Çizgiyi Kısalt
Vakti zamanında bir Japon Bilgesi deniz kenarında oturup, meditasyon yapmaktadır. Meditasyon halinde ki bu kahramanımıza, genç bir delikanlı yavaş yavaş biraz tereddütle sokulur. Bir müddet onu seyreder. Bu seyredişinde, biraz hürmetkar, biraz çekingenlik, biraz da muhabbet edası vardır. Son bir hamleyle yanına sokulur, bütün çekingenliğini üstünden atar ve bilgeye şöyle der, “Lütfen beni öğrencin olarak kabul et.”
Öyle ya karşısındaki kişi bir öğreti ustasıdır. Bilge hiç istifini bozmaz, sadece parmağı ile kumların üzerine düz bir çizgi çeker ve talibe şöyle der: “Çizgiyi kısalt.” Cümle kısa ve alabildiğince net söylenmiştir. Delikanlının kulaklarında, bilgenin dedikleri bir daha çınlar. “Çizgiyi kısalt...” Bir bilgeye bakar, bir çizgiye. Bunu bir kaç defa yapar. Ama bilge ona bakmıyordur. Sadece o sonuç bekliyordur. Netice delikanlının içine biraz korku ve azcıkta öfkenin verdiği bir duygu ile çizgininin yarısını boca eder. Çizginin yarısı silinmiştir. Ona göre çizgi kısalmıştır. Yaptığının doğruluğuna o kadar emindir ki, kendinden emin bir tarzda “İşte kısalttım” der, bilge anlaşılan göz ucu ile çizgiye bakmış olacak ki, delikanlıya “Git öğren” der. O ara bu laf genç delikanlının suratında bomba gibi patlamıştır. Yumruklarını sıkar, karşı bir cevap vermeye cesaret edemez arkasını döner gider. Aradan bir zaman geçer, genç delikanlı bilgenin yanına gider, bilge yine aynı yerde ve yine meditasyon yapmaktadır. Yine aynı soruyu patlatır. “Lütfen beni öğrencin olarak kabul et.” Bilge yine çizgiyi çizmiştir kumlara yine aynı sözü söyler, “Çizgiyi kısalt.” Delikanlı bu sefer dersine çalışmıştır sanki, hemen dirseği ve avucu ile çizginin yarısını kapatır. “Bakın kısalttım işte” der. Bu sefer delikanlı bir önceki halinden hallice sanki biraz daha emin gibi konuşur, ama bilge yine aynı sözü söyler “Git öğren.”
Aradan bir müddet daha geçer ve delikanlı yine bilgenin yanına gelir. Bilge yine kuma bir çizgi çeker, “kısalt” der. Bu sefer, delikanlı çok uğraştım ama bulamadım der, kibarca... Bilge hemen kısa çizginin yanına uzun bir çizgi çeker; “Bak kısaldı.”
Elbette, bunlardan çıkacak öğretiler vardır. Nedir bunlar gelin bir irdeleyelim! Önce hayatta en iyi düşüncelerimizi harekete geçirmek istiyorsak niyetlerimizin takipçisi olalım. Delikanlı işe iyi bir niyet ile başladı ve takipçisi oldu. Öğrenmek, öğrendiğimiz şeyleri sindirmek zaman ve sabır ister. Bu ikisinide randımanli bir şekilde kullanalım. Burada genç kahramanımız, zaman ve sabırı kullanmış tır. Asıl insanı olgunlaştıran iki öge bunlardır. Asıl öğreti ustaları bunlardır. Delikanlı bir olgunluk kazanmış, farkında olmadan başka öğreti ustalarının kapısınıda çalmıştır. Sadece sabit bakış açılarına kilitlenmek insanı olgunlaştırmaz, doğruyu keşfetmede farklı paradigmalar (yani bakış açılarını çeşitlendirmek) denemek insanı daha çok geliştirir. Bu, farklı bakış açıları noktasında, genç delikanlı büyük farkındalık yaşamıştır. Aslında farkındalıkların bilincinde olmamak bana göre boşa geçen bir zamandır.
Bu arada farkındalık derken, 2020 yılı bizim yaşam haznemizdeki, en deneyimli ve en zor geçen yıl olarak kalacak hatıralarda. Millet olarak, çabuk unutuyoruz ne yazık ki.. Tüm bunlar unutulmasın diye, bir farkındalık oluşturması açısından, 2020 yılı pandemi döneminde, kendi çaliştığım personelin ve benim kullandığım gereçleri görsel bir panosunu duvara astım. Tabi bu panoda, hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanların adına, yine pandemi döneminde kaybettiğim kıymetli arkadaşım Ayhan Dağlı’yı da resmini görsellemiş bulundum. Kendisine buradan Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Umarım bu yaşadığımız farkındalıklar, gelecek yıllar adına bizim için, neyin yapılabileceği ve neyin yapılamayacığı adına geniş yelpazede bizi bilinçlendirir. 2021 yılı herkes için daha iyi, daha güzel ve daha sağlıklı olur temennisi ile... Sağlıcakla Kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.