Çok zengin olursak canavarlaşabiliyoruz(!)
Genel anlamda çalışanın çalıştığı, yatanın yattığı bir hafta sonunun ardından bugün yine çalışmak zorunda olanların işinde gücünde, Allah’ın “yürü ya kulum” dediklerinin de yattığı yerden gemisini yürütmeye devam ettiği bir haftaya daha başlıyoruz.
Hafta sonu Konya’da en çok dikkat çeken konuların başında polisin inanılmaz bir şekilde mütevazı, babacan, anlayışlı, saygılı ama sıkı denetimleri vardı.
Polis bu şartlarda yapabileceğinin en asgarisini yaparak görevini yerine getiriyordu.
Bu hafta sonunun en çok dikkat çeken ve siz değerli okurlarımızdan dönüş olan konu ise semt pazarlarımız oldu.
*****
PAZARLARDA DENETİM VARDI AMA…
Sayın Valimiz Vahdettin Özkan Bey bile hafta sonunda pazar yerlerinde denetimde idi.
Yani devlet pazar yerlerine gerekli hassasiyeti göstermişti.
Bu duyarlılığın fotoğrafları ve videoları bize ulaşırken yine bazı değerli hassas okurlarımızdan ise denetimsizlik şikayetleri vardı.
Mesela bir okurumuz “Çarşamba Pazarı” diye bilinen “Aydınlıkevler Pazarı”ndan bu tür fotoğraf ve videoları gönderirken biraz da kızgın bir şekilde şöyle yazıyordu;
“Uğur Abi hani pazar yerlerine teker teker sayıya göre alınacaktı. Bizim pazarın toplam alanını daraltmışlar. Ama gördüğünüz gibi insanlar üst üste ve hiçbir sosyal mesafe yok.
Bir tane zabıta, bir tane polis yok” diyordu.
Belki hassas okurumuzun olduğu saatte bir denetim boşluğu görülebilir. Ama yukarıda da dediğimiz gibi pazar yerlerine gitmedim, görmedim, bilemem. Ama genel anlamda sıkı bir denetim vardı.
******
“BU KADAR MI AÇ GÖZLÜ MİLLET OLDUK?”
Sizlerden gelen en ilginç pazar karelerinden birisi ise buydu.
Cumartesi günü saat 13.17’de gelen ve bu fotoğrafı çeken okurumuz şöyle diyordu;
“Millet saldırınca tezgâhların hali bu abi. Biz bu kadar gözü aç bir millet miyiz?”
............
Evet bence üzerinde gerçekten konuşulması ve düşünülmesi gereken konu buydu.
Şükürler olsun ki ortada savaş yok, kıtlık yok, felaket yok.
Bu neyin saldırması?
Bu neyin talan edilmesi?
Gözümüzün bu derece dönmesinin sebebi bence çok iyi analiz edilmelidir derim.
*****
GERİ DÖNÜŞÜM KUTULARINDAN HIRSIZLIK MI?
Bir abimiz aradı. Nalçacı Caddesinde, bu cadde ile Kerkük Caddesinin birleştiği Perşembe Pazarı olarak bilinen bölgede ikamet ediyormuş.
Akşam saat 21 sularında burada bulunan caminin önündeki geri dönüşüm kutusunun önünde duran bir kağıt hurda toplama aracının durduğunu, araçtan inen kişinin eğilip kutuları açtığını ve içlerinde ne varsa alıp götürdüğünü söylüyordu.
O zaman buradan biz de yetkililere bir uyarıda bulunalım.
Vatandaşın iyi niyetle belediyeye, devlete gidiyor diye hassasiyetle özenle buraya attığı atıklar eğer sözüm ona kendisini uyanık sayan hırsızlara gidiyorsa yazık olur.
