istiyorum.

Günün sözü; Hayatta ne istediğinize karar verin! Ayağa kalkın ve başarana kadar vazgeçmeyin!