Tufan Soydabaş

Tufan Soydabaş

ALTI LİRALIK HAYAT DERSİ

ALTI LİRALIK HAYAT DERSİ

Geçen pazar oğlumla zaman zaman bisiklet gezilerine çıkmamız bizim için mutat yaptığımız alışkanlıklarımızdan bir tanesi idi. Yaptığımız sadece düzenli olarak yapmaya çalıştığımız mahalle içinde kendi belirlediğimiz parkurda tur atmaktı. Geçen pazar biraz rutinin dışına çıkmaya karar vermiştik. İnsanlar aslında rutinin dışına zaman zaman çıkmalı. Hem hayata bakış açısının değişiminde fayda sağlıyor hem de farklı deneyim ve gözlemler edinmesi bakımından yeni fırsatlar yaratıyor. Zaten bizim günlük rutinlerimiz bizim konfor alanımızın tanımı olmuş oluyor. Neyse uzatmayalım, muradımız sadece kahvaltı için simitçi dükkânından simit almaktı. Simitçi dükkânı da yolun kenarına yakın silsile halinde dizilmiş alış veriş dükkânlarından biriydi. Yanına yaklaştığımızda dükkânın önüne özenli bir şekilde ufak masalardan atılmış oraya oturan bir kaç müşteride iştahlı bir şekilde simitlerini yiyip çaylarını yudumlayarak kahvaltılarını yapmaktaydılar. Neyse içeriye girdiğimde maalesef simit kalmadığını ve bu gün için başka bir parti simit çıkmayacağını söylediler. Oğlum ve ben o sıra birbirimizin yüzüne can sıkıntısını ifade eden mimiklerimizle birbirimize baktıktan sonra dışarıya yöneldik. Dışarı çıkarken soğuk içecek dolabından oğlum meyveli soda istedi. Simit alamamıştık ama en azından onu alalım gönlün olsun dedim. Altı liraya sodanın parasını ödeyip dükkândan çıktık. Fakat oğlumun hem sodayı içip hem bisiklet sürmesinin imkânsız olduğuna kanaat getirdiğimden, birkaç adım ötedeki masada oturup karşılıklı iki üç laklak yapıp onun sodasını bitirmesini beklemek en hayırlısı idi. Neticede ben o boş masaya yönlenirken, oğlum hem bisikletini kontrol edeyim ve hem de soda şişesini içeyim derken ister istemez cam soda şişesini yere düşürdü ve şişe yolun ortasında kırılmıştı. Kırılan cam kırıklarının, gelen geçen düşme durumunda oradan geçenlere zarar verebileceği herkesin malumunda olan bir şey. Ne yapacağımızı bilmez bir durumda kısa bir süreliğine birbirimize bakmıştık. Cam kırıkları ortada idi. Gözüm bir anda, dükkân sahiplerinin kendi alanlarını temizlemek için özensizce yere bıraktıkları fırçaya ilişti. Hemen fırçayı yerden alarak oğlumun eline tutuşturdum “Hadi bakalım temizle dedim. Düşünmeden alıp ve itiraz etmeden herkesin bakışları altında temizlemesi çok hoşuma gitmişti. Eve geldiğimizde pek istekli kahvaltı yapmadan odasına çekilmişti. Durumun bu kırılan soda şişesi ile elbette yakından alakası vardı. Yanına gidip,

Neden böyle içerlendin oğlum dediğimde

Soda şişesi kırıldı altı liraya yazık oldu” dedi. Bende hemen lafa koyuldum

Bak hayat sana yapılan hataların mutlaka telafisini sunar, mühim olan bunun farkına varmak. Sen bunun farkına vardın. İkincisi herkesin bakışlarını umursamadan sorumluluk aldın başkasının bir yerde yaralanmasını önledin, üçüncüsü bütün bunları yaparken kendine özgü bir özgüven oluştu bunu içinde hissettin. Giden altı lira hiç önemli değil ama karşılığında hayattan dersler aldın. İşte asıl önemli olan bu” dedim.

Hayat insanlara ihtiyaçları olan dersler çıkarabileceği hadiseleri bir şekilde başımıza getiriyor. Mühim olan çıkarılabilecek derslerin farkına varmak. Esen kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tufan Soydabaş Arşivi