Hacivat ile Karagöz’ün ceremesi (!)
Halk arasında Hacivat ile Karagöz’un pek çok hikayesi anlatılır, sözleri söylenir.
Bugün yaşadıklarımız ile tam bir Hacivat ve Karagöz’ün yaptıklarından (!) millet olarak ceremesini nasıl çektiğimizi yaşıyoruz.
Allah rızası için şu pandemi ve sonrası için ne olacağını içinizde bilen var mı?
Şahsi kanaatim odur ki dünyada bu işin bileni yok.
Dünyada bildiklerini sananlar milyonlarla bilya boncuk gibi oynuyorlar. Deneme yanılma yolu ile kimi servetine servet katma derdinde kimi de koltuğunu koruma peşinde.
******
MASKE TAKILMALI MI, TAKILAN MASKELER SAĞLIKLI MI?
Her gün yazıp çiziyoruz. Bu illet virüs yüzünden hepimiz paranoyak olduk. Şehrimizin genç ve güçlü bir iş adamı dün sabah yine kafamızı çeldi.
Dahası şu, bu iş adamımız bazı Bilim Adamlarının (!) sosyal medyadaki bilgilerini gönderiyordu.
Bunların bazılarında konu yabancı bilim adamlarına dayandırılıyordu.
Hatta şöyle bir cümle dahi vardı “İsveçli bağışıklık sistemi uzmanı doktor Anders Tegnelı yerel bir kanala yaptığı açıklamada; Virüs maskeye yapışabilir. Çıkarttığınızda buradan elinize yüzüne ya da başka yerlerinize bulaşabilir…”demiş.
Günümüzdeki birliği kirliliğini düşünebiliyor musunuz?
Tamam biz kendi sağlıkçılarımızın ve Reis’in sözünü tutup maskedeki tüm diğer iddiaları çöpe attık ve gündeme bile getirmiyoruz.
Yalnız bu iş adamı abimiz yine diğer haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında uzmanların (!) maskelerin “Hakemli 42 bilimsel çalışma maskelerin etkili ve güvenli olmadığını gösteriyor” başlığı altındaki iddiaları da bizimle paylaştıktan sonra işadamının kıvrak zekası ile konuyu şöyle özetliyordu;
"Uğur abicim günaydın hayırlı cumalar. Tamam maske takalım ama gerçekten sağlıklı mı? Gerçekten faydalı mı? Herkesin maske üretimine başladığı rant olduğu bir sektör oluştu maalesef. Eğer Türkiye Cumhuriyetinde bir şeyin bu kadar sesi çıkıyorsa şahsi görüşüm o işte bir terslik vardır demektir. Saygı ve sevgi ile en önemlisi sağlıklı kal canım abimmm...”
..........
Evet herkes aklı eren parayı gören herkes maske ürettiğine göre bu işlerin denetemi de sizce tam olarak yapılıyor mu ki?
İşte şimdi huylandım.
******
DÜĞÜN MÜ YASAK PİLAV MI YASAK?
Şehrimizde düğün törenleri yasaklandı. Dahası şöyle söyleyelim hani yeni bir düzenleme yapıldı saat sınırlaması getirildi, kişi sayısı belirlendi 50 kişi olacak dendi, yaş sınırlanması getirildi. Güzel. Gerçekten de yerinde ve güzel bir karar idi.
Ama benim için dün sabaha kadar öyle idi.
Çünkü dün bu sektörün içinde olan iki kişi ile samimi bir değerlendirme yaptık.
Bu karar benim içinde soru işaretli hale geldi. Niye mi?
İzninizle kafamıza takılanları birlikte ele alalım.
Önce düğünlere yaş sınırlanması getirilmesi son derece yerinde.
Peki resmi ve sürekli denetim altında tutulan düğün salonlarında sayı 50 kişi ile sınırlandı değil mi?
Buna peki diyorsak kafelerde, restoranlarda yani düğün nişan yapma ruhsatı olmayan yerlerde 200 kişi ile niye düğüne nişana izin veriliyor?
Üstelik bu mekanlar bu yüzlerce kişinin aynı alanda toplanacağı yerler değil. Bu yerlerde sosyal mesafe mümkün değil. Millet el ele omuz omuza. Millet birbirinin ensesinde.
Elimizde fotoğraflar var. Düğün salonlarında 12 kişilik masalar 6 kişiye indirilmişken kafe restoranlarda sandalyeler yan yana.
