Uğur Özteke

Uğur Özteke

Bazı vakıflar da kiralarını istiyormuş

Bazı vakıflar da kiralarını istiyormuş

Millet olarak bu kez iki günlük değil dört günlük sokağa çıkma yasağına ve bir yandan da Ramazan ayına hazırlık yapıyoruz.

Sohbet ettiğim dostlarıma hep söylüyorum bu virüs yüzünden belki yaşanılmadık sıkıntıları yaşıyoruz. Allah beterinden  korusun daha da yaşayabileceklerimizden gayri.

Ancak 100 yılda bir dünyada görülebilecek bu olayı yaşadığımız için kendimizi ne kadar şansız hissetsek de olaya pozitif açıdan bakarsak bir yandan da tarihe tanıklık ediyoruz.

Bu yüzden her konudan kendimize ders çıkartmalı ve tarihe not düşmeliyiz.

Hiçbirimiz böyle bir Ramazan ayına hazırlık yapmadık değil mi?

Demek ki insanoğlu yaşadıkça neleri görecek neleri yaşayacak yeter ki Allah hayırlısını versin.

Madem Ramazan ayına hazırlık dedik, bakın bizim şehrimizde de çok güzel şeyler olduğunu bir güzel kardeşimiz bize hatırlatıyordu.

BİZİM ÖRNEK İŞADAMLARIMIZ HEP MÜTEVAZIDIR

Okurumuz dostumuz Hasan Elmalı kardeşimiz bize şöyle bir not yazmış;

Selamünaleyküm sevgili Uğur Abim; Bu sıralar iyilik ve infak seven işadamları, bazı bakkallardaki borç defterini kapama işlerine başladılar. Köşende bu insanlara da kısacık bir yer verirsen hem destek olur hem moral olur hem de teşvik olur saygılarımla...”

.....

Çok teşekkür ediyorum duyarlı sevgili kardeşim, Türkiye’de şu zor dönemde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yavaş’ın başlattığı konu birçok ilde uygulanır olmuş.

Osmanlı’da yaygın bir gelenek olan ve “zimem defteri” olarak adlandırılan veresiye defterlerindeki borçların kapatılması uygulaması bizim Konya’da da sık sık yapılır ve ben kendimi bildim bileli uygulanır.

Bir elin verdiğini diğer elin görmeyeceğinin idraki içerisinde pek çok varlıklı insanımızın bugünlerde nasıl sessiz sedasız yardım yaptıklarını da duyuyorum. Bu yardımlardan nasiplenen ve hiç tanımadığı bir kimseden gelen desteği ihtiyaç sahibi bir insanın anlatırken nasıl gözyaşlarını tutamadığına şahit oldum.

Hem virüs nedeniyle tarihi ve zor bir dönemden geçtiğimiz hem de Ramazan’ı karşıladığımız bugünlerde hep veren eller olmak dileğiyle yardımsever insanlarımıza en içten saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

******

ENERYA’NIN DUYARLI YÖNETİCİLERİNE TEŞEKKÜR EDERİM

Geçtiğimiz hafta sonu doğalgaz parasını telefonla veya mail yolu ile ödeme konusundaki sıkıntıyı dile getirmiştim.

İstanbul’dan Enerya’nın bu konudaki en yetkili iki ismi telefonla bize ulaştılar.

Uzun uzadıya bu konuyu konuştuk.

Yazımızda duyarlılık göstererek bizleri dolayısıyla kamuoyunu bu konuda bilgilendiren Enerya’nın üst düzey yöneticilerinden Onur Karahan ve İlknur Özdemir’e huzurlarınızda teşekkür ederim.

 

******

İBNİ HALDUN NE DEMİŞTİ?

Pazartesi günkü araç trafiğini ve insan yoğunluğunu anlayamamış ve bir mana verememiştim.  Tamam şimdi iki gün sokağa çıkma yasağına tam alışmaya çalışırken bu sefer dört günlük bir sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıyayız

Sağlığımız ve Türkiye’nin bu alanda dünyanın başaramadığını başarabilme adına sokağa çıkma yasağına taraf olanlardanım.

Çünkü çarşıda pazarda kaldırımda bırakın sosyal mesafeyi korumayı, maske takanımız kadar maske takmamakta direnenlerimiz var.

Allah muhafaza o ilk sokağa çıkma yasağının açıklanmasının ardındaki görüntülerle belki de sokağa çıkma yasağı sayesinde virüsü yaymayı başaran tek ülke olarak kayıtlara geçecektik! 

Evde kalanları bile sokağa döken bir sokağa çıkma yasağını hep birlikte idrak ettik (!) Olan olmayana son tahlilde virüsü bulaştırdı an itibariyle. İbn-i Haldun’un “İnsanları açlık değil alıştıkları tokluk öldürür”.... sözünü de dünya gözüyle gördük.