******
HASTANEDE DİKKAT ÇEKEN O TABELA
Sıkı okurlarımızdan Oğuz Oğuz rumuzlu okurumuz şöyle bir yorum yapmış;
“İki haftadır Beyhekim Hastanesine gider gelirim. Hastane girişi otoparkında engelliler için ayrılmış bulunan otoparkların başına dikilmiş onlarca tabeladaki uyarı yazısını binlerce okumuş ve bilim adamı çalıştıran bu güzide kurumumuza yakıştıramadığımdan resmini çekmek istemedim.
Tabelalarda “park yerimi aldın, özrümü de alır mısın?" yazmaktadır.
Özür ne demek, yakıştıramadım.
Belki personel otoparkı başka bir bölümdedir diye düşündüm ama Başhekimlik ve yardımcılarının giriş katında olan ve polikliniklerin girişine dayanmış bu levhaların fark edilmemesi de mümkün değil.”
.................
Evet bu konu gerçekten dikkat çekici.
Sağlık çalışanlarımızın sağlık yöneticilerimizin bugünlerin o çok zor ve yıpratıcı durumunu bildiğim için bazı şeyleri hep halının altına süpürüyoruz. Mesela yine bu güzel ve örnek hastanemiz ile ilgili de yapılacak bir çalışma vardı.
Bize bu konuyu o gün fotoğraflarla gönderen abimiz geçenlerde yine hatırlatma yaptı. “40 küsur gün oldu oralar hâlâ öyle” diyordu.
Biz yine sağlıkçılarımızın bu günlerde insanın canı ile mücadele ettiklerine inandığımız için işin görüntü kısmını şimdilik görmemeye çalışıyoruz. Sabır.
******
PANDEMİDE PARA ÜSTÜNE PARA KAZANANLAR!
Birkaç gün önce bu zor dönemde kendi imkanları ile kendi ayakları üzerinde durabilmenin mücadelesini azimle sürdüren ticaret ile uğraşan bir dostum bizi yani bir yerde basını uyarıyordu.
Dostumuz önce Türkiye’nin her yerine söz konusu holding tarafından yapılan haber servisini gönderirken özetle;
“Pandeminin zorlu koşullarına rağmen kar elde eden şirketler arasında yer alan ....... Holding, yılın ilk 3 ayında konsolide net satışlarını yüzde 23 artışla 16 milyar 814 milyon TL’ye çıkardı. Holding’in konsolide net karı ise yüzde 47’lik yükselişle 1 milyar 752 milyon TL oldu.”
............
Uğur abi, pandemiye rağmen bu büyük firmalar karlarını katlıyor.
Diğer firmalarımız ise ya batıyor ya da zar zor ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Tabiî ki bütün basında bu işe “merdiven altı mal almayın”, “ucuz etin yahnisi böyle olur” diye destek oluyorsunuz.
Abi bütün küçük firmalar kötü değildir.
Şimdi küçük firmalar da aynı kalitelerde ürün üretebiliyorlar.
Bunların desteklenmesi gerekiyor.
Baksanıza bu dönemde büyük firmalar büyüdükçe büyüyor ve “bulunmaz Hint kumaşı oluyorlar” ve millet de sizlerin bu firmaları desteklemesi ile buralara koşuyor.
Çok zengin olundukça acımasız oluyorlar.
Allah korusun ama bizim de çok paramız olursa canavarlaşabiliyoruz.
İnşaallah onlardan olmayız ama büyük firmaları hep övüp diğerlerini de yermeyin.
Selamlar…”
.............
Evet bu konuya hiç bu pencereden bakmamıştım.
Dahası düşünememiştim.
Allah böylesine zor dönemlerde para pul işi yapan düzgün insanlarımıza güç kuvvet sabır versin inşallah.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Büyük değişim zamanlarında en güçlüler ya da en zekiler değil değişime en çok uyum sağlayanlar hayatta kalır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Mevlana Caddesinde bisiklet ve motor sürücüleri tek yönlü yolda ters yönden gelmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.