Uğur Özteke

Uğur Özteke

Polis ikinci sınıf vatandaş mı?

Polis ikinci sınıf vatandaş mı?

Derter sıkıntılar bitip tükenmek bilmiyor. Allah beterinden saklasın. Altından kalkamayacağız yükler vermesin Cenab-ı Allah’ım. Corona zıkkımı, iş aş gelecek kaygısı derken, yüreğimizi yakan derinleştiği zamanda acımızı kat be kat artıran GARA şehitlerimizin durumu.

Hain alçak it sürüsü PKK’nın değişmeyen ve değişmeyecek yüzünü bir kez daha gösteriyordu.

Şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz mekanları cennet olsun inşallah. Geride kalanlarına ecir sabır versin yarabbim.

Şimdi gelelim bizim kendi küçük dünyamıza.

*****

CORONALI VATANDAŞ SAĞLIK OCAĞINA GİDERSE

Aslında bu konuyu yazmak istemiyordum. Amma velakin İngiltere’deki şu haber yine beni ve bizim milletinde hali için adeta dürttü.

“Corona virüsü salgınının mutasyona uğramış versiyonuyla mücadele eden İngiltere'de yapılan bir araştırma gündem oldu. Araştırmaya göre geçen hafta içerisinde corona virüsü tespit edilenlerin yüzde 53'ünün markete alışverişe ya da çalışmaya gittiğini ortaya çıkardı.”

............

İngiltere’de hasta markete alışverişe gitmiş.

Bizde pozitif raporlu vatandaş ne yapıyor biliyor musunuz?

O zaman söyleyelim.

Bir hanımefendi sağlık ocağına gider. Aile hekimine diz ağrılarından olan şikayetini dile getirir.

Doktor bilgisayardan hanımefendinin TC’sini girer.

Bir de ne görsün?

Hasta pozitiftir ve karantinada olması gerekiyor.

Durumu hastaya iletir. Hasta hâlâ şikayetlerini söylemeye devam eder. Doktor Beyin tepesi atar ve “Hanımefendi bakın hâlâ burada durursanız, hemen evinize gitmez iseniz polise haber vereceğim” der.

.........

Yani karantinada olması gereken İngiltere’de alışverişe gider, bizdeki de doktora.

Bizde alışverişe gidenler polise yakalanırsa ortaya çıkarlar değilse Allah yoluna gidiyoruz işte 

Ahhhhhh ahhhh bu zıkkım nasıl bitecek?

Yardım et Allah’ım

*****

DİNOZORLAR PARKI VE MEVLANA TÜRBESİ

“Yanar” rumuzlu okurumuz yazmış

“Dinozorlar parkına gittim. Fena değil...

Ancak oturup dinlenecek banklar yok bir.

İki; Buraya dinozorlar değil Türk mimarisi parkı adı verilmeli. Mimari eserler çok güzel yapılmış ve gerekli açıklamaları var...

Üç; En önemlisi giriş 7 TL. Pahalı mı? Yoo gayet normal...

Ama Mevlana Müzesini bedava yaparak yabancıdan para kazanmayı önleyip Konyalıyı yolmanın belediyecesi nedir anlamadım. Mevlana Müzesinden mistik duyguların kabarması haricinde ne öğrenilir? Ama Türk Mimarisi Parkı adını vereceğiniz alanda dolaşan herkes Türk tarihini ve sanatını ve hatta bir ölçüde coğrafyasını öğrenecektir...”

Okurumuz farklı bir açıdan bakmış ve bu bakış mantıklı geldi.

*****

DOĞAYI SEVMEZ GOMAZ OLUN EMİ?

Buyurun yine duyarlı bir hukukçu dostumuzun gönderdiği fotoğraf karesi. Yer Hüsamettin Çelebi Mahallesinden.

Sokağın ortasında kaldırımda naylon bir poşet, üzerinde de kocaman kocaman “DOĞAYI SEVİYORUM”... yazıyor.

 

 

Polis ikinci sınıf vatandaş mı?

 

 

 

Bu poşeti bedava olsun ya da parayla olsun alıp kullanan vatandaş. Sen bu kafa ile Allah aşkına doğayı filan sevme ne olur.

Bir de “DOĞAYI SEVMİYORUM” poşetini kullansan ne yapardın ki?

*****

BU İŞ MASA BAŞINDAN YÖNETİMLE OLMAZ

Bakın dünyada pandeminin başlaması tarihi itibari ile, ardından zıkkım virüsün bizde görülmesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak dünyada salgını en iyi şekilde yöneten ülkelerin başlarında yer aldık.

Tabii zaman zaman da olmadık goller yedik.

Futbol maçlarından bazı goller vardır. Onun acısını yıllar geçse de unutamazsınız, içinizden bir türlü çıkartamazsınız.

Mesela vefat sayıları 3 bin iken ertesi gün 30 bin oluvermişti.

