ELALEM NE DER?
“Başkalarının hakkınızdaki fikirleri sizin gerçeğiniz olmak zorunda değildir…” Les Brown
Ormanda bir grup kurbağa vardı, içlerinden iki tanesi devasa bir çukura düştü. Diğer kurbağalar çukura gelip onları aradıklarında, bu iki kurbağaya durumlarından kurtulma ümidi olmadığını söylediler. Bir kurbağa diğer kurbağaları dinledi. Diğerleri çukurdan çıkmanın imkansız olduğunu düşündüğü için o da durumunun umutsuz olduğunu düşündü. Ve bir çözüm bulmaya zahmet etmedi. Sadece orada oturdu ve kaderini kabul etti, hayatının geri kalanında orada sıkışıp kalacağını kabullendi. İkinci kurbağa kartlarını farklı oynadı. Diğer kurbağaların söylediklerine rağmen, durumunun umutsuz olduğunu düşünmüyordu. Çıkana kadar çok sıçradı. Çukurdan çıktığında, gruptaki kurbağalardan biri ona yaklaştı ve cesaretinden dolayı onu övdü. Ardından, grubun söylediklerine rağmen ona, bunu nasıl yaptığını sordu. Çünkü ikinci kurbağa, diğer kurbağanın ifadeleriyle kafası karışmış görünüyordu… O da durumu şöyle açıkladı;
"Neredeyse sağırım. Diğer kurbağaların bir şeyler söylediğini anlayabiliyorum. Ama kelimeleri duyamıyordum. Aslında beni cesaretlendirdiklerini sanıyordum" dedi…
Hikâye buraya kadar. Her zaman sınırları kendinize beyniniz örer, asla ben yapamam edemem olumsuzluğuna kapılmayın. ‘’Muhammed Ali’ nin dediği gibi imkânsız diye bir şey yoktur.’’ Etrafınızda el alem ne der? Hayal katili bir örgüt vardır. Hani beyninize sürekli çöp döken, sen yapamazsın, edemezsin, boş ver bunları bunlar boş şeyler diyen. Aslında bu durumda bu kurbağa öyküsünü hatırlamakta fayda var yani burada kurbağa sağır olduğu için metafor yapılmış sizde kulaklarınızı tıkayın size karşı olan olumsuz söylemleri aksine sizi motive edici bir ivmelendirme aracı kabul ederek hayallerinizin peşinden gidin. Sevgiyle kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.