Gençlere dokunabilmek lazım
Z Kuşağı… Hani şu birçoğumuzun burun kıvırdığı, beğenmediği, sürekli eleştirdiği yeni nesil kuşak var ya… İşte o nesil bugün ülkenin gözdesi, peşinde koşulan isimleri oldular. Çünkü seçim var. Şunun şurasında önümüzdeki 6. Pazar günü seçim için sandığa gideceğiz ve sandıkta kaderi belirleyecek olanlar o Z Kuşağı olarak adlandırılan gençler olacak. 6-7 milyon genç seçmenin ilk kez oy kullanacağı ifade ediliyor. Bu rakam tüm seçmenlerin yüzde 15’ine tekabül ediyor. Hadi sandığa giden gitmeyen, o, bu, şu sebeple oy kullanmayan / kullanamayanlar falan derken sayı yüzde 10 diyelim. Tek başlarına baraj sorunu bulunmayan bir parti gibiler!
Bu yüzden siyasi partilerin odağında ‘Z kuşağı’ ve ilk kez oy kullanacaklar var. Peki kimdir bu Z Kuşağı? Ne özellikleri var. Ülkenin yeni politik gücü olarak görülen Z kuşağı, Türkiye nüfusunun yüzde 39’unu oluşturuyor. Bunun için önemli bir seçmen kitlesi olarak siyasi partilerin ana hedefleri arasında yer alıyorlar. Kuşağı apolitik zannedilen ama aslında oldukça politik olan bir nesil olarak karşımızda duruyorlar. Z Kuşağının bir başka özelliği de özgürlükçülük. Sürekli duyar ya da bir şekilde tanık oluruz. Onların gelecek beklentisi yerleşik yaşamdan ziyade dünyayı gezmek, yeni yerler keşfetmek. Geliri yüksek işler yapmak hevesindeler. Kolay para kazanma peşindeler ve internet üzerinden para kazanmaya çalışıyorlar. Çoğu Youtuber olmak için mücadele ediyor. Online oyunlar için üyelik alıp satıyorlar. Bir şekilde modern çağın nimetlerinden yararlanıyorlar. Çoğu gencin meslek algısı bile değişti. Geleneksel mesleklere ilgi duyan yok. Dünyaya gözlerini teknoloji ile açmanın verdiği etkiyle telefon-tablet-bilgisayara bağımlı yaşıyorlar. Onları çok iyi tanıyor ve tanımlıyorum. Zira ben de bu gençlere çok da uzak bir yaş grubunda değilim.
Yeni nesli böyle tanımladıktan sonra yeniden politikaya dönersek; bu gençlerin siyasilerde beklentileri iyi analiz edilmeli. Öyle mangalda kül bırakmayan laflarla, eskiyi anlatmakla onları kendi safınıza çekemezsiniz. Hele hele “yağ-şeker kuyrukları” ile “çıkar telefonunu” söylemleriyle gençlerin sizden uzaklaşması daha hızlı olacaktır. Zira onlar için bu söyledikleriniz bir anlam ifade etmiyor. Çünkü görmediler, yaşamadılar. Onlar şu an gelişmiş, modern dünyayı görüp keşfediyor. Kafalarında daha büyük, daha güzel yarınlar varken siz onları geçmişin acı yüzüyle yüzleştiremezsiniz. Kutuplaştırmalarla, kavgalarla onlara bir adım dahi atamazsınız. Empati yapın ve gençleri nasıl ikna edeceğinizin yollarını düşünün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.