Hatırlıyorsunuz değil mi?

Bunu unutmak mümkün mü? Tarihe geçti bir kere.

..........

Şimdi aşılama ile ilgili Sağlık Bakanlığının son çalışmasını öğrendik.

Gelen aşıları biz yine Türkiye olarak dünyada en süratli ve en güzel yapan ülkelerin başındayız.

Dünya bizdeki aşılamanın hızına ve düzgünlüğüne akıl erdiremiyor.

Çünkü bizim fedakar insanlarımız diğer gelişmiş ülkelerdeki gibi robot değiller. Bizimkiler vicdanları ile yürekleri ile çalıştıkları için kimse bizimle baş edemez.

...................

Gel gelelim Bakanlıktan gelen son çalışmaya.

Son duruma göre aşılama süresi önce 5 dakikada bire indirilmiş.

.....................

Sonra sağlık personelinden gelen tepki ile bu işlem yani aşılama süresi 10 dakikada bire çıkartılmış.

....................

Yapmayın Allah aşkına bakanlıkta oturup burada sağlık ocağında işlerin nasıl işlediğini bilemezsiniz.

Kimse üzerine alınmasın da sizler yani bu kararları alanlar siyasi yönden torpilli insanlarsınız.

Şimdi yaş grubuna göre büyüklerimize aşı yapılırken 15 dakika onları dinlendiriyoruz. Çünkü pek çoğunun şekeri, kalbi, alerjisi ... gibi bir sürü rahatsızlığı var.

Daha bu aşılama öncesi büyüklerimiz ile yapılan sohbet. Onlarla bire bir samimi görüşmeler.

Eeeee kardeşim siz bakanlıkta oturuyorsunuz ancak siyasilere valilere yapılan aşılamaya göre saat ayarı yapıyorsunuz.

Pekiii sağlık ocağında bir doktor, bir hemşire 10 dakikada nasıl aşılama yapabilecek.

Olmaz olmaz değil ki.

Hadi diyelim aşı sonrası bir büyüğümüzü de kaybettik.

Bu durumda hiçbir zaman Bakanlıkta oturup 10 dakikada bir aşı yapılacak diye kronometre tutan sorumlu olmaz ki. O aşıyı yapan hemşire ile doktor rezil oldukları gibi ağır cezada yargılanırken mesleklerinden dahi olurlar.

Durun durun bu 10 dakikada aşı işlemleri yapılırken, araya bir de Sağlık Ocağına gelen hastaların muayenesi yapılacak. Dertleri dinlenecek, ilaçları yazılacak.

Olmazzzzzzzzzz.

Lütfen bu işi illere bırakın.

Bakanlık aksi takdirde yine çataldan, doksan artıda gol yemeye devam eder.

*****

POLİSLERİ NİYE GÖZ ARDI EDİYORSUNUZ?

Dün sabah Milli Eğitim Bakanı Selçuk yüz yüze eğitimin başlayacak olması nedeni ile öğretmenlerin şubat ayının son haftası itibari ile aşılanacaklarını açıkladı.

Evet bütün öğretmenlerimiz bu aşılanma takvimine alınmalı, ilköğretim öncesi eğitimden yüksek öğrenime kadar bütün eğitim camiası aşınlanmalı.

Buna yüzde yüz katılıyorum. Doğru yapılıyor.

Yalnız Sayın Bakanı dün sabah ekranda canlı canlı izlerken aklıma geldi.

Yahu pandeminin ilk gününden itibaren birebir vatandaş ile karşı karşıya olan, ağız ağza, omuz omza gelmek zorunda kalan polislerin durumu dahası Emniyet Teşkilatı mensuplarının durumu niye hiç düşünülmüyor ki?

Emniyet mensupları sadece kaldırımda maske takmayanlara ceza yazmıyorlar ki!

Polis sadece radara girene, kırmızı ışıkta geçene ceza yazmıyor ki!

Denetim yapıyorlar, pavyon gazino baskını yapıyorlar, terörle mücadele ediyorlar .... gibi.

Peki böylesine suç unsarları ile birebir karşı karşıya kalan emniyet teşkilatı mensupları bu aşılama sisteminde niye öne alınmıyorlar ki?

.........

Emniyet mensubu birinci dereceden filan yakınım hiç yok. Ama Milli Eğitim Bakanını dinlerken aklıma geldi. İçimizde kalmasın istedik. 

      

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yalan söylüyorlar, biliyoruz. Yalan söylediklerini onlar da biliyor. Yalan söylediklerini bildiğimizi de biliyorlar. Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerinin de farkındayız; ama, yine de yalan söylemeye devam ediyorlar.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İki şeritli yollarımızda yolun sol şeridini parselleyip ısrarla ve inatla buradan gitmekten vazgeçip yolun sağına çekilip oradan gitmeyi öğrenebildiğimiz zaman ADAM oluruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Uğur Özteke Arşivi