Devam edelim mi?
Böyle yerlerde yemek servisi serbest iken, düğün salonlarında kişilere özel yemek servisi niye yapılamıyor?
Büyüklerimiz yerden göğe kadar haklı olarak düğün salonlarında el ele halay çekmeyi yasakladılar.
Doğru mu? Yüzde yüz doğru.
Peki sokak aralarında mahallelerde çekilen halay ne olacak?
Ahhhhh HACİVAT... Ahhhh KARAGÖZ…
******
ÖĞRETMENLERİMİZ NAMLUNUN UCUNDA (!)
Virüs ile birebir mücadelede en ön safhada bulunan sağlıkçılarımız ölümüne mücadele etmeye devam ederlerken Sayın Bakan Selçuk’un son açıklamaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın kontrolünde yeni normalleşmenin yeni hazırlıkları devam ederken şimdi yeni eğitim yılı başında tedirginliğin yerini korku ve panik almış iken buyurun eğitimcilerin feryadını;
“Abicim Konya’da 31 Ağustos’a kadar eğitim kurumları, dershaneler İl Sağlık Kurulu tarafından kapatılmıştı. Oysa kent özel öğretim dahil herkes bugün yüz yüze eğitime geçiyor. Bizde pazartesi okullardayız.
80 kişi küçücük salonda 5 gün toplantı yapacağız, saatlerce ne olur bir şey yapın.
Hiç değilse bu toplantılar bahçede yapılsın. Toplantılara ailesinde komşularında çoğu covid hastası olan bir çok insan katılacak.
Konya berbat durumda, kimse anlamıyor canım abim. Şimdiden teşekkürler.”
............
Evet bu öğretmenlerimizin yerine Sayın ValimizVahdettin Özkan Bey’e rica ediyoruz.
Sayın Valim ne olur bu öğretmenlerimizin toplantılarını hiç değilse açık alanlarda bu binaların bahçelerinde yaptırın.
Siz uyarırsanız bu işi Konya Milli Eğitim’i de tereyağından kıl çeker gibi kolayca çözer.
******
DEVLET YORULMAZ
Hastalık dünyayı nerede ise tersinden döndürecek. Dengesizliklerden tutun, vurdumduymazlığa kadar kimin ne yaptığını bilen yok. Kimin eli kimin cebinde? Gören eden yok. Bu zor dönemi Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyada en başarılı olarak geçiren ülkeyiz. Ama hâlâ adı konulup aşısı bulunamayan mikrop herkesi yordu.
Peki millet olarak biz ne haldeyiz.
Ne dirimiz, ne ölümüz bizim başı boşluğumuzu önleyemiyor. Biz burada yazıyorduk da aklı sıra birileri kıs kıs gülüyorlardı. Bakın koskoca Bakan Koca açıkladı. Evinde karantinada olması gereken on binlerce kişi ya şehirlerarası seyahatte, düğünde, pazarda.
Göz göre göre eşini, çocuğunu, anasını, babasını öldürmekten korkmayan alçak adam sizi bizi düşünür mü?
Bunlara para cezası vermeyeceksin.
Karantinada olması gereken adam sokakta yakalanıyorsa para cezası vermeyeceksin, 24 saat hücreye atacaksın. Atacaksın ki bak bakayım o zaman bir daha kapının önüne çıkar mı?
................
Bu işin millet yönü bir de devlet yönüne bakalım mı?
Tanıdığım bir kardeşim aradı. Eşinin tat ve koku alma duygusu kaybolunca test yaptırmışlar. Aradan tam dört gün geçmiş. Tık yok. Sonucu alamıyorlarmış. Benden yardımcı olmamı istedi.
Ve dün bu arkadaşım tekrar aradı.
Test sonucu açıklanmış. Eşi pozitif imiş. Yani korona.
Sordum ikisi de çocukları ile kimse ile görüşmemişler sokağa dahi çıkmamışlar.
Peki eğer bu insanlar 4 gün boyunca pazara gitselerdi belediye otobüsüne binselerdi ne olacaktı?
Bunun vebali kimin olacaktı?
...........
İnanın yazamadıklarımız var, yazamadıklarımız var...
Şunu da biliyorum büyüklerimizin de bilip yapamadıkları var.
Zor dostum zor. Hadi yüklenelim duaya.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Cömertin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başkalarında kızdığımız ya da eleştirdiğimiz durumları kendimiz yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.