Tufan Soydabaş

Tufan Soydabaş

Dünyanın en çirkin kadını mı?  Hadi canım sende!

Dünyanın en çirkin kadını mı?  Hadi canım sende!

Geçen yüzyılın başlarında, bir anne... Adı, Mary,  anlaşılan sahnede çok sıkıntılı. Etrafına anlamsız, ürkek, tedirgince bakıyor. Elleri titriyor. Bir yarışmacı olarak sahnede, bu alışıla gelmiş, manken veya güzellik yarışması değil. Sadece manken ve güzellik yarışmalarında tek benzerliği, yarışmacıların hepsi bayan ve hepsi de bir anne..  Sırası gelen sahneye çıkıyor. Sahneye her çıkan yarışmacıya seyirciler karınları patlarcasına gülüyorlar.  Perdenin aralığından baktığı kadarı ile, yarışmacılar sahnede şöyle bir tur atıyorlar, turun başlangıcında seyirciler de basıyor kahkayı. Olmadı yerinden fırlyanlar mı ararsın, gülerken göbeklerini tutan mı ararsın, hatta Mary’nin gözüne iliştiği kadarı ile gülmekten yerlere yatan mı ?   İçinden  “Ya rabbi ben nasıl bir yere geldim?” diye başını yukarı kaldırması ve gözlerinden yaşlar gelmesi aynı anda oldu. Nihayet jüri, Mary’ nin adını anons etti.  Mary tereddütte kaldı, bir an herşeyi arkasında bırakarak o ortamdan kaçıp gitmek istedi. Tam karar verdi, hızlı adımlarla çekip gidecekti ki;  İçinden haykırırcasına “Yapamam” dedi.  “Çocuklarım her şeyim sadece onlar için yapıyorum”  diye içinden geçirdi. Yumruklarını sıktı, göğsünü ileri doğru kabarttı, artık ne olacaksa olsun dercesine sahneye fırladı. Biliyordu burada “Dünyanın En Çirkin Annesi  Yarışması” yapılıyordu. Artık sahneye çoktan fırlamıştı. Zaten, seyirciler alay etmeye, katıla katıla gülmeye başlamışlardı geri dönüp gitse de kendisi için bir şey fark etmeyecekti. Kahkahalar ayyuka çıkmıştı. Sadece yapacağı bu Allah’ın cezası sahnede bir tur atmaktı. O sırada sadece çocukları gözünün önüne geldi ama bir taraftan da kulaklarında kahkaların uğultusu ile çınlıyordu. Ama gururluydu, başını hiç öne eğmedi, göğsünü kabartarak sadece çocukları için gururlu bir şekilde sahnede arz-ı endam etti. Seyircilerin kahkası bir an kesilir gibi oldu. Halbuki bu her şeyden bi haber, sadece oraya eğlenmek için gelen güruh bu annenin mağrur havasına çok içerlemişti.  Bir an öfkelendiler ve homurtu tarzı sesler çıkardıklarında bu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. Nitekim seyirciler den biri “Kadına bak hem çirkin ve hem de mağrur bu nasıl iş ya?”  diye kahkahayı patlatınca seyirciler yine koro halinde gülmeye başladılar.  

                Yıllar önce güzel bir kadındı oysa Mary…  Alımlıydı, bir bakan dönüp ona bir daha bakardı. Kocası bir gün vefat edince çocukları ile yanlız kaldı. Onların geçimi için çalışmak zorundaydı. Ama gelin görün ki kötü talih yakasını bırakmadı, hastalandı Akromegali (Büyüme çağından sonra yetişkinlik döneminde, büyüme hormonun orantısız artışı) oldu. Yüz kemikleri büyüdü, yüzü alabildiğine biçimsizleşti.  Bütün bunları sahnede içinden geçirirken, birden  adı anons edildi. Artık Dünyanın En Çirkin Kadını Yarışmasında birinciliği almıştı. Sonrasında kimse bu hastalığından dolayı ona iş vermiyordu. Bu bir fırsattı, herkes onu dünyanın en çirkin kadını olarak bilecekti.  59 yaşına kadar bu unvanla sirklerde çocukları için çalıştı.  Ama olsundu, her şey çocukları içindi. O her şeyden önce bir anneydi, dünyanın en çirkin kadını olsa bile.. Bir annenin fedakarlığının mutlaka kuvvetli bir nedeni vardır. Bu dünyada başarılara ulaşabilmek için, bu anne örneği tavandan bir ölçüttür. Nedenlerinizin ne kadar farkında olursanız, atacağınız adımlarda yapacağınız fedakarlıklar ve bazı şeylerden vazgeçişiniz o kadar yüksek olur. Tıpkı Mary örneğinde olduğu gibi.

                Biri dünyanın en çirkin annesi mi dedi!  Hadi canım sende… Esen kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tufan Soydabaş Arşivi