Eğitimcinin Eğitimi (3)
Bir önceki yazımızda ana tema olarak, eğitimcinin öğrenilenleri kalıcı kılmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışmıştık. Bu yazımızda da bir eğitimcinin bütün eğitim tasarımlarında cevap araması gereken sorular üzerinde duracağız. Onlara geçmeden önce konunun daha iyi anlaşılması adına, hızına yetişemediğimiz eğitim ve bilim dünyasını kendisine esir eden gelişmelerden birkaç tane örnek vermek istiyorum.
WEF (Dünya Ekonomik Forumu), geçen seneki raporunda, çok yakın bir gelecekte;
- yüksek hızda internet, yapay zeka, bulut bilgi teknolojisi, artırılmış sanal gerçeklik ve makine öğrenmelerine yapılan yatırımlar artacak ve değer kazanacak,
- 2022' de ortaya yeni çıkan mesleklerin dünya çapındaki tabanı, %16' dan %22' ye çıkacak,
- buna bağlı olarak 133 milyon kişinin çalışabileceği yeni iş kolları gelişecek,
- şimdilerde oranı % 71 insan - % 29 makine olan insan–makine işbölümünün 2022 ye gelindiğinde %58 insan - %42 makine ve algoritma olacak,
- makineler ve algoritmaların insanların yapabileceği karar verme, mantık yürütme, idare etme gibi yetenekler kazanacağını bildirdi.
Eğitimci olmak isteyenler, eğitimci olanlar ve eğitimci kalarak devam etmek isteyenler, WEF’ in yukarıdaki raporunu aklımızın bir köşesinde tutarak bütün eğitim tasarımlarında aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışalım:
- 20 yıl sonra dünya nasıl bir yer olacak?
- O dünyada bugünkü çocukların ve insanların başarılı olabilmesi için hangi becerilere sahip olması beklenmektedir?
- Senin en iyi öğrenme deneyimlerin hangi şartlar altında gerçekleşti?
- Eğer vereceğin cevaplara göre tasarlansaydı öğrenme ve eğitim nasıl olurdu?
Burada en önemli sorunun son soru olduğunu hepimiz görüyoruz. Aynı zamanda bu son soru bir eğitimcinin en çok nereye vurgu yapması gerektiğini göstermesi açısından da önemlidir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda günümüzde bireylerden etkili bir iletişime sahip olmaları, takım ruhuyla ve iş birliği içinde esnek ve uyumlu çalışmaları, bilgi-medya ve teknoloji okuryazarı olmaları, yenilikçi ve eleştirel düşünmeleri, problem çözmeleri, üretim yapmaları, sosyal ve kültürel yeteneklerini geliştirmeleri, öğrenmeyi ve düşünmeyi öğrenmelerinin beklenildiği görülmektedir.
O halde neye ihtiyacımız var?
- 21. yüzyılın okullarını öğrenen organizasyonlara dönüştürecek vizyon ve misyona.
- Otantik öğrenmeye.
- İnsanların nasıl öğrendiklerine bağlı eylem odaklı öğrenmeye.
Sonuç: kaliteli bir eğitim aynı zamanda gelecek odaklı olmalıdır.
Katkılarından dolayı Uğur Ataseven hocama teşekkür ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.