Evet,  kaldığımız yerden devam edelim…
   Saçlarımız bir güven unsurudur. Zira küçükken, hemen hemen hepimizin başı okşanmıştır. Bu vesile ile içimizde bir güven duygusunu saçlarımızla özdeşleştirmişizdir. Aynı güven duygusunu beynimizde kodladığımızdan dolayı, herhangi bir stres ve heyecan anların da da gösteririz. Özellikle saçlarımıza dokunma ihtiyacı hissederiz. Kadınlar da bu duruma daha sık rastlanır.

   Yüzümüz tabi ki bedenimizin en önemli ve jest ve mimikleri gizleyemediğimiz, limbik sistemimizin en fazla görev addettiği parçalarından biridir. On binden fazla farklı yüz ifadesi sergileyebildiğimiz vücutta en önemli yerimizdir. Fakat duygularımızı zaman zaman yüzümüze yansıtmak istemeyebiliriz. Fakat yine de sizi tanıyan arkadaşlarınız örneğin telefonda olumsuz bir haber aldığınızı anlayabilirler. Oyuncular mahirane yüz ifadelerini gizleyebilirler. İşte beden dilini gerçekten öğrenmek kişinin yüz ifadelerini gerçek mi yoksa yansıtma mı olduğunu anlamak açısından çok önemlidir. Böylelikle evvela anlamak durumunda kaldığımız evrensel yüz ifadeleri, özellikle mikro ifadelerinden bahsetmek gerekir.

   Mikro ifadeler, bir insanın yüzünde ansızın olagelen yüz ifadeleridir. Örneğin bir kadın gülümsüyor ve ne kadar mutlu olduğunu söylüyor olabilir. Ama yüzünde ansızın bir mutsuzluk ifadesi geçerse, gerçek duyguları ortaya çıkmış olur. İşte bunu görmek ve yakalayabilmek çok önemlidir. Mikro ifadeler genelde ağız ve göz çevresinde görülebilir.

   Bu ifadelerin başında ki bunlar aynı zamanda evrensel yüz ifadeleridir. Nedir bunlar? Mutluluk, korku, şaşkınlık, üzüntü, tiksinti, öfke ve küçümsemedir. Bunları yakalamanız 0,04 saniyedir. Bu yakaladığınız yüz ifadeleri işte gerçek yüz ifadesidir. Tabi çok pratik yapmak lazım. Size tavsiyem, televizyonda politikacılar, tartışma forumlarını izlerseniz bu ifadeleri olası yakalayabilirsiniz.

   Bu ifadelerde ne olur. Mutlulukta: Göz kenarları kırışır. Dudak kenarları yanlara çekilir. Keder: Gözkapakları düşer, kişi zaman zaman boşluğa bakmış gibi görünür. Dudak kenarları sarkar.  Öfke: sıkı bir şekilde kapatılmış ağız, şişen burun delikleri, çatık kaşlar ve alın kırışır. Şaşkınlık: gözler irileşir, kaşlar kalkar ve ağız yuvarlaklaşır. Tiksinme: burun kırışır, adeta görmek istememecesine gözler küçülür.  Küçümse: Çene ve dudak kenarlarından herhangi birisi yukarı kalkar. Sonra devam edelim. Esen kalın. Tufan SOYDABAŞ