OLMAYINCA OLMUYOR!
Sezonun ilk yarısında oynanan ve eşitlikle sona eren maçta bariz golleri kaçırıp, 90 artıda penaltı golüyle galibiyeti kaçırmış 1 puanla sahadan ayrılmıştık. İlk maça nazire yaparcasına yüzde yüz pozisyonları değerlendiremeyip altın tepside Antalya’ya 3 puanı hediye edivermiştik.
Teknik direktörler takımı maça hazırlar, kadroyu belirler ve maç saati geldiğinde kafasında kurduğu planı oyunculara aktarıp ekibini sahaya sürerler. İlk düdükten itibaren artık sizin taktiğiniz, karşı takımın taktiği, oyuncu kalitesi saha içindeki dengeler bir satranç maçına dönüşür.
Yazının başında hocayı eleştireceğim 2 konuyu dile getireyim. İlki bu takımın penaltıcısı kim? Geçtiğimiz haftalarda Umut kullandığı penaltı ile böyle kötü penaltı kullanılır mı dedirtirken, Kramer olur mu canım ben daha kötü kullanırım deyip, topu eline alıverdi. Düşünün Panenkalarla penaltı şovu yapan bir takımdan, penaltı atamayan bir takıma evrildik. Konyaspor’da son 5 sezonda Skubic, Cikalleshi ve Guilherme bu yükü en kritik anlarda çekmişlerdi. Cikaleshi ve Skubic olmadığına göre bu takımın penaltıcısı Guilherme değil midir? Kaçıracaksa da o kaçırması gerekmez mi? Bu sezon en az penaltı çalınan takımların başında gelirken, bunu gole çevirme yüzdemiz şaka gibi!
Hocayı 2. eleştireceğim şey Prip fetişi! Ya bu takımın modunu düşüren adam daha ne kadar sahada olacak? Hocam seninle oturup konuşmadık! Ama eminim ki oturup konuşsak bana saha içi istatistiklerini sunabilirsin. Ben de sana Alex Ferguson’un istatistik ile ilgili meşhur sözlerini hatırlatırım. Bunun dışında takımın mücadelesi, kazanma hırsı, baskısı takdire şayandı.
Kişisel eleştirilere başlamışken, Yusuf Erdoğan’ı anmadan bırakmamak gerekir. Yusuf Erdoğan! Son derece temiz ahlaklı bir duruşu var. Saha içinde elinden geleni yaptığından kimsenin şüphesi yok! Konyaspor tarihinde özellikle yerli olarak oynayan en yetenekli kanat oyuncuları arasında olduğunu düşünüyorum. Hız, adam eksiltme, mücadele, dripling ve teknik hepsi sende fazlasıyla var! Sende olmayan bitiricilik ve son hamlede ne yapacağını bilememek! Klasiktir bu iki özelliğin de olsa Avrupa’da birçok takımda rahat forma şansı bulurdun. Maçın içindeki pozisyonları tek tek saymayacağım, hepimiz gördük. Pas vereceğin yerde şut çekip, şut çekeceğin yerde neden pas vermeye çalışıyorsun anlamakta güçlük çekiyorum.
Karşılaşmanın başından sonuna kadar, birkaç pozisyon dışında tamamen Konyaspor kontrolünde bir maç oynandı. Yenilen gol de Uğur’un bireysel hatasından geldi. Olabilir defans oyuncusu olduğu halde bu takım için hücum anlamında da çok kritik puanlar kazanmasında rolü vardır. Bazen iyi oynarsınız kaybedersiniz, bazen kötü oynar kazanırsınız. İnsan, kaybettiğine değil, birçok istatistiği altüst ettiği bir mücadele, verdiği birkaç pozisyon ile kaybettiğine üzülüyor.
İnsan, 55 gol eksi 21 averajı olan bir takıma gol atamadığına üzülüyor. Yoksa maçlar kazanılır kaybedilir.
Gelelim taraftara! Arkadaşlar Antalyaspor taraftarı, Konyaspor geldiğinde haliyle kendisinden büyük bir topluluk geldiği için heyecan yapıyor. Kulüp, mevzu Konyaspor olunca sakız parasına bilet satıyor. Gerçi yine de stadyum dolmuyor ama olsun! Sosyal medyada aktif olmaya çalışıyorlar ki, kendilerince doğru olanı yapıyorlar. Çünkü insan kendisinden büyük ile uğraşır. Bu insanın yaradılışında vardır. Peki biz neden bu topluluğu dikkate alıp, onlarla polemiğe giriyoruz? Konyaspor’un tribün anlamında rakibi, Galatasaray’dır. Fenerbahçe’dir. Beşiktaş’tır. Trabzonspor’dur. Bursaspor’dur. Ankaragücü’dür. Kardeşi Eskişehirspor’dur. Adana Demirspor’dur. Antalya asla tribün anlamında Konyaspor ile boy ölçüşemez! Sosyal medyadan gereksizce onları tatmin etmenin anlamı da yoktur.
Gelelim Türk hakemlerine! Karşılaşmanın hakemi, Türkiye standartlarının üzerinde maç yönetse de, Antalyaspor takımının yarısı kart yedi diğer yarısının da yemesi lazımdı. Özellikle 35.dakika Guilherme’nin aşil tendonuna gelen darbe sonrası 2.sarı kartı gösteremeyip, topa temasına rağmen Melih’e acımadan kartı göstermesi haklı olsa da küçük çaplı bir eyyamdı. Ayrıca süre bitti deyip, korneri kullanmadan maçı bitirmesi başka bir eyyamdı. Ama biz böyle bir maçta hakem eleştireceğimiz son şeydi dememiz gerekir. Siz işi hakeme bırakmamalıydınız. Altın tepside yakaladığınız pozisyonları, cömertçe harcadınız. Sağlık olsun!
Maçın sözü: Tecrübe, yaptığımız hataların bileşkesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.