İklim Kanunu'nda da Engelliler Yok Hükmünde
İklim Kanunu’ndaki karbon salınımının ayak izleri belli ki yine engellilerin üzerinden geçecek.
Bazen sessizlik, bağırmaktan daha gürültülüdür. İklim Kanunu Taslağı, toplumun en kırılgan gruplarından biri olan engelli bireyleri yine sessizliğe mahkûm ediyor. Afetlerde en önce risk altına giren, aşırı hava olaylarında hayatta kalmak için en çok desteğe ihtiyaç duyan bu insanlar, taslakta tek kelimeyle bile anılmıyor.
Birilerini unutmak, çoğu zaman kaza değildir; hele bu kadar planlı bir süreçte. Sivil toplum kuruluşları ve uzmanlar, bu durumu “eksiklik” kelimesiyle geçiştirmenin haksızlık olduğunu söylüyor. Onlara göre bu, açık bir dışlama. Çünkü iklim adaleti, ancak herkes içindeyse gerçektir.
Engelli bireyler için afetlerde özel önlemler alınması, erişilebilir altyapının kanun güvencesine bağlanması, planlama süreçlerine engelli örgütlerinin katılması ve iklim finansmanında öncelik verilmesi talep ediliyor. Bunlar bir lütuf değil, yaşam hakkının gereğidir.
Orman yangınlarında evinden tek başına çıkamayan yaşlı ve engelli vatandaşlarımızı, depremlerde günlerce ulaşılamayan tekerlekli sandalyedeki depremzedeleri unutmadık. Bu ülke, yangın dumanının içinde boğulanları ve yıkılmış binaların gölgesinde çaresizce bekleyenleri gördü. O anlarda hepimiz derin bir üzüntü yaşadık, ama belli ki yasa taslağı hazırlayanların hafızası bizim kadar uzun değil.
Sürdürülebilir gelecek dediğimiz şey, sadece yeşil enerji panelleri, elektrikli araçlar ve karbon nötr hedeflerinden ibaret değil. Sürdürülebilir gelecek, o gelecekte herkesin var olabilmesi demektir. Bir kesimi dışarıda bıraktığınızda, attığınız imzalar, açıkladığınız vizyon belgeleri, attığınız sosyal medya paylaşımları sadece süslü bir vitrin olur.
Bugün İklim Kanunu Taslağı’nda engellilere yer açmazsanız, yarın bir selde, bir fırtınada, bir aşırı sıcak dalgasında o boşluğun bedelini insanlar canıyla öder. Ve işin kötüsü, bu bedel, taslağı hazırlayanların değil, görmezden gelinenlerin omuzlarına yüklenir.
"Hani derler ya ‘yangında ilk kurtarılacaklar’ diye; engelliler ise sanki yangında son kurtarılacaklar listesinde. Oysa bu, tek bir maddeyle bile güvence altına alınabilirdi."
Unutmayalım, herkes için olmayan bir iklim adaleti, adalet değildir.
Eleştiriye kapalı bir yönetim anlayışımız var; ama yine de sormadan edemiyorum:
Bu kanunu hazırlayanlar, erişim problemi olan yaşlı ve engellilere özel bir bölüm eklemeyerek hangi sonuca varmak istiyor?
Engelli STK’ları özellikle engelli dernekleri bu konuda tepki verdi mi, veriyor mu?
Engelliler ve engelli adayları bireysel olarak ses çıkardı mı?
Yoksa yine iş işten geçtikten sonra mı bir şeyler yapmaya çalışacağız?
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.