Fransız ressam Delacroix Paris’te açtığı sergiyi gezenlerden biri, büyükçe bir şövalye tablosunun önünde uzun süre durarak, yakından uzaktan ciddi ciddi seyreder, beğenmediğini belirten bir biçimde de başını sallarken, ressam yanına gelerek neyi beğenmediğini sorar ve aldığı cevaptan etkilenir. Adam çizmede hatalar olduğunu söylemiştir. Ressam adamın mesleğini sorar ve kunduracı olduğunu söyleyince eline tuvali ve boyaları alarak hataları düzeltir. Adam tabloya tekrar bakar ve pantolon ve kemerde de hatalar gördüğünü söyleyince Delacroix;

-Bak dostum demiş, sen kunduracısın, çizmeden yukarı çıkma!

Konyaspor taraftarı takımına sahip çıkan, her daim yanında olan ve skor ne olursa olsun desteğini esirgemeden şehrine ve takımına sahipliğiyle ön plana çıkan kişilerden oluşuyor. Fakat sosyal medya üzerinde özellikle çift takımlı bir kesim var ki; yazdıkları, paylaştıkları ve yıkıcı eleştirileri ile hiç bir şeyden memnun olmayan bir güruh durumunda, sürekli olumsuz paylaşım ve yorumlarla dikkat çekiyor. Yani tarihinin en başarılı sezon açılışını yapmışsın, 7 maç sonunda, 20 takımdan, mağlup olmadan sahadan ayrılan iki takımdan biri olmuşsun ama hâlâ bu durumdan memnun olamıyorlar. Bu kişiler çoğunluğu kapsamıyor fakat ellerinde bulunan zehirli oklarla şekil verebiliyor. Mesela Fenerbahçe ile oynuyorsunuz genelde Galatasaray sempatisi olan kişiler ya da işte birbirine karşı sempatisi olmayan takımlara düşkünlüğü olanlarca gerçekleştiriliyor.

Gelelim Kasımpaşa maçına; şahsım adına Trabzon maçındaki büyülü oyun ve alınamayan skorun etkisinden iki gün çıkamadım. Aslında oyuncularda da bu etkinin olmasından korkuyordum. Maç başladığı andan itibaren sakin ve adeta yata yata çok sıkıntıya girmeden 2 gol bulmuş ve endişemizin yersiz olduğu kanısına varmıştım. Tabii futbol için uzun süreydi ve erken konuşmamak ya da düşünmemek gerekiyordu. Kasımpaşa takımı enteresan bir takım, tıpkı Galatasaray maçında olduğu gibi oyunu rakip sahaya yıkmayı ve baskı kurmayı başardılar. Trabzon’un bizim karşımızda düştüğü durumun benzerine bizde Kasımpaşa karşısında düşmüştük. Dönen bütün topların Kasımpaşa’da kalması aslında golün habercisiydi. İlk devreye Kasımpaşa buldukları golle umut dolu girerken bu baskı karşısında reaksiyon gösterememiştik.  İkinci devre ise;  skoru korumamız gerekiyordu. Şuursuzca baskı yapmak ancak takımı mağlup duruma düşürürdü. Konyaspor maçları, konumundan ve oynadığı oyundan dolayı, özellikle Anadolu’da rakiplerce çıkış maçı ve vitrin maçı olarak görüyor. Bu durum rakiplere ekstra motivasyon veriyor. Geçtiğimiz maç olduğu gibi yine talihsiz bir pozisyon sonucunda kalemizde golü gördük. Yapılan değişiklikler de beklenen etkiyi istenen düzeyde veremedi. Kasımpaşa takımı ligde bulunduğu konumu puan olarak alamayan takımlardan birisi, puana bakarak, öne geçilen maçta, berabere bitirmek insanların canını sıkabilir. Ancak bu rakibin güçlü ve etkili olduğu gerçeğini değiştirmez. İstanbul’dan alınan bu puan, öne geçtiğimiz için üzücü gibi durabilir. Fakat oyunu domine eden rakipti ve oyun konsolunda oynamıyoruz. İnişler, çıkışlar normaldir. Bu yüzden yenilmemekte bir o kadar önemliydi ve mücadele gerçekten üst düzeydeydi, bu şekilde devam ettikleri sürece saygıyı hak ediyorlar.

Taraftar duyguları, oyuncu hisleri ve hocanın sistemi ve istekleri hepsi bu duyguları kendince farklı yaşıyor ve tek amaç için birleşiyor. Yapıcı eleştiriler her zaman fayda,  yıkıcı olanlar her zaman zarar verecektir. Hafta sonu çok çok önemli bir maça daha çıkacağız. Geçtiğimiz sezonun aynı haftasında 6 puan ile 16.sırada bulunurken bu kadar çok tepki almıyorlardı. Kadro maliyeti olarak bizden çok çok yukarda olan takımları, sahamızı onlara dar edecek bir anlayışımız var. Bize düşen, hataları söylemek ve skor ne olursa olsun onları mücadele ettikleri sürece alkışlamaktır. Bu takım çok daha güçlü oyunları çok daha iyi skorları bize yaşatacaktır.

Maçın sözü; Bilgelik, kendi kendimizi yenmektir, oysa cehalet, kendi kendimize yenilmektir.