Tamam şimdi hep birlikte bugüne kadar yaşamadığımız karmaşık duygularla Ramazan ayına hazırlık yapıyoruz, sayılı günler, sayılı saatler kaldı.

Artık pazarlarda marketlerde bakkallarda bu milleti yine ekmeğe, una, makarnaya, elmaya, portakala pırasaya saldırırken görürsek “neyse oruç hazırlığı” !!! diyeceğiz

Ama hiç değilse lütfen Allah rızası için önce kendiniz sonra sevdikleriniz için ne olur maskesiz çıkmayalım, sosyal mesafeyi koruyalım. Bir de bazı hanımları anlamıyorum. O hanımlarımızın alışverişlerinde eldivenleri ve ağızlarında maskeleri var.

Ama artık adeta tenimize yapışan telefonları çalar çalmaz konuşurken hemen maskelerini indiriyorlar ve ne yaptıklarını unutuyorlar. Hem konuşuyorlar hem alışveriş yapıyorlar böylece yanındakilere nasıl zarar verdiklerini veya korumanın, korunmanın nerede kaldığını unutuyorlar.

Bu da bir değil iki değil defalarca bazı hanımlarımızın yapmış olduğu kötü bir alışkanlık olarak dikkatimi çekiyor.

******

HEP KÖTÜ ÖRNEK VERECEK DEĞİLİZ YA

İşte üst düzey bir bürokrat abimiz önceki gün şu fotoğraf karesini çekerek bize göndermiş

Bazı vakıflar da kiralarını istiyormuş

Altında da şunlar yazıyordu;

Koçtaş kapalı, 10 tane ATM önünde ve Dedeman tarafı 5 ATM önünde sosyal mesafeli sıra var.”

....

Evet biz istersek bir şeyin en iyisini de yaparız ama yeter ki onu istememiz gerekir.

******

BAZI VAKIF YÖNETİCİLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI

Kim ne derse desin şu anda küçüğünden büyüğüne esnafından işadamına insanların bulunduğu durum hiç de alışık olmadığımız kötü ve zor bir durum. Bu durum bununla kalsa daha iyi. Çünkü sıpanın büyüğü daha ahırda.

Tamam devlet büyüklerimiz insanlara yardımcı olmak için esnafa iş dünyasına ışık tutmak onların biraz da olsun ellerinden tutup zor günleri aşabilmesi için her türlü ekonomik alternatifi deniyorlar denenmişlerin de en güzelini imkanlar ölçüsünde vermeye çalışıyorlar. Ama salgın nedeniyle ekonomik sıkıntı hiç de öyle oturduğumuz yerden ahkam kesmekle olacak gibi bir şey değil.

Ha bunun da benim için falanca partisi falanca düşüncesi ya da iktidarı muhalefeti umurunda değil. Çünkü siyasetçilerin görevi bu onlar kendi misyonlarını düşen bu görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar.

Bir tiyatro oyunu oynanıyor; birinin iyi dediğine öbürü kötü diyecek. Bu işi kim iyi becerirse de o iktidar olacak beceremeyen muhalefette kalacak. Bunun bilincinde ben sadece bugün için ve bu salgını çok şükür Allah’ın izniyle dünyada örnek olabilecek şekilde en az kayıpla atlattıktan sonraki durumumuz için insanımıza bakıyorum.

Para pul işi yapan ve para pul ile evine ekmek aşk götürmek isteyenden tutun onlarca yüzlerce insana iş, ekmek kapısı olan insanlarımızın dünyaları simsiyah görünüyor.

Tekrar söylüyorum hem hükümet hem de mesela Konya için belediyeler ve Büyükşehir belediyesi şu ramazan önü hayırsever insanlarımızla kendi insanımızın mübarek günde aç ve açıkta kalmaması adına her şeyi yapıyorlar. Ama iş bununla kalmıyor ki!

Şimdi haftalardır dükkanları işyerleri kapalı olan insanlarımız için ayın biri, ayın 15’i,  ayın sonu öyle hızlı gelip geçiyor ki; bu dükkanların kirası nasıl ödenecek?

Ve işte iki gün önce kocaman olarak bildiğim bir abimiz iş yerinin bir vakfa ait olduğunu dükkanının haftalardır kapalı olduğunu kendisi gibi aynı durumda yani aynı vakfın kiracısı olan işyerlerinin açık da olsa müşteri adına bir tek kişinin alışveriş yapmadığını söyleyerek, “Ama vakıf yöneticileri bu durumdan bihaber, kiraları istiyorlar. Esnafın hali ne olacak ve çok acıdır ki bu ortamda dükkan sahiplerimiz vakıf yöneticileri” deyince millet olarak bu mutasyona uğramanın biçimini bir kez daha düşündüm.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sıkıntı yok, dert insana yol gösterir

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eğer maske takıyorsak maskeyi boynumuzda, taşımadığımız zaman daha iyi adam oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Özteke Arşivi