Bu İrlandalılar hep böyle mi?
Bugün hafta sonu. Onun için rahat bir yazı yazmak istiyorum. Biliyorum siz değerli okurlarımız ve sade vatandaşlarımız için yazılarımız, okyanusta bir damla da olsa ses, soluk olma adına içinizi rahatlatıyor.
Ancak Allah sizi inandırsın kendimizi DELTA Group’ta BBN HABER’de daha yolun başında bile saymaz iken kulağımıza gelenlere göre daha şimdiden bazı yerleri gerçekten fazlası ile rahatsız ediyormuşuz.
Allah şahit hem kendi adıma, hem de önce şehir adına Türkiye genelinde basın camiasında yepyeni bir soluk olacağımıza söz veriyorum. (Tabii ki hayırlı ise)
40 küsur yıllık gazetecilik hayatımda BBN benim altınca adresim.
Ve inşallah burası USTALIK dönemi ile son durağım olur.
Önce sizlere şunun sözünü veriyorum; bu şehirde HABERCİLİK adına cesurca ve en rahat dönemimi yaşayacağıma inanıyorum.
Çünkü yönetim benden ve ekibimizden sadece şunu istedi “Bizim işimiz yasal ve helal olsun. Gerisine biz karışmayız”...
Bu heyecanla yeni yerimizde kendisine pamuk şeker ya da elmalı şeker alınmış minik bir çocuk gibi mutlu ve heyecanlıyım.
***
Bugün yazımıza şöyle bir örnekleme ile başlamak istiyorum.
Malum bizde bir söz ya da deyim vardır “içimizdeki İrlandalılar”...
Sanırım İrlanda ile oynanacak milli maç öncesi Teknik Direktör Mustafa Denizli tarafından söylenen bir sözdü.
İrlanda’ya hiç gitmedim.
Sadece bir gün New York’ta “İrlandalılar Günü”ne ve resmi geçiş törenine saatlerce tanıklık ettim.
Allah var adamlar hoşuma da gitmişti.
Neyse lafı uzatmayalım şu hikaye ile başlayalım.
İRLANDALI BALIKÇI
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır.
Bir restoranın dışındaki büyük bir su birikintisi önünde, elinde tutmakta olduğu sopasının ucundaki ipi suya sarkıtmış vaziyette sırılsıklam yaşlı bir İrlandalı durmaktadır.
O sırada yoldan geçmekte olan bir beyefendi durur ve sorar:
“Ne yapıyorsun?”
“Balık tutuyorum” diye yanıtlar yaşlı adam.
Yaşlı adamın haline üzülen beyefendi,
“Gel yağmurda kalma, içeri gir ve benimle bir şeyler ye iç...” teklifinde bulunur.
İçerisinin sıcaklığında, bir şeyler yiyip içerken beyefendi, ukalaca sorar;
“Bugün kaç tane balık yakaladın?”
diye sormaktan kendini alamaz.
Yaşlı adam;
“Sen sekizincisisin” deyiverir...!
***
KAMERAYI KİM KAZIR, POLİSTEN KİM KORKAR?
Bu fotoğrafı bu bölgede yaşayan bir okurumuz gönderdi
Fotoğraf geldikten sonra sordum
“Abi burası neresi?”
Cevap “Yapıcı İş Merkezi’nin köşesi...”
Allah, Allah. Burada kavşaktan tutun yol boyunca kameralar var. Dahası polis ekipleri ve çekiciler günde en az birkaç defa buraya mutlaka uğrarlar. Hatta hatta dakikalarca polis ekipleri burada nöbet tutarlar. Eeeee buna rağmen böyle öyle mi? Yapacak bir şey yok. Bu millette para çok. Yaz polis amca yaz...
AMA BİLEREK, AMA BİLMEYEREK CUMHURBAŞKANIMIZI YIPRATMAYIN
Bu ülkenin, bu toprakların içerdekilerden çok dışarda düşmanı var. Bu durum tarih boyunca olduğu gibi bundan sonra da olmaya devam edecektir.
İki gün önce bir okurumuz bana bu fotoğrafı gönderdi.
Altına da şöyle yazıyordu;
“Bunu yazsak vatan haini ilan ederler 50 kişi çığ altında iken Reis’in miting yapması doğru mu canım abim?”
***
Ben Cumhurbaşkanımıza, yaptıklarına, söylediklerine AK Parti Genel Başkanı olarak bakmıyorum, ona göre değerlendirme yapmıyorum. Olaya böyle AK Parti Genel Başkanı gibi baksak elbette böyle yorumlar yapılabilir. Eleştirilebilir. Ama ben konulara hep Sayın Cumhurbaşkanımız olarak bakıyor ve eleştiride de bir siyasi partinin değil bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Haaa eğer bu işlerde bir hata varsa ya da bu partiye oy veren insanlar bile bugün bu duruma böyle bakabiliyorlarsa Sayın Cumhurbaşkanımızın birinci derece etrafında bulunanların büyük vebal altında olduklarına inanıyorum. Bu konu ile ilgili yorumum da sadece bu kadar.
NE OLUR HASTANELERİN OTOPARK SORUNUNU ÇÖZÜN
Bir okurumuzun şu samimi sesine birlikte okuyalım mı?
“Selamünaleyküm Uğur abim nasılsın hayırlı sabahlar saygıdeğer anne ve babanızın ellerinden öpmek istiyorum, sen olmasaydın ülkemizin ve şehrimiz Konya'nın sıkıntılarını kiminle paylaşabilir, içimizi kime dökerdik. Adını Uğur koymakla yerinde bir karar almışlar. Memleket ve insan ile alakalı konularda bizim uğurumuzsun. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı, sevinçlerimizi paylaşacak Konya basınında tekten ve yegane bir insansın emekleriniz ödenmez. Az önce yazını okudum abi Meram Tıp Fakültesi Hastanesindeki otopark sıkıntısını ele almışsın. Konya’da bütün hastanelerdeki otopark yetersizliği insanları çileden çıkartıyor. Geçen hafta belimde rahatsızlığımdan dolayı merkez Numune Hastanesinden randevu aldım.
Abi sana yemin ediyorum 40 dakika arabayı park etmek için yer aradım Büyükşehir’in park yerleri, caddeler ara sokaklar tıklım tıklım dolu randevuya geç kaldım. Ona mı yanayım arabayı park yeri bulamadım ona mı yanayım? Arabayı hastaneye 400 metre ileride boş yer buldum oraya park ettim abi. Bir de o ağrıyla o yolu yürüdük, Allah razı olsun devletimizden şehrin merkezinde böyle bir büyük bir hastane yapıldı, bizler için velinimet. Ama alt yapısı düzgün olmadığı zaman da büyük bir eziyet. Hasta geldiğin hastanede iyice hasta oluyor insan.
Biliyorum abi otopark sorununu daha öncede yazmıştın.
Şu bir gerçek abi halka yapılan bu hizmet otopark sorunu çözülmedikçe bir eziyet olmaya devam edecektir. Konya'da her geçen yıl nüfus artışı almaya devam ediyor. Bizim memleketimizin adamı iyidir ama biraz da asabi ve sabırsızdır.
Trafikte bile sarıda arabanın kornasına basar Allah muhafaza otopark yüzünden kavgalara gidebilir bu. Bir ara bu sorunu tekrar yazabilirsen çok seviniriz. Allah'a emanet olasın, annenin, babanın ve senin ellerinden öpüyorum abicim. Rabbim kolaylık versin inşallah.”
***
Sabır, sabır, ya sabır...
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Rahatını sevenler, yasaklara olduğu gibi boyun eğerler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yeri geldiği zaman özür dilemeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.