Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

Buraları Çok Önemsiz Yalanları

Buraları Çok Önemsiz Yalanları

* Son yıllarda yaşadıklarımızdan sonra tavsiye vermek, akıl vermek en kolayı. Özellikle en tecrübesizler, en tecrübelilere tecrübeyle ilgili akıl veriyor ahir zaman işi. İş yapabiliyor musun, faydalı mısın en zoru da bu aslında. Dönem, kolay olanı yapıp, zor olanı yapanlara ise kulp takma dönemi. Bunu nasıl gözlemliyorsun dersen. Konuşanlara bakın, anlarsınız, kurdukları cümle sayısı roman olabilecek iken, yaptıkları icraat Cin Ali serisi gibi kısa ve basit kendini tekrar eden tipte. Kopyalanan işler. Fikir bulamamak hep bu akılsızların akıl vermesinden kaynaklanan zaman kaybından kaynaklanıyor. Ülkemizde marka olamama sorunu var. Fenerbahçe sponsorunu Amerika’dan buluyor. Marka olamamamız yalanlarla olan bağımızdan kaynaklanıyor. Ne kadar az yalan o kadar kalite marka olur…

* Herkes marka olmak istiyor ama bedel ödemeye kimsenin cesareti yok. İşin mutfağına girmemiş biri, malzemeyi bilir ama tadı asla bilemez. James Dyson, evindeki süpürgeden bıkıyor. Kafasında değişik bir fikir var. Toz torbası olmadan çalışan bir süpürge yapmak. Fikir kulağa hoş geliyor. Ama işin mutfağına girdiğinde tokat gibi gerçek çıkıyor karşısına. Süpürge çalışmıyor. Tekrar deniyor. Olmuyor. Bir daha. Yine olmuyor. Bu böyle. Tam 5.127 kere devam ediyor. 15 yıl sürüyor bu iş. Koskoca 15 yıl. Dile kolay. Bu süreçte ne oluyor. Bankalar kredi bile vermiyor. Üreticiler ise böyle bir şeye gerek yok diyerek kapıyı her defasında yüzüne kapatıyor. Sonunda evini ipotek ediyor. Arkadaşları bu adam kafayı yedi diyor. Dyson mutfaktan çıkmıyor. Çünkü biliyor. O tat var ya işte o tat ancak defalarca yanılıp yeniden denemekle geliyor. Kolay değil. Ama başka yolu yok. Sonra yıl 1993, DC01 piyasaya çıkıyor. İlk tepkiler. Bu paraya süpürge mi olur. Ama kısa süre sonra İngiltere’nin en çok satan süpürgesi oluyor. Çünkü Dyson süpürge satmıyor. Olmaz denileni mümkün kılan bir akıl satıyor. İşte, markanın fikirle değil, o fikri korumak için ödenen bedelle olduğunun en gerçek en sert hikâyelerinden biridir Dyson. Ve o bedel her zaman çok pahalıdır. Paradan önce zamanını, konfordan önce uykunu, egondan önce sabrını alır. Dyson 5.127 kere düştükten sonra hep ayağa kalkmış. Şimdi soruyorum, sen kaç kere kalkmaya hazırsın? Çünkü marka olmak… Herkes bitti dediğinde daha yeni başlıyoruz diyebilmektir.

* Eğer yalanın bize sağlayabileceği herhangi bir rahatlık veya sahte güvenlik uğruna gerçekleri küçümseme, abartma ve değiştirme eğilimine kapılırsak, gerçeği açıkça görme kapasitemizi kaybederiz ve yalnızca kendi uydurduğumuz bir dünyayı görürüz. Yalan söylemek, dışa vurulması gereken bir gerçeği saklamaktır. Buna göre, söylemek zorunda olunmayan bir gerçeği söylememek, yalan söylemek değildir. Ama benzer bir durumda o gerçeği saklamaktan memnun olmayan biri, tam tersini söylerse yalan söylemiş olur mu olmaz mı? O kişinin yalancı olduğu söylenemez, çünkü borçlu olmadığı adama sahte para veren bir kişi kuşkusuz onu aldatır ama ondan bir şey çalmış olmaz. İçinde kötü niyet barındırmayan bir aldatma olabilir mi? Buna ancak kendi ahlak tanımımıza göre karar verebiliriz. Bireyin vardığı öznel gerçek, her zaman doğru değildi, çoğu zaman yanlış ve neredeyse kimseye yararı olmayan bir şeydir. Karşımızdakine yararı yoksa sessiz kalmak bir erdem mi? Aslına bakarsak bir şeyin erdemli bir davranış olması için kişisel çıkarlar bir kenara bırakılmalı. Kişisel çıkarlar için susmak yalan söylemektir. Ama söylenecek söz karşıdakine fayda etmeyecekse söylemenin anlamı yoktur. Hatta faydadan çok zararı varsa… Bu da yalan söylemektir. Kendi iç huzurumuz adına yaptığımız bir şey olabilir. Bir sırrı içinde daha fazla tutamamak, faydasız olmasına rağmen yükün bir kısmını karşıya bırakmak…

* Sonuç olarak; Rakamlar yalan söylemez ama rakamlarla iyi yalan söylenir. Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanacaklardır. Bir yalanı gerçekçi yapmanın ve sürdürmenin en temel yolu sayısal verileri zekice manipüle ederek kullanmaktır. Dünya tarihinde yalanı akıllıca kullanmış yüzlerce şeytani zekâ ile karşı karşıya geldik. İnsanların; yani kıskançlığın, güç mücadelelerinin ve bir kriz yaratan sayılar ile yalan tekniğinin en gerçekçi yalanlarını ortaya çıkardığımızın kanıtıdır. Tesla marka araçlardaki pil teknolojisi pillerde devrim oldu, yeni piller %50 daha çok enerji tutma kapasitesinde. Şimdi gerçeğe gelelim. Pillerin üzerinde bulunan numaralar aynı zamanda pillerin boyutunu da ifade ediyor. Yani; Eski pil modeli 1865 yenisi ise 2170, ikisi de lityum-iyon hücre pili. 1865 numaralı modelin çapı 18 mm yüksekliği de 65 mm 2170 numaralı modelin ise 21mm, 70mm şeklinde pillerin hacimlerini hesaplarsak:

silindirde hacim = taban alanı çarpı yükseklik = pi x r2 x hacim

eski 1865 pilin hacmi = 9 x 9 x 3.14 x 65 = 16532 mm3

yeni 2170 pilin hacmi =10.5 x 10.5 x 3.14 x 70 = 24232mm3

Yani yeni pilin hacmi ,eski pile göre yaklaşık %50 daha büyük.

Peki kapasite artışı ne kadar? O da yaklaşık %50. Tek yaptıkları hacim olarak %50 daha büyük pil yapıp dolayısıyla daha çok kapasiteye ulaşmak. Teknolojik olarak gerçek kapasite artışı 10 senede %1–2 civarında. O da üretim teknolojilerinde ve verimlilikte normal beklenen zaman içerisindeki artış. Görüldüğü üzere Elon Musk sayılarla oynamış ve bunun sonucunda toplantıda DEVRİM haberi vermiş. Hisseler ise artışına tam gaz devam etmişti

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necmettin Şimşek Arşivi