Tarkan Kaleli

Tarkan Kaleli

Türkiye gerçekten bizim mi? İşgal altında mıyız?

Türkiye gerçekten bizim mi? İşgal altında mıyız?

Günden güne yabancılaşan ülkemiz, elbette farklı kültürlerle zenginleşiyor. 

Buna kontrollü zenginleşme diyebilir miyiz bilemiyorum. Yıllardan beri ülkemiz yabancı milletlerden insanların akınına uğruyor. Buna itirazımız yok ama bu kadar kolay mı olmalı ülkemizin topraklarının, taşınmazlarının satın alınması, bunu sorgulamalı. Sorgulayalım o zaman. 

Malûmunuz BBN Türk televizyonu Konya stüdyolarını da İstanbul'a taşıyıp, yoluna daha güçlü şekilde devam etme kararı aldı. Benim için de bu gelişme yeni bir maceranın müjdecisi oldu. Haliyle zaman zaman İstanbul tecrübelerimi de bu köşede bulabileceksiniz. Yeni bir ev arayışı haberi alır almaz başladı ve bilinen internet sitelerinde bir ilandan diğerine, bir siteden diğerine yoğun bir trafikteydik. Ne kadar zormuş başını sokabileceğin makul bir ev bulmak... İstanbullu yeni bir eve taşınmak için 40 defa düşünmeli bence. Çünkü, bekara evin verilmemesi bunun yanında fiyatların ateşi durumu zaten İstanbul'a yerleşmeden özetliyordu. 

İşin diğer boyutlarına gelince... 

"Yabancıya uygun" diye verilen ev ilanları var değerli okur. Bu demek oluyor ki sizin de bildiğiniz bir evin içinde gereğinden fazla insanların yaşayabileceği özgürlüğü... 
Evlerin durumu da içler acısı. Ayrıca o evler, ailelere de veriliyor, üstelik aynı fiyatla... 

Şunu da atlamayalım oturma izni olmayanlara da veriliyor bu evler. Acaba  kaç kişi kayıt dışı bir şekilde ülkemizde barınıyor? Kaç kayıt dışı ev var? Kimler çanak tutuyor? 

Bu maddi durumu olmayan, geçim sıkıntısı yaşayan yabancının durumu bir de yabancı uyruklu yatırımcı var. Özellikle dikkat çekmek istediğim konu bu. İran, Irak, Suriye, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Batı kökenli yatırımcılar gayrimenkul sektöründe önemli hale gelmiş. Anlayacağınız İstanbul'un en güzel yerlerinin sahibi değişmiş. Üzücü olan kısmıysa, kiraladıkları evi, ofisi bu yabancı sermaye tutucular yabancıya vermekten yanalar. İşi sürekli yokuşa sürerek Türk kiracıyı durumdan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Türk'e vermem diyeni de gördüm. 

İçler acısı bu durum 2022 yılında yaşanıyor. Şimdi biraz hayal gücümüzü zorlayalım. 

Bunu şu an yapan yabancılar, 10 yıl sonra 20 yıl sonra ne yaparlar siz düşünün? 

Bu gücü ellerinde tutmalarına izin mi vermeliyiz? 

Bizim gariban Türk vatandaşını kıyıda köşede köhne evlerde yaşamaya iten bu düzene kim dur diyecek? 

Ne kadar kolay değil mi? Ülkemize cüzi miktarlar ile yatırım yapana vatandaşlık vermek, döviz kuru karşısında ezilen Türk lirasıyla gayrimenkul, şirket satmak bizi nereye götürür? 

Öyle savaş çığırtkanlığı yapmak için demiyorum. Ülkelerin bazıları bu yeni istila-işgal dönemi içerisinde midir? 

Bana kalırsa öyle. Çünkü gerçek yüzlerini her kriz anında ve kritik kararlarda belli ediyorlar. 

Bu sorun iyi çözümlenmeli acilen önlem ve düzenleme getirilmeli. 

Yoksa her geçen gün kendi ülkemizde yabancılaşmaya devam ediyoruz. 

Sanmayın ki bu sadece İstanbul için geçerli. 

Örneğin Trabzon / Uzun Göl... 

Durum orada da aynı ve buna benzer birçok yer sayabilirim size. 

Ülkemizin en değerli noktaları yabancıların eline geçerse, o yabancılar bu ülkenin has evlatlarını dışlamaya geçerse kimsenin canı yanmaz mı? 

Kendi öz yurdunda garip bırakılan Türk evladını, bir köşeye atan utansın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarkan Kaleli Arşivi